Kurulduğu günden bu yana Afyonkarahisar basınının omurgasını oluşturan Türkeli Gazetesi, 75. yılını kutluyor. Mesleğin ustaları, eski çalışanlar ve sadık okurlar, Türkeli Gazetesi’nin geçmişten bugüne uzanan hikâyesini anlattı.
“TÜRKELİ VE KOCATEPE: REKABETTEN DOĞAN REFİKLİK”
Afyonkarahisar basınının değerli gazetecilerinden Kocatepe Gazetesi imtiyaz sahibi Sezer Küçükkurt, Türkeli Gazetesi hakkında düşüncelerini aktardı. Afyonkarahisar basın tarihine yön veren dostlukların, vefanın ve ortak idealin adı olan Türkeli Gazetesi’nin, sadece bir yayın organı değil; şehrin belleğini taşıyan köklü bir miras olduğunu belirtti. Küçükkurt, “Türkeli Gazetesi, Kocatepe ile birlikte Afyonkarahisar basınının temel taşlarından biridir. Ben de çocukluğumdan beri Türkeli Gazetesi’yle mesai paylaşan insanlardanım. Allah rahmet eylesin, Dr. Sadettin Aygen o dönem gazetenin başındaydı. Dr. Aygen’in hem babamla hem amcamla çok güzel dostlukları vardı. Benim çocukluk yıllarımda Afyonkarahisar’da iki gazete vardı: Türkeli ve Kocatepe. Bu iki gazete arasında rekabet olması beklenirken tam tersine, gerçek bir “refiklik”, yani yol arkadaşlığı söz konusuydu. Afyonkarahisar’ın menfaatleri doğrultusunda hem Türkeli hem Kocatepe, hem Dr. Aygen hem de babam ve amcam ortak hareket ederlerdi. Sonrasında, yakın zamanda kaybettiğimiz Hakkı Özsoy (Allah rahmet eylesin) gazeteyi devraldı. Dr. Aygen dönemindeki o refiklik, Hacı Hakkı Özsoy zamanında da aynı şekilde devam etti. Türkeli Gazetesi, ilk olarak Hulusi Özerkan tarafından kurulmuş, Dr. Özerkan’ın sorumluluğunda yayınlanan bir gazeteydi. Daha sonra Hulusi Özerkan, gazetenin tüm haklarını Dr. Aygen’e devretti. Dr. Aygen, Afyon’a fayda sağlamak için ömrünü vakfetmiş bir insandı.” diye konuştu.
“TÜRKELİ, RESMÎ İLAN DESTEĞİ OLMADAN ONURLU YAYINCILIK MÜCADELESİNİ SÜRDÜRDÜ”
Afyonkarahisar basınının şekillendiği yıllarda, Türkeli Gazetesi’nin hem varlığıyla hem duruşuyla şehrin medya hafızasında ayrı bir yer edindiğini kaydeden Küçükkurt, “Türkeli Gazetesi’nin yayın hayatına başladığı dönemde Afyonkarahisar’da yanlış hatırlamıyorsam 12 gazete bulunuyordu. O yıllarda hükümet politikaları gereği Anadolu’da yerel gazetelerin yayını teşvik ediliyordu. Bu 12 gazetenin yanında Türkeli de yayın hayatındaydı; ancak Kocatepe henüz çıkmıyordu. Zamanla maddi imkânsızlıklar nedeniyle 11 gazete birleşerek “Birlik” adı altında tek gazete hâline geldi ve resmi ilan almaya başladı. Türkeli ise resmi ilan almadan yayın yapmaya devam etti. Kocatepe gazetesi çıkana kadar Afyonkarahisar’da sadece Birlik ve Türkeli gazeteleri vardı. 1965’ten itibaren ailemiz Kocatepe Gazetesi’ni yeniden yayınlamaya başladığında Birlik Gazetesi yayın hayatına son verdi ve Afyonkarahisar’da basın, Türkeli ile Kocatepe üzerinden temsil edilmeye devam etti. Ben çocuk yaşlarda Dr. Aygen’i iyi hatırlıyorum. Uzun Çarşı’da bir yazıhanesi vardı. Okumuş, yazmış, insanları okumaya teşvik eden, gariban dostu biriydi. Muayenehanesine gelen durumu olmayan kişilerden ücret almaz, hatta ilaçlarını kendi temin ederdi. Özellikle kırsaldan gelen hemşehrilerimiz kendisine büyük hürmet gösterirdi; o da kimseyi geri çevirmezdi. Aynı zamanda Zülali Camii’ni yaptırma ve yaşatma derneklerinin başkanlığını da yürütmüştü. Komünizmle Mücadele Derneği’nin başkanlığını da yapmıştı.” şeklinde konuştu.

DR. AYGEN’DEN HAKKI ÖZSOY’A UZANAN EMANET
Türkeli Gazetesi’nin kaderinin yeniden şekillendiği dönemin, Afyonkarahisar basınında vefa, emanet ve mesleki dayanışmanın en güçlü örneklerini barındırdığını ifade eden Küçükkurt, “1980’li yılların sonuna doğru, ailevi sebepler nedeniyle Afyonkarahisar’dan ayrılma kararı aldı. Türkeli Gazetesi’nin Kocatepe bünyesinde devam etmesini istedi ancak babam bunu uygun görmedi. O dönem Kızılay Başkanı olan, Afyonkarahisar’ın saygın iş insanlarından ve aile dostumuz Hakkı Özsoy’un güvenilir bir isim olması nedeniyle, Dr. Aygen gazeteyi ona devretti. Daha sonra İstanbul’a yerleşti ve orada vefat etti. Hacı Hakkı Özsoy gazeteyi devraldıktan sonra Afyonkarahisar’ın tecrübeli gazetecileriyle çalışarak Türkeli’ne yeni bir kimlik kazandırdı. Milliyetçi-muhafazakâr çizgisi değişmedi ancak habercilik ve yorumculuk açısından daha etkili bir seviyeye ulaştı. Bu bahsettiğim dönemlerde gazeteler, kurşun harflerin yan yana getirilmesiyle hazırlanan TİPO tekniğiyle basılıyordu. Afyonkarahisar’da hem Kocatepe hem Türkeli bu teknikle yayın yapıyordu. Teknik yetersizlikler tüm Anadolu’da olduğu gibi burada da fazlaydı. Bu nedenle iki gazete arasında sık sık iş birliği olurdu. Kocatepe ve Türkeli’nin matbaaları Uzun Çarşı’dan Valiliğe çıkan yokuştaydı; bizim yerimiz ise Gazlıgöl Caddesi’nin başındaydı. Birçok kez Kocatepe’den Türkeli’ye, Türkeli’den Kocatepe’ye sayfalar, resmi ilanlar, dizgisi tamamlanmış işleri taşıdım. Döküp saçtığım zamanlar oldu; ustalarımdan cezasını gördüğüm de oldu. Bu da iki gazete arasındaki kardeşliğin bir başka hatırasıdır.” diye konuştu.
“ÖZSOY VE KÜÇÜKKURT AİLELERİNİN GÜÇ BİRLİĞİYLE ÖZKURT A.Ş. KURULDU”
Türkeli ile Kocatepe arasındaki köklü dayanışmanın kurumsal ortaklığa dönüştüğü yıllarda, Afyonkarahisar basınında yeni bir dönemin kapılarını aralandığını belirten Küçükkurt, “1992 yılında Kocatepe ve Türkeli arasında bir ortaklık kuruldu. Hacı Hakkı Özsoy yatırımla Türkeli’ni ofset tekniğine geçirmişti. Aynı dönemde Afyon’da Zafer Gazetesi de yayınlanmaya başlamış ve böylece şehirdeki gazete sayısı üçe yükselmişti. Zafer, ilk kez ofset tekniğiyle çıkan gazete oldu ve İstanbul’dan teknik ekip transfer edilmişti. Bizim aile de ofset matbaası kurmak için harekete geçince, Hakkı Özsoy babamla görüşerek “Bu iş sizin işiniz, ben yoruldum, matbaa hazır; masraf etmeyin, güçleri birleştirelim” diyerek ortaklık teklif etti. Babam da bunu kabul etti. Böylece Özsoy ve Küçükkurt ailelerinin isimlerinden Öz-Kurt birleşerek Özkurt A.Ş. kuruldu. Uzun Çarşı’daki Özsoy İşhanı’nda idare 3. katta, matbaa ise bodrum katta faaliyetlerine başladı. Sonrasında Kocatepe ve Türkeli’nin valilik yanındaki ortak binasına taşınıldı. 2001'li yıllara gelindiğinde Kocatepe ve Türkeli kendi matbaalarında basılmaya devam etti; bu ayrılık da her zaman dostane bir şekilde sürdü. Türkeli Gazetesi’nde emeği geçen İbrahim Yüksel, Fatih Gümüş, Polat Yılmaz, Mehmet Sarlık, Hüseyin Oysal, Abdullah Ertek, Fevzi Şen, Mehmet Dönerkaya, Mustafa Boyacı ve Ümit Abay gibi gazeteci dostlarımızı anmadan geçmek vefasızlık olur. Galip Leblebicioğlu’nu da aynı hassasiyetle yad etmek gerekir.” dedi
“75 YILLIK ÇINARIN TANIĞI OLAN NADİR KİŞİLERDEN BİRİYİM”
Gazetemizin köklü yazarlarından Muammer Kandemir, Türkeli Gazetesi’nin 75. kuruluş yıldönümü dolayısıyla gazetede geçirdiği yıllara dair anılarını ve düşüncelerini aktardı. Türkeli Gazetesi’nin sadece bir gazete değil, Afyonkarahisar’ın hafızası, emeğin, vefanın ve istikrarın simgesi olduğunu ifade eden Kandemir, “Canlı tarihimizin en büyük şahididir Türkeli Gazetesi. Türkeli Gazetesi, bugüne kadar sayısız insana hem iş hem aş vermiş, pes etmeden yoluna devam etmiş köklü bir kurumdur. Ben de 1988 yılında, rahmetli Hacı Hakkı Özsoy tarafından mali işlerden sorumlu olarak göreve alındım. Daha sonra müdürün ayrılmasıyla bir süre gazetenin idaresi tamamen bana kaldı ve yönetim sorumluluğunu kesintisiz şekilde sürdürdüm. Gazetemiz o dönemlerde Entertip baskı sistemiyle çalışıyordu. Zamanla gelişen teknolojiye ayak uydurarak bugünkü modern baskı makinelerine geçtik. Bu süreçte çok tecrübeler edindik, çok şey öğrendik ve birçok zorluğun üstesinden birlikte geldik. Rahmetli Hacı Abi ile geçirdiğimiz günler hem öğretici hem de çok kıymetliydi. Allah kendisine rahmet eylesin. Türkiye genelinde hem gazetenin mutfağında çalışan hem de bugün hâlâ yazarlık yapan nadir kişilerden biri olduğumu söyleyebilirim. Türkeli Gazetesi'nin bundan sonraki yolculuğunda da başarı ve mutluluklar diliyorum. Allah, bu güzide kurumu daha nice yıllara, nice 75 yıllara ulaştırsın.” diye konuştu.

“TÜRKELİ ÖNDER ARTUK’UN LİDERLİĞİNDE DAHA DA GÜÇLENDİ”
Türkeli Gazetesi’nin köklü geçmişini korurken geleceğe güvenle yürüyen güçlü bir aile yapısına sahip olduğunu dile getiren Kandemir, “Bugün Türkeli Gazetesi, Önder Artuk’un imtiyaz sahipliğinde emin adımlarla yoluna devam ediyor. Allah yardımcısı olsun. Şu an gazetenin herhangi bir eksiğini görmüyorum. Biz eski çalışanlar gazeteye geldiğimizde büyük bir saygı ve nezaketle karşılanıyoruz. Önerilerimiz dinleniyor, görüşlerimize değer veriliyor. Bu durumdan son derece memnunuz. İnşallah, Önder Bey’in önderliğinde Türkeli Gazetesi daha da güçlenerek yolculuğunu sürdürecek ve nice 75 yılları geride bırakacaktır.” dedi
"TÜRKELİ GAZETESİ HAYATIMIN OKULU”
Gazetemizin eski muhabirlerinden İsa Kuş, gazetemizde geçirdiği yılları anlattı. Türkeli Gazetesi’nin, kendisi için bir iş yerinden çok bir yuva olduğunu dile getiren Kuş, “16 yaşında kapısından içeri adım attığım Türkeli Gazetesi, benim için bir iş yerinden çok bir yuva oldu. Hem mesleki hem de insani anlamda bana çok şey kattığına inandığım bir okuldu. Gazetecilik mesleğine ilk kez burada başladım; çay ocağından gazete dağıtıma, karanlık odadan muhabirliğe ve dizgi-tasarım birimine kadar her alanda çalışma fırsatı buldum. 1951’den bu yana yayın hayatını sürdüren Türkeli Gazetesi, mesleğimizin bir mektebi, şehrimizin ise köklü bir değeridir. Her zaman halkın sesi olmuş, Afyonkarahisar’ın gelişimine ışık tutmuştur. Bugün de geçmişten aldığı tecrübe ve birikimi genç, dinamik ve profesyonel kadrosuyla sürdürüyor. Bu özel yıldönümünde, başta imtiyaz sahibi Önder Artuk olmak üzere tüm ekibi yürekten tebrik ediyorum. Ebediyete intikal eden kurucuları Dr. Sadettin Aygen ve Hacı Hakkı Özsoy’u rahmetle anıyorum.” diye konuştu.

“GAZETECİLİĞİN GERÇEK USTALARIYLA AYNI ÇATI ALTINDA YETİŞTİM”
İsa Kuş, 94 yılında henüz lise öğrencisiyken Türkeli Gazetesi’nde çaycı olarak işe başladığını dile getirdi. Kuş, “O dönem Türkeli ve Kocatepe gazeteleri aynı merkezde, Valiliğin yanındaki binada yönetilirdi. Rahmetli Hakkı Özsoy, Şükrü Küçükkurt, İbrahim Küçükkurt, Recep Yaşayacak gibi büyük ustalarla aynı çatı altındaydık. İdarede Yusuf ustamız, matbaada Süleyman Ali, Recep ve Mehmet abiler vardı. Dizgide Ümit Abay, Hacer ve Sevinç ablalar… Muhabirlik tarafı ise tam bir “şampiyonlar ligi” gibiydi: Sezer Küçükkurt, Salih Özkılıç, Ahmet Sarlık, Arif Yağcı, Yusuf Gümüş, Ahmet Taşdelen ve Alpaslan Üstün… Her biri gazeteciliğin gerçek ustalarıydı. Ben o zamanlar çay, kahve, temizlik, gazete kırım ve dağıtım gibi işler yapıyordum. Bir gün Sezer Küçükkurt beni karanlık odaya aldı, fotoğrafların trama basımını öğretti. Saatlerce çıkmadığım olurdu, ama yine de çay taşıma işinden iyiydi. Bir sabah temizlik yaparken belediyeden “Basın toplantısı var” diye telefon geldi. Yusuf ustam bana fotoğraf makinesini verdi ve ilk kez bir habere gönderdi. O gün haberimi Sezer ve Ümit abiyle birlikte yazdım. Ertesi gün gazetede muhabir kısmında “İsa Kuş” yazdığını görünce sevinçten havalara uçtum. Ancak daha ikinci haberimde rahmetli Arif Yağcı’dan yediğim tokatla gerçek gazeteciliğin disiplinini öğrendim. O dönem böyle yetiştirilirdik, kimse işin şakası olmadığını bilirdi. Kesintisiz olarak 1999 yılına kadar çalıştım. Askerlik dönüşü tekrar görevime başladım. Daha sonra İHA ve Valilik Basın’da görev yaptım ama Türkeli ve Kocatepe gazeteleriyle bağım hiç kopmadı. Mesai bitince hep gazeteye giderdim. Çünkü mesleği orada öğrendiğim kadar sevgiyi, saygıyı, dostluğu ve meslek aşkını da orada öğrendim.” ifadelerinde bulundu.
“TÜRKELİ’NDE YETİŞMİŞ OLMAK BENİM İÇİN HER ZAMAN BİR GURUR KAYNAĞIDIR”
Türkeli Gazetesi’nin 75. kuruluş yıl dönümünü kutluyan İsa Kuş, “İnanın, meslektaşlarımıza sevgi ve ustalarımıza saygı konusunda asla ödün verilmezdi. Gazetecilik toplumda çok saygın bir meslekti. Bugün aynı saygınlığın yeterince olmadığını görmek üzücü; ancak bu çok daha geniş bir konu ve sektörün önemli bir sorunu. Hâlâ bir yazarı olarak görev yapmaktan onur duyduğum Türkeli Gazetesi’nin 75. kuruluş yıl dönümünü kutluyor, daha nice uzun ve başarılı yıllar diliyorum. Bu kurumda yetişmiş olmak benim için her zaman gurur kaynağıdır.” dedi
"NİCE 75 YILLAR DİLERİM"
Türkeli Gazetesi'nde 20 yıl köşe yazarlığı yapan Mehmet Dönerkaya, "Gazetemizin Kuruluş Yıl Dönümü'nü en içten dileklerimle kutlarım. Doktor Mehmet Sadettin Aygen'den bu yana Hacı Hakkı Özsoy ve Önder Artuk'ta da olmak üzere çizgisini bozmadan yayın hayatına devam eden Türkeli artık 75 yaşına girdi. Bu güne kadar olduğu gibi, bu günden sonra aynı şekilde başarılı, hizmetkar ve aynı tutum içinde yayın hayatına devam edeceğinden hiç şüphem yok. Gazetecilik mesleğinin zorluklarını, dengelerini bilen personelleri ile ve tarihi aklı ile hareket eden Türkeli Gazetesi'ne nice 75 yıllar dilerim." dedi.
“AFYONKARAHİSAR’IN HAFIZASI ONURLU YOLCULUĞUNU GURURLA SÜRDÜRÜYOR”
Gazetemize uzun yıllardır köşe yazılarıyla değerli katkılar sunan Mustafa Uayr, Türkeli Gazetesi’nin 75. kuruluş yıldönümünü kutlayarak gazetemiz hakkında düşüncelerini paylaştı. Afyonkarahisar’ın hafızası, kentin sesi ve basın geleneğinin en köklü temsilcilerinden biri olan Türkeli Gazetesi’nin, 75 yıllık onurlu yolculuğunu gururla sürdürdüğünü kaydeden Uyar, “Aralık 1951’de merhum Dr. Sadettin Aygen tarafından kurulan Türkeli Gazetesi, Afyonkarahisar basınının en köklü ve en güçlü seslerinden biri olarak 75. yılına ulaşmanın gururunu yaşıyor. Gazetemiz, 1987 yılında bayrağı devralan Hakkı Özsoy yönetiminde 1 Kasım 2019’a kadar aralıksız ve başarılı bir şekilde yayın hayatına devam etti. 1 Kasım 2019 tarihinde ise Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin kurucu üyelerinden olan Hakkı Özsoy’dan bu kutsal görevi Artuk Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Önder Artuk devraldı. Önder Artuk’un liderliğinde Türkeli Gazetesi, hem teknik altyapısını güçlendirdi hem de yayıncılık anlayışında başarı çıtasını çok daha yukarılara taşıdı.” ifadelerini kullandı.
“75 YILLIK BİRİKİMİYLE GEÇMİŞİ GELECEĞE BAĞLAYAN GAZETE”
Afyonkarahisar basınının yaşayan hafızası ve değişmeyen güvenilir sesi olan Türkeli Gazetesi’nin 75 yıllık köklü yolculuğunda gelenek ile yeniliği ustalıkla harmanlayarak bugünlere ulaştığını dile getiren Uyar, “Türkeli Gazetesi, geçmişten gelen bilgi, birikim ve köklü tecrübesini; bugün genç, dinamik ve profesyonel ekibiyle birleştirerek ilkelerinden taviz vermeden yayın hayatını sürdürmektedir. 1951 yılında haberlerin kurşun harflerle elde dizilerek basıldığı dönemden, daktilo ve dizgi sistemine, oradan da günümüz modern ulusal basın teknolojisi olan ofset baskıya uzanan bir süreç yaşandı. Kuruluş dönemlerinde 50-100 adet arasında olan tiraj, bugün günlük 1.500’lere ulaşmış durumda. Sultan Dînânî’nin 12. kuşaktan, Hz. Mevlânâ’nın ise 19. kuşaktan torunu olan Galip Leblebicioğlu (1937-2022), uzun yıllar Türkeli Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaparak basın tarihimizde derin bir iz bırakmıştır. Türkeli Gazetesi, 75 yıllık birikimiyle geçmişi geleceğe bağlamayı sürdürüyor; basın ilkelerinden ödün vermeden, doğruluğu ve güvenilirliği esas alarak yoluna kararlılıkla devam ediyor. Aynı ilke ve gururla nice 75. yıllara” dedi
48 YILLIK SADIK OKUYUCUDAN TÜRKELİ’YE VEFA DOLU SÖZLER
Türkeli Gazetesi’nin uzun yıllardır sadık okuyucuları arasında yer alan Hasan Tahsin Köken, gazetemizle ilgili değerlendirmelerde bulundu. 1978 yılında iş yerini açtıktan sonra Türkeli Gazetesi’nin kurucusu Dr. Mehmet Sadettin Aygen ile tanıştığını belirterek şunları söyledi:
“1978’den bu yana Türkeli Gazetesi’ni yakından takip ediyorum. Dr. Aygen’den sonra Hakkı Özsoy ile tanıştık, ardından gazetenin diğer emekçileriyle de yakın ilişkilerimiz oldu. Daha doğrusu, ben Türkeli Gazetesi’nin 48 yıllık okuyucusuyum. Önder Bey hakkında da şunu söyleyebilirim: Mehmet Sadettin Aygen’den sonra görevi Hakkı Özsoy sürdürdü, daha sonra Önder Artuk Bey devraldı. Bayrağı teslim aldıktan sonra aynı düzeni, aynı kaliteyi devam ettirmesini diliyorum. Kendisine bundan sonraki hayatında da başarılar temenni ediyorum.” dedi
“TÜRKELİ: GAZETECİLİK MESLEĞİNE YETENEK KAZANDIRAN BİR OKUL”
Türkeli Gazetesi’nde uzun yıllar müdürlük yapan Hüseyin Oysal, gazetemiz hakkındaki düşüncelerini ve Türkeli’ndeki çalışma yıllarını anlattı. Türkeli Gazetesi’nin bir okul gibi olduğunu söyleyen ve yıllarca görev yapan ekip arkadaşlarını yetiştirmenin gururunu yaşadıklarını belirten Oysal, “Türkeli Gazetesi adeta bir okul gibidir. Oradan pek çok muhabir yetiştirdik. Diğer meslektaşlarımıza da muhabirler kazandırdık. Onlardan çok faydalı hizmetler gördük. Yetiştirdiğimiz insanların iyi yerlere geldiğini gördükçe onur duyuyoruz, gururlanıyoruz. Bıraktığımız yerden çizgimizi aynı şekilde devam ettiren arkadaşlarımızın olması bizi mutlu ediyor. Türkeli Gazetesi, aralıksız sürdürdüğü yayın hayatında kamu hizmetini önceleyerek millete hizmet eden, onur verici bir görev yapmıştır. Bugün de bıraktığımız arkadaşlarımız aynı şekilde daha iyi hizmetler üretmeye devam ediyorlar; bundan hiçbir şüphemiz yok. Topluma ve milletine faydalı bir gazete olarak yoluna devam ediyor. Biz de bundan büyük bir gurur duyuyoruz.” diye konuştu.

AYGEN’DEN ÖZSOY’A, ÖZSOY’DAN ARTUK’A UZANAN EMANET
Gazetenin kurucusu Mehmet Sadettin Aygen’in Afyonkarahisar’da çok güçlü bir iz bıraktığını vurgulayan Oysal, “Mehmet Aygen, Afyon’da çok iyi bir intiba bırakmış bir isimdir. Emeklilik dönemine geldiğinde, oğlunun ailevi durumu nedeniyle İstanbul’a yerleşmek zorunda kaldı. Bu nedenle gazeteyi, ilkeleri sürdüreceğine inandığı Hacı Hakkı Özsoy’a 1986 yılında devretti. Hacı Hakkı Özsoy da kendisine teslim edilen bu bayrağı ilkeli duruşuyla 2019 yılına kadar başarıyla taşıdı. 2019 yılında ise gazeteyi Önder Artuk Bey’e devrederek fiilen emekli oldu ve dinlenmeye çekildi. Gazeteyi devredeceği dönemde 2-3 kişi talip olmuştu; ancak kim bu çizgiyi daha iyi sürdürebilir diye değerlendirdiğinde, Dr. Aygen’den aldığı emaneti bozmadan devam ettireceğine inandığı için tercihini Önder Artuk’tan yana kullandı. Önder Artuk da aynı çizgiyi bugün de kararlılıkla sürdürüyor.” ifadelerinde bulundu.

“HALKA HİZMET, HAKK’A HİZMET ANLAYIŞIYLA HİZMET EDİYOR”
Bir sokak lambasında yaşanan elektrik kaçağının çözülmesine aracılık ettiklerini belirten Oysal, yaşadığı olayı şu sözlerle anlattı:
“Gazetenin ilkesinde ‘halka hizmet, Hakk’a hizmet’ anlayışı olduğu için bu tür konularda duyarlılık gösterirdik. Çimento fabrikasının bulunduğu bölgede, kömür tevzilerinin olduğu yerde bir sokak lambasında elektrik kaçağı olduğunu söylediler. TEDAŞ’ı birkaç defa aramalarına rağmen ‘geliyoruz’ deyip gelmemişler. Daha sonra bizi arayıp ‘Bu konuda bir haber yapabilir misiniz?’ dediler. Biz de haberi yaptık.
Yayınladığımız haber, ihbar mahiyeti taşıdığı için TEDAŞ ekipleri olaya hemen müdahale ederek arızayı giderdi. Ardından bizi arayıp teşekkür ettiler. ‘Ağabey, bir haftadır on gündür uğraşıyoruz, çözdürememiştik. Sizin sayenizde çözüldü. Yangın tehlikesinden kurtulduk.’ dediler. Bu olayı hiç unutmam.”
“TÜRKELİ, DÜNÜN EMANETİNİ YARINA TAŞIYAN BİR GÖNÜL YOLCULUĞUDUR”
Gazetemizin imtiyaz sahibi Önder Artuk, Türkeli Gazetesi’nin 75. kuruluş yıldönümünü kutlayarak, bu köklü çınarın bugünlere ulaşmasında katkı sunan tüm emekçilere teşekkür etti. Türkeli Gazetesi’nin 75 yıllık onurlu yolculuğunda bugün emanetçi olarak görev yapmanın kendisi için tarif edilemez bir gurur ve büyük bir sorumluluk olduğunu dile getiren Artuk, “75 yıllık köklü bir çınarın bugün emanetçisi olmanın sorumluluğunu ve gururunu her gün daha derinden hissediyorum. Türkeli Gazetesi, yalnızca bir gazete değil; Afyonkarahisar’ın hafızası, emeğin, vefanın ve mesleki adanmışlığın harmanlandığı bir okuldur. Bu kurumun her sayfasında Dr. Sadettin Aygen’in özverisi, Hacı Hakkı Özsoy’un vefası ve daha nice ustanın alın teri vardır. Bugün bizler, sadece bir yayıncılık faaliyetini sürdürmüyor; üç kuşağın emanetini, çizgisini bozmadan geleceğe taşıyoruz. Sezer Küçükkurt başta olmak üzere Afyonkarahisar basınının değerli büyüklerinin anlattığı hatıralar, Türkeli ile Kocatepe arasındaki rekabetten beslenen o eşsiz ‘refiklik’ kültürü, gazetemizin bugün neden hâlâ dimdik ayakta olduğunun en anlamlı göstergesidir. Türkeli Gazetesi, resmi ilan almadan sürdürdüğü yıllarda bile onurundan, ilkelerinden ve doğruluktan asla taviz vermemiştir. Bugün de aynı duruşla yolumuza devam ediyoruz.” diye konuştu

“KURUMUN KAPISINDAN GİRİP İZ BIRAKAN HERKES TÜRKELİ'NİN GERÇEK MİMARLARIDIR”
Bir asra yaklaşan Türkeli’nin taşıdığı değerleri geleceğe aktarmanın, sadece bir görev değil, gönülden üstlendiği bir sorumluluk olduğunu kaydeden Artuk, “Türkeli, nesiller boyu gazeteciler yetiştirmiş, nice ustaya meslek öğretmiş, nice gencin hayatında bir okul vazifesi görmüştür. Bu kurumun kapısından girip iz bırakan herkes, Türkeli'nin gerçek mimarlarıdır. Hepsine şükran borçluyuz. Bizler, bu büyük mirası geleceğe taşırken sadece gazetecilik yapmakla kalmıyor, Afyonkarahisar’ın medya vizyonuna yeni bir soluk getirmeyi de görev biliyoruz. Bu doğrultuda, Türkeli Gazetesi’nin yanında medya yatırımlarımızı sürdürüyor; şehrimizin yeni ekranı olacak TV3’ü çok yakında hemşehrilerimizin hizmetine sunmaya hazırlanıyoruz. Bugün Türkeli Gazetesi, geçmişin köklü mirasını modern yayıncılık anlayışıyla birleştirerek yoluna kararlılıkla devam ediyor. Sevgiyle, emekle, vefayla büyüyen bu emaneti daha nice 75 yıllara taşıyabilmek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Bu büyük yolculuğun her anında destek veren tüm okuyucularımıza, yazarlarımıza, çalışanlarımıza ve Türkeli ailesine gönülden teşekkür ediyorum.” dedi
Yorumlar
Kalan Karakter: