Afyonkarahisar Hüdai Kaplıcası Efsanesi: Bir Prens, Bir Miras ve Şifalı Suların Mucizesi!
Afyonkarahisar'ın şifalı sularıyla ünlü Hüdai Kaplıcası, sadece Bizans döneminden kalma tarihi hamamlarıyla değil, aynı zamanda nesillerdir anlatılan büyüleyici bir efsaneyle de dikkat çekiyor.
Yayınlanma :
13.07.2025 14:36
Güncelleme :
13.07.2025 14:36


Sandıklı ilçesine 9 kilometre uzaklıktaki bu termal cennetin keşfi, bir zamanlar krallıkları sarsan bir dramın ve mucizevi bir iyileşmenin hikayesini anlatıyor.
Bir Kralın Derdi ve Kötü Vezirin Hain Planı
Bir zamanlar, refah içinde yaşayan ve halkı tarafından çok sevilen bir kral vardı. Tek derdi, bir veliahtının olmayışıydı. Karısı da bu durumdan muzdaripti. Sonunda mucizevi bir şekilde hamile kalan kraliçe, nur topu gibi bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Ancak bu mutluluk uzun sürmedi; kral amansız bir hastalığa yakalandı ve hayatını kaybetti.
Kralın ölümünün ardından, tahtı ve güzel kraliçeyi ele geçirmeye niyetli kötü ruhlu vezir, sinsi bir plan kurdu. Kraliçenin oğluna olan düşkünlüğünü kullanarak, çocuğu "güvenlik" bahanesiyle altın bir sandığa hapsetmeyi önerdi. Saf yürekli kraliçe, vezirin sözlerine inanarak oğlunu sandığa koydu. Ancak sandığın havasız ve hareketsiz ortamında büyüyen çocuk, kısa sürede cılız, hastalıklı ve kötürüm hale geldi.
Ana Yüreğinin Acısı ve Bir Seyisin Merhameti
Oğlunun bu halini gören kraliçe, kahrolarak vezire danıştı. Vezir, zaten istediği noktaya gelmişti: "Sakat bir çocuktan kral olmaz, bağrınıza taş basın ve onu feda edin!" dedi. Kraliçe, büyük bir acıyla vezirin sözlerine uyarak çocuğun öldürülmesi emrini verdi. Çocuğu alıp ıssız bir yere götürme görevi, yaşlı ve merhametli bir seyise verildi.
Ancak seyis, o masum yavruya kıyamadı. Onu dağ başındaki bir dereye bırakıp saraya döndü. Kraliçe, içten içe yas tutsa da, kaderine razı oldu.

Şifalı Sular ve Bir Mucizenin Doğuşu
"Ölmeyecek olanı Allah öldürmez" derler ya, dereye bırakılan çocuğu bir kadın buldu. Bu iyi yürekli kadın, dizlerindeki şişlik nedeniyle her gün Hüdai sularında yıkanıp şifa arayan biriydi. Çocuğu evine götürdü, doyurdu, besledi ve her gün kaplıcaya giderken onu da yanına aldı.
Kadın sulara girip şifa bulurken, çocuk da yanındaki ılık suya girer, çamurlarla oynardı. Zamanla mucizevi bir şey oldu: Kadının dizlerindeki şişlik kaybolduğu gibi, kötürüm çocuk da canlanmaya, düzgün yürümeye ve gelişmeye başladı. Şifalı sular sayesinde, o zayıf çocuk, güçlü kuvvetli bir delikanlıya dönüştü.
Kayıp Prens Tahtına Dönüyor
Seyis, saraydan ayrıldıktan sonra bile çocuğun izini sürmekten vazgeçmedi. Bir gün, o şifalı suların başında kadını ve gençleşmiş çocuğu gördü. Kadın, sevinçle olanları anlattı: "Aradığın çocuk budur! Ben onu buldum, bu sıcak sular ona şifa verdi. İşte o sakat çocuk, bu delikanlıdır!"
Seyis, hiç vakit kaybetmeden genci saraya götürdü ve kraliçeye tüm gerçeği anlattı. Kraliçe, oğluna kavuştuğunda dünyalar
Bu olaydan sonra, Hüdai Kaplıcaları'na görkemli bir bina yapıldı ve şifa dağıttığı dört bir yana duyuruldu. O günden bu yana, Afyonkarahisar'ın Hüdai Kaplıcası, sadece bir termal merkez olmaktan öte, bir umut, bir şifa ve bir mucize kaynağı olarak varlığını sürdürüyor.

Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: