Bundan 15 yıl önce Antalya’da bir toplantı yapıldı.
Türkiye’nin tarımda geleceği ve özellikle örtü altı tarım denilen seracılık konularında önemli şehirler sıralandı.
Seracılık denilince Antalya bu işin zirvesinde.
Mersin, Muğla’nın bir kısmı, Adana, Hatay gibi bazı iller ilk sıralarda geliyor.
Antalya Gazipaşa’dan Kaş’a kadar neredeyse her ilçesinde sera var.
Ama özellikle Finike, Kumluca, Demre ön planda olsa da diğer ilçelerde geri kalmıyor.
Finike, Kumluca portakalın anavatanı oldu.
Domates, biber, patlıcan ve daha birçok ürün yetişir.
Yerli muz denildiği zaman Anamur, Alanya, Gazipaşa akla gelirdi.
Oysa şimdi muz Manavgat, Serik her yerde yetişiyor.
25 yıl önce MASİAD Manavgat Sanayici İş Adamları Derneği başkanı kıymetli dostum Mehmet Ali Cengiz’in o zamanlar için biraz hayalci bir fikri ve projesi vardı.
Manavgat’ta tropik meyvelerin merkezi olmalı.
Kivi, Avokado, Muz ve buna benzer adını bile o dönem bilmediğimiz.
Bizim çarşı pazarda olmayan meyvelerdi.
Mehmet Ali Cengiz biz bunlara yatırım yapmalıyız.
Gelecek bunlarda dedi.
O zamanlar Manavgat’ta pamuk, yer fıstığı, susam, arpa buğday ekilip biçilir.
Mehmet Ali Cengiz’in söyledikleri uçuk kaçık deli saçması şeyler gibi geliyordu.
Bugün Manavgat bu ürünlerin en fazla üretildiği yerlerden birisi oldu.
Gelelim baştaki, “Bundan 15 yıl Önceki” olaya.
Antalya sera merkezi bunun önüne kimse geçemez.
2005 yılında Sabah Gazetesi yazarı olarak bölge ziyaretleri yapıyorum.
Isparta’ya geldim.
Birkaç iş adamıyla görüştükten sonra dediler ki Antalya’ya rakip oluyoruz.
Nasıl yani dedim.
Seracılık ve özellikle kesme çiçek alanında Antalyalı iş adamlarıyla yatırım yapıyoruz.
Birkaç seraya birlikte gittik ve inanamadım.
Özellikle karanfil gibi çok kullanılan sera çiçekleri için Antalya’da belli bir dönemde ürün alınıyordu.
Isparta ile Antalya karanfil sezonunu uzatmış ve dünyaya daha fazla çiçek satar olmuş.
Sonra bundan 15 yıl önce Antalya’da bir tarım zirvesi yapıldı.
Türkiye’nin yatırım yapılması gereken tarım alanları ve özellikle seracılık alanı olarak Afyonkarahisar işaret ediliyordu.
Bana çok mantıklı gelmedi.
Sera demek sıcak demek, Antalya demek Afyonkarahisar ne alaka.
Anladık elbette yer altından çıkan termal sular sadece termal turizmde değil aynı zamanda modern termal seralarda kullanılarak yılın neredeyse tüm zamanında ürün alma şansı var.
Afyonkarahisar’da yaşamak varmış geldim buralara.
Hep aklıma o fikir geliyordu ama üzülerek yapılmadığını görüyordum.
Zaman zaman sohbetlerde ve birkaç kez de yazılarımda bu konuyu gündeme getirdim.
Sanrım ilk Çobanlar’da sera kuruldu sonra Sandıklı ve Afyonkarahisar derken hızla yayılmaya başlandı.
Ancak yeterli değil.
Çok daha fazla yapılmalı, ürün çeşitliliği oluşturulmalı.
Sera demek sadece taze sebze meyve yetiştirmek değil.
Taze sat, kurut sat, paketle sat, suyunu sık sat ve kendi markalarını üret.
Afyonkarahisar 12 ay boyunca sera tarımı yapılabilecek çok önemli bir şehir.
Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı seracılarla toplantı yapınca bu bilgileri paylaşmak şart oldu.
Afyonkarahisar’ın geleceği 3T’de.
Nedir 3T?
Tarım, Turizm, Ticaret.
******* *********
Süleyman Demirel Fen Lisesi ve Kamil Miras Anadolu Lisesi
Afyonkarahisar’ın en gözde iki okulu.
Süleyman Demirel Fen Lisesi ile Kamil Miras Anadolu Lisesi.
Şehrin en yüksek puanlı başarılı öğrencileri bu iki okulda.
Afyonkarahisar’ın 60 civarında okulu depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkılıp yenileri yapılıyor.
Üstelik bu depreme dayanıklı olmayan okulların bir kısmı sadece 30 yıllık binalar.
Bu iki okulu takip eden birde Afyon Lisesi var.
Üçüncü sırada onlar var.
Depreme dayanıklı olmayan okullardan arasında birisi Süleyman Demirel Fen Lisesi.
Bu okul 1992 yılında yapıldı.
Sadece 31 yıllık okul depreme dayanıklı değil diye yıkılıyor.
Afyon Lisesi 110 yıllık sapasağlam ayakta.
Kamil Miras Anadolu Lisesi için yeni okul yapıldı.
Mevcut okul az hasarlı olduğu için Kamil Miras Anadolu Lisesi yeni okula taşınmaya hazırlanıyordu.
Sonra bir sürprizle karşılaştık.
Süleyman Demirel Fen Lisesi, Kamil Miras Anadolu lisesinin az hasarlı raporu verilen eski binasına taşınacak denildi.
Ancak velilerin baskısıyla eski okula taşınmaktan vaz geçilip yeni yapılan okula taşınacak.
Peki nasıl olacak yeni okula Kamil Miras Anadolu Lisesi taşınıyor?
Muhtemelen 24 derslikli bir okul.
Yani Kamil Miras’a göre yapılmış bir bina.
Şimdi oraya bir de Süleyman Demirel taşınırsa nasıl olacak?
Elbette kargaşa ve problemler olacak.
Ben bir öğrenci velisi olarak benzer durumu Kadınana İlkokulu ile İmam Hatip Ortaokulu’nda yaşadık.
Misafir olarak gelen İmam Hatip Okulu aldı Kadınana İlkokulu Atatürk İlkokuluna taşındı.
Taşınmakla kalmadı birleşti.
Atatürk İlkokulunun öğrenci mevcudu 1300’lere dayandı.
2-3 yıl sıkıntılı bir dönem yaşadık.
Ne öğretmenler, ne veliler, ne de öğrenciler bir birini kabullenmedi.
Sonra Atatürk İlkokulunun yıkılmasına karar verildi.
Bu kez de bizim çocuklar Şemsettin Karahisari Ortaokuluna taşındı.
1300 civarında Atatürk İlkokulu öğrencileri, 1350 civarı Şemsettin Karahisari Öğrencileri 150 öğretmen, veliler, servisler derken her gün 4 bin civarında bir nüfus aynı bahçede toplandı.
Okul müdürleri, veliler, okul aile birlikleri, öğretmenler bir birine alışamadı.
Üst üste okul ve eğitim çok sağlıklı değil.
Özellikle Afyon’un en gözde 3 okulu taşınma ve ayrışma yaşıyorsa.
Ve daha önemlisi en başarılı Süleyman Demirel Fen Lisesi ve Kamil Miras gibi iki gözde okul umarım bu süreci sorunsuz atlatır.
Dört katlı okulun ilk 2 katını Kamil Miras Kullanacak.
3 ve 4. Katı ise Süleyman Demirel kullanacak.
Bu ne demek oluyor.
Okulun derslikleri yetmiyor.
Onun için atölye, laboratuvar gibi tüm alanlar dersliğe dönecek.
529 öğrenciye göre yapılan yeni okula artı 554 öğrenci daha ilave oluyor.
Tekli eğitim yapılacağı için iki ayrı müdür odası, iki ayrı öğretmenler odası, müdür yardımcıları, hizmetli odaları servisler nasıl olacak iyi planlamak lazım.
İki okul müdürünün işi bir hayli zor.
Umarım bu sene yakalanan başarı bu taşınmalar yüzünden sekteye uğramaz.
Böyle bir şey olursa 3-5 yıl kaybedilir benden söylemesi.
TÜRKELİ HABER MERKEZİ