İl Başkanı Mısırlıoğlu; “Afyon’da 145 Bin Emeklinin Yüzde 80’i Açlık Sınırında Yaşıyor!”
İYİ Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı tarafından düzenlenen haftalık basın toplantısı, parti binasında gerçekleştirildi. İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Mısırlıoğlu, düzenlenen basın toplantısında asgari ücret ve emeklilerin yaşam koşullarına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin 2025 bütçesi için tüm kamu kurumlarının hummalı bir şekilde çalıştığını belirten Mısırlıoğlu, hükümete yönelik eleştirilerini dile getirdi.
'Afyon'da 145 Bin Emeklinin %80’i Açlık Sınırında'
Mısırlıoğlu, “Bu ay, Türkiye açısından bütçe ayındayız. Tüm kurumlar 2025 yılına ilişkin bütçelerini hazırlıyor ve yatırım planlarını buna göre yapıyor. Bizim burada amacımız hükümeti eleştirerek siyasi bir kazanç elde etmek değil. Milletin zor durumundan faydalanarak siyaset yapmak da niyetimiz değil. Gerçekleri konuşmak, milletimizin gündemine dair tespitlerde bulunmak ve halkımızın yaşam standartlarını yükseltmek adına çözüm önerilerimizi paylaşmak istiyoruz. Afyonkarahisar’da 145 bin emeklimiz var. Bu, nüfusun yaklaşık beşte biri. Ne yazık ki bu emeklilerimizin %80’i 12 bin 500 lira gibi açlık sınırının altındaki maaşlarla geçinmeye çalışıyor. Dul ve yetim maaşları ise 3 bin 300 lira gibi son derece düşük seviyelerde. Biz İYİ Parti olarak, vatandaşlarımızın onuruyla yaşayacağı bir gelir seviyesine ulaşmasını savunuyoruz.” Dedi.
Küresel Fonlar Neden Kullanılmıyor?
Türkiye’nin, önemli bir yumurta ve tavuk üretim merkezi olduğunu dile getiren Mısırlıoğlu, “Afyonkarahisar, yumurtanın başkenti olarak dünyaya çok büyük miktarda ihracat yapıyor. Konya, Gaziantep, Manisa ve Afyonkarahisar gibi illerimiz, bu alanda öne çıkan üretim merkezlerinden. Ancak maalesef, Konya ve Gaziantep’te ortaya çıkan kuş gribi vakaları, Afyonkarahisar’daki bazı çiftliklerimizde de tespit edilmiştir. Tarım Bakanı, Türkiye’nin yumurta üretiminin yüzde 110 seviyesinde olduğunu, yani hem ülke ihtiyacını karşıladığını hem de fazlasını ihraç ettiğini belirtiyor. Ancak kuş gribi gibi bir illet devreye girdiğinde, sonuçları çok ağır oluyor. Bugün 110-120 liraya aldığımız bir koli yumurtayı, önlem alınmazsa çok yakında 200 liraya almak zorunda kalabiliriz. Tarım Bakanlığı ve ilgili kurumların üreticilerle birlikte kararlı bir şekilde bu hastalıkla mücadele programı ortaya koyması gerekiyor. Ancak ne yazık ki üreticilere destek sağlanmıyor. Tavuk üreticilerinin küresel hastalıklarla mücadele için fonları bulunuyor. Türkiye’nin de müdahil olduğu bu fonlama sistemi, Avrupa Birliği ülkeleriyle ortak bir sigorta gibi çalışıyor. Amaç, böyle bir salgın durumunda zarar gören üreticilerin zararlarını telafi etmek ve onları tekrar üretim yapabilir hale getirmektir. Ancak çiftliklerdeki tüm tavukların, yumurtaların, yemlerin itlaf edilmesi ve çiftliklerin karantina koşullarında temizlenmesi gerekiyor. Bu süreç tamamlandıktan sonra çiftliklerde yeniden üretim yapılabilir. Ama maalesef Tarım Bakanlığı bu fonu boşalttığı için üreticilere destek veremiyor. Daha kötüsü, Bakanlık, kuş gribi vakalarını resmi olarak ilan etmekten kaçınıyor. Kardeşim, bu bir salgın hastalık! Böyle bir salgının parayla ölçülebilir bir değeri yok. İnsanımıza ve üreticilerimize ciddi zararlar verecek bu hastalıkla mücadele etmek için zaman kaybedilmemeli. Aksi takdirde üreticiler bu yükün altından kalkamaz!” ifadelerini kullandı.
Devlet Hastanesi Süreci ile İlgili Açıklama: Hastanede Neler Oldu?
Mısırlıoğlu; “Ben, Bolvadin ilçesinde yetiştim ve ticaretle birlikte siyasi hayatımın büyük bir kısmını burada geçirdim. Ancak bugün, Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'nde yaşadığımız süreçle ilgili bir iddiayı kamuoyuna duyurmak istiyorum. Öncelikle, geçtiğimiz hafta vefat eden kıymetli büyüğümüz Yılmaz Gözalan’a Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır diliyorum. Aynı süreçte, babamın tedavi gördüğü Afyonkarahisar Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesinde yaşadıklarımız bizde bazı soru işaretlerine neden oldu. Babamız yüksek kan bakterisi oranıyla yoğun bakıma yatırıldı ve tedavi sürecini yakından takip ettik. İlk başlarda tedavi süreci olumlu bir şekilde ilerliyordu; kanındaki bakterinin oranı düzenli olarak düşüyordu. Ancak, son günlerde e-Nabız sistemine yeni verilerin girilmediğini fark ettik. Bu durum bizde endişe uyandırdı. Babamız 3 Kasım’da kendisiyle yaptığımız ziyarette bilinci açık bir şekilde bizimle konuşmuş, bir an önce hastaneden çıkma isteğini dile getirmişti. Ancak ertesi gün, babamızı kaybettik. Babamızın vefatı sonrası e-Nabız sisteminde, ölümünden sonra dahi tedavi uygulamalarının kaydedildiğini gördük. Bu durum, hem bizde hem de ailemizde büyük bir kafa karışıklığı ve üzüntü yarattı. Ölüm raporu ve e-Nabız kayıtları arasındaki uyumsuzluklar, bu sürecin daha dikkatle incelenmesi gerektiğini düşündürdü.
Afyonkarahisar Devlet Hastanesi, vatandaşlarımızın sağlık hizmetine erişiminde önemli bir rol üstleniyor ve burada görev yapan tüm sağlık personelinin büyük bir özveriyle çalıştığını biliyoruz. Sağlık İl Müdürlüğü, başhekimlik, doktorlar, hemşireler ve hasta bakıcılar, babamızın tedavisi sürecinde ellerinden geleni yaptılar. Hiçbir şekilde hastaneyi veya çalışanlarını hedef almak gibi bir niyetimiz yoktur.
‘İddialarımıza Açıklık Getirilmesi Talebimizdir’
Bu süreçte yalnızca, tedavi sürecindeki olası eksikliklerin, yanlışlıkların ya da ihmallerin ortaya çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Şayet bir ihmal ya da hata söz konusu ise, bu yalnızca bizim ailemiz için değil, hiçbir yakını olmayan vatandaşlarımız için de büyük bir mağduriyet doğurabilir. Yetkililerden beklentimiz, gerekli incelemeleri titizlikle yaparak varsa ihmali olanların sorumluluğunu ortaya koymalarıdır. Bu süreçte Afyonkarahisar halkına daha iyi sağlık hizmeti sunmak için gece gündüz çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Ancak, bizler de bir vatandaş ve aile olarak, bu konuda hukuki ve idari sürecin takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz.” Şeklinde sözlerini sonlandırdı.>>HİLAL PARLAK – GÖZDE AVŞAR
Yorumlar
Kalan Karakter: