Cumhuriyetin ilk yıllarında Afyonkarahisar’da kurulan Asar-ı Atika Muhipleri Cemiyeti’nin çabalarıyla Taş Medrese’de eski eserler toplamaya başlamış, 1931 yılında resmi Müze Deposu, 1933 yılında ise Müze Müdürlüğü haline getirilmişti. 1933 yılından 1970 yılına kadar Taş Medrese’de karma müze (arkeoloji ve etnoğrafya) olarak hizmet veren kurum, 1971 yılında Kurtuluş caddesi üzerinde modern bir arkeoloji müzesi binasının yapılması ile yeni binasına taşınarak hizmet vermeye başlamıştı.
ESERLER KRONOLOJİK SIRAYA GÖRE SERGİLENİYORDU
Dönemin imkânları ve eserlerin ziyaretinin kolaylaştırılması adına tek kattan oluşan bir mimari ile tasarlanan müzede birbirine bağlı 9 sergi salonundan ayrı, büro kesiminde 5 oda, bir kitaplık, bir konferans salonu, alt katlarda 5 depo, bir fotoğraf atölyesi ile laboratuar yer alıyordu. Müzede, Kalkolitik Çağ'dan, Doğu Roma Çağı'na kadar Afyonkarahisar ve çevresinden bulunmuş olan arkeolojik eserler, kronolojik bir sıra esas alınarak sergilenmekteydi.
HER DÖNEME AİT ESERLERİ BARINDIRAN BİR MÜZE İDİ
Onarım ve teşhir yenileme çalışmaları nedeniyle bir süre kapatılan Müze’nin onarım sonrasında arkeoloji bölümü salonları ziyarete açılmıştı. Bu salonlarda sergilenen eserlerle, Eski Tunç, Hitit, Frig, Lidya, Roma ve Doğu Roma dönemlerine ait oldukça zengin koleksiyonlara sahipti. Bu dönemlere ait pişmiş toprak, taş mermer, kemik, cam, metal kap kacak, heykel ve sikke gibi araç ve gereçler, yöremiz insanlarının, M.Ö. 3000’li yıllardan günümüze kadar yaşayışı, inancı, üretimi, ticareti hakkında bize oldukça önemli bilgiler vermekteydi. Ayrıca, günümüzdeki önemi nedeniyle sanayi haline gelmiş mermer ticareti ve sanatı ile ilgili bilgi veren mermer heykeller, lahitler, mezar taşları ve mimari parçalar, Müze’nin önemini artırmıştı.
TOKİ’YE DEVREDİLEN ARAZİ NASIL DEĞERLENDİRİLECEK?
Müze’nin bahçesinde ise genellikle Roma ve Doğu Roma Dönemi mezar stelleri, lahitler, küpler, heykeller, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait mezar taşları sergilenmiş, etnoğrafik eserler alan yetersizliği nedeniyle sergilenememişti. Müze binası ve bahçesinin yetersizliği nedeniyle başlatılan çalışmaların ardından yeni müze binası İzmir yolu üzerinde inşa edilerek taşınmış, eski binaya ait alan ise TOKİ’ye devredilmişti. Nisan ayından bu yana boş olan eski müze binasının hangi amaçla değerlendirileceği, konut arazisine mi dönüşeceği, yoksa başka bir kurumsal hizmet alanına mı dönüşeceği ise belirsizliğini koruyor.
>>ÖZEL HABER: MUSTAFA KILINÇ - HÜSEYİN ER
OĞUZHAN ÖZDEMİR