Afyon Türkeli Gazetesi köşe yazarı Ömer Mazi, '2028’DE NASIL BİR SİYASET PLANLANIYOR?' isimli köşe yazısı kaleme aldı. Siyaset binlerce yıldır var olan bir kurum.
İnsanlar yerleşik hayata başladıktan sonra kendi topluluklarını oluşturmaya başladı.
Topluluklar bir süre sonra bir yönetim biçimine ihtiyaç duydu.
Bizde oba beylikleri olduğu gibi antik çağlarda da şehir devletleri ve kralları oluşmaya başladı.
Sonra tek başına bir başkanın yönetimi doğru ve sağlıklı bulunmadığı için seçilmiş parlamenterler ortaya çıktı.
Parlamenterler, soylular, milletvekilleri, senatörler gibi farklı isimlerle günümüze kadar geldi. Mesela Afyon’unda içine alan Frigya Krallığı dönemlerinde Akdeniz kıyılarında Fethiye’den Antalya Termesos’a kadar olan sahil bandında şehir devletleri birleşerek LİKYA Birliğini kurdular.
Antik dünyanın en modern birleşik krallıklar birliği oldu.
Olayı şöyle özetlesek daha iyi anlaşılır.
Bu günkü Avrupa Birliği modelinin bire bir aynısı.
Dönüşümlü Başkanlık Sistemi, Likya Birliği içinde serbest dolaşım hakkı, ortak para, ortak yönetim ve yasa daha fazlası. Hatta Amerika Birleşik Devletleri kurulmadan önce, dünyanın en modern yönetim sistemi hangisiyse bizde ona göre bir oluşum yapalım diye bir araştırmaya giriyor.
Fransız bir tarihçinin yazdığı kitapta Antik Dünyanın en modern yönetim biçimi Likya Birliği olduğunu ve tüm detayları yazıyor.
Bu kitaptan esinlenerek Amerika Birleşik Devletleri bizim Anadolu’da yaşamış olan Likyalıların modelini kopyala yapıştır yaparak Amerika’da bulunan eyalet devletleri İngiltere Valisinin yönetiminden çıkıp Amerika Birleşik Devletlerini kuruyor.
Dünyanın ilk meclis binası da Antalya Kaş ile Fethiye arasında bulunan Patara’da olduğu ortaya çıkıyor. Böyle bir geçmişten günümüze uzanan siyaset ve yönetim şeklinden bahsettikten sonra ülkemize dönelim.
Bildiğiniz gibi olan üstü bir durum olmadıktan sonra bir sonraki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri 2028 yılında.
Yaklaşık 5 yıl sonrasını bir hayal edin lütfen.
5 yıl sonra siyaset sahnesinde birçok kişi olmayacak.
Şimdiden bazı siyasi planlar yapılmaya başladı. Mesela diyorum 5 yıl sonra kimler olacak kimler kenara çekilecek?
Mesela diyorum hani Meral Akşener’in kulağına birileri bir şeyler üflemiş olabilirler mi?
5 yıl sonra siyaset sahnesinde kalacaklardan birisi o mu?
6’lı masayı o nedenle mi dağıttı?
Yıllardır can ciğer kuzu sarması olan CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile köprüleri bu yüzden mi attı?
Bu hamlesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonunu mu hazırlıyorlar. 5 yıl sonra yani 2028’de CHP’nin başında Kemal Kılıçdaroğlu’nun kalması bir hayli zor görünüyor.
O zamana kadar CHP 2 kez genel kurul yapmak zorunda.
Özellikle yerel seçimlerde alınacak kötü bir sonuç Kılıçdaroğlu’nu tamamen oyun dışında bırakır.
Plan sanki biraz öyle gibi görünüyor.
CHP’de değişim ve yenilenme sesleri bu yüzden gür çıkıyor ve Afyon başta olmak üzere birçok yerde değişim isteyenlerin adayları kazanmaya başladı.
CHP gerçekten değişime uğrar mı?
Değişim denilen sadece Kılıçdaroğlu ile kalıp genel başkan değişikliği ile geçiştirilecekse bu yanlış ve CHP bir adım ileri gidemez.
Özellikle kadınlara, gençlere, emeklilere, kırsal kesime ulaşacak bir yol bulmalı.
Yoksa işleri 2028’de de bir hayli zor.
Bana göre 2028’de CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun olmadığı bir seçime gidecek. MHP’ye bakacak olursak!
MHP’de Devlet Bahçeli’nin durumu ne olacak?
Devlet Bahçeli’yi 5 yıl sonra nerede konuşlandıracağız?
Bugün 75 yaşında olan Devlet Bahçeli 5 yıl sonra 80 yaşında olacak.
Allah sağlık ve uzun ömür versin ama o yaş siyaset yapmasına nasıl müsaade edecek?
MHP 5 yıl sonrasına başka bir genel başkanla gitmek zorunda kalacak gibi görünüyor.
Peki, MHP Genel merkezinde Bahçeli’den sonra Genel Başkan olacak birisi var mı?
Bahçeli her şeye rağmen hayır ben devam edeceğim derse ne olur?
Elbette MHP’de kimse çıkıp da MHP’de değişim, yenileneme diyemez.
Diyen kendisini kapı önünde bulur.
Devlet Bahçeli’den sonra MHP’de gerçekten genç ve dinamik bir yapı olur mu olmaz mı?
Bu durum biraz karışık.
Ama 5 yıl sonrası içinde MHP’de yeni bir kadro olması kaçınılmaz gibi görünüyor. AK Parti için durum nasıl olur?
AK Parti demek Recep Tayyip Erdoğan demek.
Afyon’da olduğu gibi yurdun birçok yerinde ve hatta yurt dışı oylarında, “Ben Reise veriyorum” diyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın son kez Cumhurbaşkanı olarak görev yapıyor.
Aksi bir durum oluşmazsa 2028’de onsuz bir seçim yaşanacak.
Belki parti genel başkanı olarak kalır mı?
Recep Tayyip Erdoğan’ın olmadığı bir AK Parti nasıl siyaset yapacak.
Ondan sonra genel başkanlık koltuğuna kim oturur?
Elbette kim olursa olsun asla onun çıtasına çıkamadığı gibi başarılı olabilir mi?
AK Parti’de bu güne kadar alıştığımız tek adaylı genel başkanlık seçimi nasıl olur?
Bir yarış ve rekabet olur mu?
Ortak bir isim üzerinde anlaşılır mı?
Ve daha birçok soru var.
Recep Tayyip Erdoğan’ın olmadığı bir AK Parti belki de birkaç partiye bile bölüne bilir.
AK Parti’nin 2028 planını inanın ben sizden daha fazla merak ediyorum. İYİ Parti’de neler olacak?
Burada benim kafamı karıştıran İYİ Parti ve Meral Akşener.
Bildiğiniz gibi dünyanın her yerinde birileri siyaseti dizayn ediyor.
Siyaset oyunu kuran ve rolleri dağıtan bir yapı var.
Kim ne zaman çıkacak.
Kime ne kadar rol verilecek.
Yok böyle bir şey diyen varsa ya siyasetten anlamıyor ya da üç maymunu oynuyor demek.
Meral Akşener için sanki birileri 2028’de ona bir rol biçmişlerde, o da masayı bu yüzden dağıtmış gibi bir his var içimde.
Oysa seçimlerden sonra en fazla genel başkanlığı tartışılması gereken kişi oyken en az sorun yaşayan o oldu.
Bununla da kalmayarak CHP’nin içine pimi çekilmiş bir el bombası attı.
2028’de siyaset yaşamımızda olacak ender genel başkanlardan birisi olacak gibi duruyor. Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Ümit Özdağ, Gültekin Uysal, Temel Karamollaoğlu gibi diğer genel başkanlarında bir kısmı olmaya bilir.
Ancak olanlarda fazla iddialı bir konuma sahip olacaklarını sanmıyorum.
Peki bu süre içinde 5 yılda hayatımıza yeni birileri girer mi?
Süleyman Soylu bir hamle yapar mı?
Bütün bunları zaman gösterecek.
Ancak 2028 Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olmaya aday.
Siyaset kartları yeniden karılacak bir dönem olacak.
Yerelden genele buna hazırlıklı olmak ve ona göre bir pozisyon alınmalı diye düşünüyorum.
Siz ne dersiniz? TÜRKELİ HABER MERKEZİ
İnsanlar yerleşik hayata başladıktan sonra kendi topluluklarını oluşturmaya başladı.
Topluluklar bir süre sonra bir yönetim biçimine ihtiyaç duydu.
Bizde oba beylikleri olduğu gibi antik çağlarda da şehir devletleri ve kralları oluşmaya başladı.
Sonra tek başına bir başkanın yönetimi doğru ve sağlıklı bulunmadığı için seçilmiş parlamenterler ortaya çıktı.
Parlamenterler, soylular, milletvekilleri, senatörler gibi farklı isimlerle günümüze kadar geldi. Mesela Afyon’unda içine alan Frigya Krallığı dönemlerinde Akdeniz kıyılarında Fethiye’den Antalya Termesos’a kadar olan sahil bandında şehir devletleri birleşerek LİKYA Birliğini kurdular.
Antik dünyanın en modern birleşik krallıklar birliği oldu.
Olayı şöyle özetlesek daha iyi anlaşılır.
Bu günkü Avrupa Birliği modelinin bire bir aynısı.
Dönüşümlü Başkanlık Sistemi, Likya Birliği içinde serbest dolaşım hakkı, ortak para, ortak yönetim ve yasa daha fazlası. Hatta Amerika Birleşik Devletleri kurulmadan önce, dünyanın en modern yönetim sistemi hangisiyse bizde ona göre bir oluşum yapalım diye bir araştırmaya giriyor.
Fransız bir tarihçinin yazdığı kitapta Antik Dünyanın en modern yönetim biçimi Likya Birliği olduğunu ve tüm detayları yazıyor.
Bu kitaptan esinlenerek Amerika Birleşik Devletleri bizim Anadolu’da yaşamış olan Likyalıların modelini kopyala yapıştır yaparak Amerika’da bulunan eyalet devletleri İngiltere Valisinin yönetiminden çıkıp Amerika Birleşik Devletlerini kuruyor.
Dünyanın ilk meclis binası da Antalya Kaş ile Fethiye arasında bulunan Patara’da olduğu ortaya çıkıyor. Böyle bir geçmişten günümüze uzanan siyaset ve yönetim şeklinden bahsettikten sonra ülkemize dönelim.
Bildiğiniz gibi olan üstü bir durum olmadıktan sonra bir sonraki Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri 2028 yılında.
Yaklaşık 5 yıl sonrasını bir hayal edin lütfen.
5 yıl sonra siyaset sahnesinde birçok kişi olmayacak.
Şimdiden bazı siyasi planlar yapılmaya başladı. Mesela diyorum 5 yıl sonra kimler olacak kimler kenara çekilecek?
Mesela diyorum hani Meral Akşener’in kulağına birileri bir şeyler üflemiş olabilirler mi?
5 yıl sonra siyaset sahnesinde kalacaklardan birisi o mu?
6’lı masayı o nedenle mi dağıttı?
Yıllardır can ciğer kuzu sarması olan CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile köprüleri bu yüzden mi attı?
Bu hamlesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonunu mu hazırlıyorlar. 5 yıl sonra yani 2028’de CHP’nin başında Kemal Kılıçdaroğlu’nun kalması bir hayli zor görünüyor.
O zamana kadar CHP 2 kez genel kurul yapmak zorunda.
Özellikle yerel seçimlerde alınacak kötü bir sonuç Kılıçdaroğlu’nu tamamen oyun dışında bırakır.
Plan sanki biraz öyle gibi görünüyor.
CHP’de değişim ve yenilenme sesleri bu yüzden gür çıkıyor ve Afyon başta olmak üzere birçok yerde değişim isteyenlerin adayları kazanmaya başladı.
CHP gerçekten değişime uğrar mı?
Değişim denilen sadece Kılıçdaroğlu ile kalıp genel başkan değişikliği ile geçiştirilecekse bu yanlış ve CHP bir adım ileri gidemez.
Özellikle kadınlara, gençlere, emeklilere, kırsal kesime ulaşacak bir yol bulmalı.
Yoksa işleri 2028’de de bir hayli zor.
Bana göre 2028’de CHP Kemal Kılıçdaroğlu’nun olmadığı bir seçime gidecek. MHP’ye bakacak olursak!
MHP’de Devlet Bahçeli’nin durumu ne olacak?
Devlet Bahçeli’yi 5 yıl sonra nerede konuşlandıracağız?
Bugün 75 yaşında olan Devlet Bahçeli 5 yıl sonra 80 yaşında olacak.
Allah sağlık ve uzun ömür versin ama o yaş siyaset yapmasına nasıl müsaade edecek?
MHP 5 yıl sonrasına başka bir genel başkanla gitmek zorunda kalacak gibi görünüyor.
Peki, MHP Genel merkezinde Bahçeli’den sonra Genel Başkan olacak birisi var mı?
Bahçeli her şeye rağmen hayır ben devam edeceğim derse ne olur?
Elbette MHP’de kimse çıkıp da MHP’de değişim, yenileneme diyemez.
Diyen kendisini kapı önünde bulur.
Devlet Bahçeli’den sonra MHP’de gerçekten genç ve dinamik bir yapı olur mu olmaz mı?
Bu durum biraz karışık.
Ama 5 yıl sonrası içinde MHP’de yeni bir kadro olması kaçınılmaz gibi görünüyor. AK Parti için durum nasıl olur?
AK Parti demek Recep Tayyip Erdoğan demek.
Afyon’da olduğu gibi yurdun birçok yerinde ve hatta yurt dışı oylarında, “Ben Reise veriyorum” diyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın son kez Cumhurbaşkanı olarak görev yapıyor.
Aksi bir durum oluşmazsa 2028’de onsuz bir seçim yaşanacak.
Belki parti genel başkanı olarak kalır mı?
Recep Tayyip Erdoğan’ın olmadığı bir AK Parti nasıl siyaset yapacak.
Ondan sonra genel başkanlık koltuğuna kim oturur?
Elbette kim olursa olsun asla onun çıtasına çıkamadığı gibi başarılı olabilir mi?
AK Parti’de bu güne kadar alıştığımız tek adaylı genel başkanlık seçimi nasıl olur?
Bir yarış ve rekabet olur mu?
Ortak bir isim üzerinde anlaşılır mı?
Ve daha birçok soru var.
Recep Tayyip Erdoğan’ın olmadığı bir AK Parti belki de birkaç partiye bile bölüne bilir.
AK Parti’nin 2028 planını inanın ben sizden daha fazla merak ediyorum. İYİ Parti’de neler olacak?
Burada benim kafamı karıştıran İYİ Parti ve Meral Akşener.
Bildiğiniz gibi dünyanın her yerinde birileri siyaseti dizayn ediyor.
Siyaset oyunu kuran ve rolleri dağıtan bir yapı var.
Kim ne zaman çıkacak.
Kime ne kadar rol verilecek.
Yok böyle bir şey diyen varsa ya siyasetten anlamıyor ya da üç maymunu oynuyor demek.
Meral Akşener için sanki birileri 2028’de ona bir rol biçmişlerde, o da masayı bu yüzden dağıtmış gibi bir his var içimde.
Oysa seçimlerden sonra en fazla genel başkanlığı tartışılması gereken kişi oyken en az sorun yaşayan o oldu.
Bununla da kalmayarak CHP’nin içine pimi çekilmiş bir el bombası attı.
2028’de siyaset yaşamımızda olacak ender genel başkanlardan birisi olacak gibi duruyor. Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Ümit Özdağ, Gültekin Uysal, Temel Karamollaoğlu gibi diğer genel başkanlarında bir kısmı olmaya bilir.
Ancak olanlarda fazla iddialı bir konuma sahip olacaklarını sanmıyorum.
Peki bu süre içinde 5 yılda hayatımıza yeni birileri girer mi?
Süleyman Soylu bir hamle yapar mı?
Bütün bunları zaman gösterecek.
Ancak 2028 Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı olmaya aday.
Siyaset kartları yeniden karılacak bir dönem olacak.
Yerelden genele buna hazırlıklı olmak ve ona göre bir pozisyon alınmalı diye düşünüyorum.
Siz ne dersiniz? TÜRKELİ HABER MERKEZİ