Şeker Bayramı olarak da bilinen Ramazan Bayramı yaklaştı.
Bir araya gelmemizi sağlayan mübarek Ramazan Bayramı küslerin barıştığı, barıştırıldığı bir aydır. Aynı zamanda ihtiyaç sahiplerinin de ihtiyaçlarının giderildiği, birden çok güzel vesilelerin yaşandığı zamandır.
Çocukların gezerek şeker topladığı, insan ilişkilerimizin güçlendiği, aile bağlarının kuvvetlendiği bu mübarek ayda çocuklar kadar en az büyükleri de sevindirmek gerekiyor.
Ramazan ayı, bizlere bu yılda da bildiğimiz birçok şeyi yeniden hatırlattı. Öncelikle nefsimizle mücadele edebilmeyi, kötü sözlerden ve davranışlardan uzak durmayı, boş vakit geçirmemeyi ve Allah'a yakınlaşmayı bu mübarek ayda daha çok anladık ve olgunlaştırdık.
Bayramlar özel günler oldukları için onlara gereken önemi ve değeri vermek gerekmektedir. En küçük bireyden en yaşlı olana kadar, her dostumuzu yakınımızı hatırlamalıyız. Dostluklar, akrabalıklar bugünlerde daha da pekişmelidir.
Bayram da artan yardımlaşma ve hediyeleşme, yalnızca hayatta olan bizler arasında sınırlı kalmaz, bu dünyadan göç etmiş kabirlerinde yatan yakınlarımıza kadar uzanır. O yüzden bu mübarek ayda onları da unutmadan kabirlerini ziyaret ederek ruhlarına Kur-an’lar, Fatihalar ve dualar okuyup görevimizi yerine getirmeliyiz.
Ramazan ve Kurban bayramları Hicretin 2. yılından İtibaren kutlanmaya başlanmıştır. Ramazan orucu da ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren müminler sonraki ayın (şevval) ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama Ramazan Bayramı denmiştir.
Üç gün boyunca kutlanan Ramazan Bayramı’nda belirttiğimiz üzere büyükler ziyaret edilir, küsler barışır, küçükler sevindirilir. Milli kültürümüzün devamlılığı açısından da Bayramlar bizler için oldukça önemlidir. Çünkü milletimizin var olması, devam etmesi milli kültürlerimize direk olarak bağlıdır…