Evet, maalesef ülkemizde corona virüs mutasyona da uğraması ile birlikte vaka sayılarında artış göstermeye devam ediyor.
Buna bağlı olarak can kayıpları da bir hayli artıyor. Geride bıraktığımız bir yılı aşan süreçte corona virüs gerçeği değişmedi. Bu konuya inansak da, inanmasak da gerçek değişmediği gibi, can sıkmaya da devam ediyor.
Ne zaman sona ereceğini de malumumuz hiçbirimiz ön göremiyoruz. Virüsün aşıları çıkmasına rağmen, yine kayıplar yaşatması, etkili olmaya devam edip tamamıyla sona ermemesi, işin ciddiyetini tekrar gözler önüne serdi.
İlimiz Afyonkarahisar’da da durum farklı değil. Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı corona virüs Türkiye risk haritasında, Afyonkarahisar’daki vaka sayısı yüz binde, 153’e kadar yükseliş gösterdi. Vaka sayısı da ilimizin nüfus sayısına göre, yaklaşık bin 100 olarak seyrediyor.
Yaşanılan tüm bu yeni gelişmelere rağmen var olan rahatlık, hiç bir şey yokmuş gibi hareket etmek, parklarda, bahçelerde saatlerce oturup sohbet etmek, piknik yapmak, maske, mesafe, hijyen kurallarına dikkat etmemek; konunun aslına bakıldığında hatanın yine tedbirsizlikten ve ihmalkarlıktan kaynaklandığını ortaya çıkarıyor.
Ekonominin canlanması ve hayatımızın devamı için gereken kademeli normalleşme kuralları tedbirli şekillerde açıklandı. Neden? Çünkü yaşamımızı da kazanarak devam ettirmemiz gerekiyor.
Üstelik salgının belirttiğimiz üzere aşısı çıkmasına rağmen halen devam etmesi ve ne zaman sona ereceğinin bilinmemesi, zaten bizlere kontrollü olarak hayatımıza devam etmemizi gösteriyor.
Fakat böyle mi? Bu rahatlıklarla mı devam edeceğiz hayatımıza? Bu rahatlık bir yıldır verilen emeklere ve yaşadığımız kısıtlamalara haksızlık değil mi?
Bence haksızlık. Her ne kadar kurallara uymayanları görsek de, bir yıl boyunca ve halen kurallara uyan milyonlarca kişiyi göz ardı edemeyiz.
Sabır ve sükûnetle kurallara uyarak mücadele etmemiz gerekiyor. Kendimiz adına toplumumuz adına bunu yapmalıyız. Kimse uymuyor bende dikkat etmiyorum değil, ben elimden geleni yapıyorum, insanların yapması içinde onlara destek oluyorum düşüncesini bırakmamalıyız.
Aksi halde salgından kurtulmamız zor gözüküyor. Tedbirlere uyulduğunda vaka sayıları nasıl düşüyor ise, demek ki istediğimiz zaman her şeyi yapabiliyoruz.
Artık duymayan kalmamasına rağmen tekrar etmekte fayda görerek; maske kullanımı, sosyal mesafeye dikkat edilmesi, gereksiz yere kalabalık ortamlarda bulunmamak ve keyfi olarak toplu organizasyonlar düzenlememeye özen göstermeliyiz. Yapacaklarımız sadece bunlar.
Salgın bizi yoklamadan ve daha da büyümeden biz ona imkân vermemeliyiz. Toplumu direk olarak ilgilendiren bu konunun artık ciddiyetine tam anlamı ile varmalı, mücadelemizi topyekûn sürdürmeliyiz.