Geçmişte olduğu gibi artık ülkelerin güçleri, önemleri ve dünya üzerindeki ağırlıkları, daha önce olduğu gibi sadece nüfusun büyüklüğü ile hesaplanmıyor.
Var olan mevcut nüfusun yanında ek olarak, teknoloji, akıl, yetenek, hızlı düşünebilme, yenilikler üretebilme gibi kısacası akla, bilime ve eğitime dayanan yeni dünya gerçekleri ile ülkelerin büyüklükleri kendi aralarında kıyaslanıyor.
Bu durumda da sağlam bir eğitim ile bağlantılı; sanayinin, makinanın, üretimin, sürekli gelişen ve değişen teknolojinin değeri kat ve kat gün yüzüne çıkıyor.
Örneğin birçok işçinin, uzun bir sürede yapabileceği bir işin, donanımlı bir tek teknolojik makine ile daha kısa sürede yapılabiliyor olması, mükemmel bir durumdur. Çünkü bu sayede hem zamandan, hem maliyetten tasarruf edilmiş olacağı gibi, üretimde de işletmeye bir hız kazandırılmış olunacaktır.
Bahsetmiş olduğumuz bu durumlarda, sağlam bir eğitim temeli ile mümkün olacaktır. Burada eğitimin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu, tekrar anlamış oluyoruz.
Zaten Dünya’ya ve teknolojiye ayak uydurabilmemizin yolu kabul edilse de, edilmese de eğitimden geçmektedir. O yüzden eğitimin yerini hiçbir şey tutmayacaktır.
Çevremize baktığımızda, diğer ülkelerin bilim ve teknolojik anlamdaki ilerlemelerini görmek, ülkemizin eğitim sisteminin de gelişmesi, ilerlemesi ve destek olunması noktasında,bizlere elimizden geleni yapmamız hususunda, bir gösterge demektir.
Bir ülkenin mesafe kat ederek, gelişerek ilerlemesi sağlam bir eğitimle olacaktır. Alanında uzman, sağlam yetişmiş nesillere sahip olmak, geleceğin ve ülkenin ne yönde ilerleyeceğini ortaya koyar.
Bu sebeple eğitime, her zaman olduğu gibi, daha sıkı bir şekilde önem vermeliyiz. Başka bir kurtuluş yolumuzun olmadığını bilmeliyiz.
Sadece tüketen, başkasına bağımlı bir ülke olarak değil; her zaman üreten ve bunu dünyaya satan bir ülke olmalıyız. Aksi halde geri kalmaktan maalesef kendimizi kurtaramayız.
Adımızı duyurabilmek, güçlü olabilmek ve geride kalmadan yarışta olabilmek için eğitim, birinci önceliğimiz olmaya devam etmelidir.
Özellikle pandemi nedeniyle bir süre uzaktan devam etmek zorunda olduğumuz, ağır ağır normale dönüş ile birlikte kısmen yüz yüze eğitimlere tekrar başladığımız bu dönemde; aynı şevk ve heyecan ile kaldığımız yerden devam etmeliyiz. Hem kendimizin geleceği, hem de ülkemizin geleceği adına bunu yapmalıyız.
Bu düşüncelerle yazıma son vermeden önce, eğitimle ilgili her zaman hoşuma giden güzel birkaç cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Güney Afrika’da bir Üniversitenin girişinde eğitimin önemi ile ilgili asılı olan yazıda şu ifadeler bulunmaktadır:
Bir ülkeyi yok etmek için atom bombası veya uzun menzilli füzelere ihtiyaç yoktur.
Bunun için o ülkenin eğitim seviyesini düşürmek ve kopya çekilmesine müsaade etmek yeterlidir.
Bunun sonucunda; hastalar doktorların elinde can verir, binalar mühendislerin elinde çöker, para ekonomistlerin elinde kaybolur, insanlık akademisyenlerin elinde ölür, adalet ise hakimlerin elinde yok olur. Kısacası bir ülkede eğitimin çökmesi, bir ulusun çöküşü anlamına gelecektir. Bu nedenle eğitim, gerçekten olmazsa olmazımızdır.