İhmaller hep bizim ülkemizde mi olacak ? Bunun bir sonu yok mu?
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Kartal’da meydana gelen, kendi kendine çöken dayanıksız bina haberini üzülerek hepimiz gördük izledik. Ve beraberinde aklımıza çeşitli sorular gelmiyor değil.
Hiç mi insan hayatının önemi yok ? O binanın yapılmasına kimler göz yumdu ? Nasıl bir mühendislik, mimarlık, kısacası vicdansızlık. Kelimelerle ifade edilemeyecek kadar kötü bir durum.
Kaçak olarak yapılmış 3 kat. Yani tam 6 daire. Proje dışı olduğu için tapusuz, dasksız, yangın sigortasız. Ve tüm bunlar olmamasına rağmen o altı daireye verilen elektrik, su, doğalgaz. Bu hizmetlerin binaya nasıl alındığı ise ayrı bir soru işareti. Giden o kadar cana yazık değil mi ? İnsan hayatı bu kadar mı ucuz ?
Aslında ihmal bir değil. Kaçak yapılan 3 kat, parsel çekme sınırına kadar bodrum ilavesi, en alt kattaki dükkan büyük olsun diye yapılan çok büyük bir hata kolon kesme. Yani hatalar silsilesi.
Bu üzücü hadise maalesef bizlere gösterdi ki ülkemizin en büyük sorunlarından bir tanesi de depreme dayanıksız binaların elden geçmesi, güçlendirilmesi, ya da çok dayanıksız ise kontrollü şekilde yıkılması.
Bir diğer düşündüren konu ise, bu kaçak katlar elbette dün yapılmadı. Seneler önce 1992 yılında yapılan bir binadan bahsediyoruz. Bunca sene nasıl bu şekilde kullanımına izin verildi ? Binanın yapılmasında emeği geçenler bunun vebalini nasıl verecekler ?
Artık bu saatten sonra yapılacak tek şey dua etmek ve daha fazla üzücü haberlerin gelmemesi. Allah’ tan ölenlere rahmet, yaralılara şifa, yakınlarına ve kalanlara sabırlar diliyorum…