Çanakkale Geçilmez
Çanakkale; altı asır üç kıtaya hükmeden şanlı Osmanlı'nın son zaferi ve İstiklâl harbimizin habercisi, tarihimizin en hüzünlü zaferidir.
Yokluklar içindeki bir milletin çağın en güçlü devlet ve silahlarına topyekün direnişinin gerçek bir destanıdır. Bu destanın her satırında insanlık onuru vardır. Bu onur, düşmana sadece silahlı mücadelede değil, verdiği insanlık dersi örnekleriyle de baş eğdiren aziz Mehmetçiklerimize aittir.
Kıştan yeni çıkmış ıslak ve bereketli toprak, ilkbahar güneşine göğsünü açmış, bağrında hayatla ilgili ne var ne yoksa hepsini ortaya dökmeye hazırlanırken, Çanakkale’de nice civanlar daha ölmeden diri diri mezara konuyordu.
Lise son sınıf öğrencilerinin dahi cepheye koştuğu bir savaş meydanıydı, Çanakkale.
Kahraman Mehmetçikler, kazma, kürek gibi en basit malzemeleri bile geceleri düşmana baskın yaparak temin edebiliyor, geceleri siperlerde örtüsüz yatıyor, kum torbalarından elbise dikiyorlardı. Gömleksiz göğüslerini siper ediyorlardı, hayasız akınlara yaralarını, yedeği olmayan gömleklerini yırtarak sarıyorlardı. Yani o derece yokluk kendini hissettiriyordu.
Çanakkale, düşmanın bize darbe vurmak isterken, kazdıkları kuyuya kendi düştükleri yerdir.
250 bin insanımızın şehadet mertebesine ulaştığı Çanakkale’de her yaştan insanımız gönüllü olarak savaşmış, kadınlar cephedekiler için çorap örmüş, mermi imalatında bile çalışmışlardır. Kısaca vatanın her bir ferdi kendisine yönelen bu vahşi akına elbirliğiyle dur demesini bilmiştir.
Onlar, Çanakkale Zaferi’ni elde etmekle, sadece bir zafer değil, Türk milletinin Anadolu’daki varlığının devamını da sağlamışlardır.
Yaklaşan Çanakkale zaferi ve Şehitleri asla unutulmayacak, Türk milletinin kalbinde ebedi yaşayacaklardır. Ruhları şad olsun!