Merhabalar! Bugün ilişkilerinizin kalitesini artırmasını ve farkındalık yaratmasını umduğum bir yazı ile karşınızdayım. Yaşam rollerinden biraz bahsedelim mi?
Hepimizin evlat, kardeş, partner, ebeveyn, arkadaş gibi rolleri var öyle değil mi? Bir de mesleğimizin getirdiği belli bir kariyer rolü var. Hangi role gireceğimiz bulunduğumuz ortama ve karşımızdaki insana göre değişiyor. Anne - babamızın yanında evlat rolüne girdiğimizde daha şımarık olabiliyorken mesleki rolümüze büründüğümüzde bu şımarıklığı göstermiyoruz. Partnerimizin karşısında daha çekici görünmeye gayret ederken kardeşimizin yanında böyle bir gayret içine girmiyoruz.
Ancak zaman zaman ufak rol değişimleri yaşanabiliyor. Küçük kardeşimiz hastalandığında bir anda kendimizi ebeveyn rolünde buluveriyoruz. Partnerimizin yanında bazen anne-baba rolünde, bazen evlat rolünde bazen de partner rolünde davranıyoruz. Ancak bu rol değişimlerinin sıklığı arttığında rol karmaşasına sebep olabiliyor.
Şimdi biraz düşünelim. Mesela partnerimizle - eşimizle olan ilişkimizde ebeveyn rolüne veya evlat rolüne büründüğümüz zamanlar ne sıklıkla oluyor? Eğer olması gerekenden fazla ise ilişkinin kalitesi ve doyumu azalmaya başlıyor. Partnerimiz bizim girdiğimiz ebeveyn rolünün etkisi ile evlat rolüne bürünüp belli isteklerde bulunabiliyor. Veya ilişkiyle, evle ilgili daha az sorumluluk almaya başlayabiliyor. Mesela beraber dışarı çıkacakken “hava soğuk üşüyebilirsin ceketini al” gibi bir cümle kurmak bu rol karmaşasına sebep olabilir. Veya yemek yendikten sonra “Biraz daha yemek ister misin?” Demek yine bu rol karmaşasına sebep olabilir. Çünkü karşımızdaki insan bir yetişkin olduğu için üşüyüp üşümeyeceğine, karnının aç olup olmadığına karar verip ona göre hareket edebilecek durumdadır. Ebeveyn rolünde sorduğumuz bu sorular karşımızdaki insanın daha az sorumluluk alıp bizden daha çok şey beklemesine sebep olabilir. Veya evlat rolüne bürünüp aldığımız tüm kararları partnerimize danıştığımızda partnerimizin de hayatımıza çok fazla karışmaya başladığını ve kendimize özel bir alanın kalmadığını fark edebiliriz.
Bu yaşam rollerini sadece partnerimiz için değil özel hayatımızda yer edinen pek çok insan için düşünebiliriz. Anne - babamıza çoğunlukla evlat rolünde mi yaklaşıyoruz? Küçük kardeşimize kardeşlikten çok ebeveynlik mi yapıyoruz? Bu soruları kendinize sorabilirsiniz. Yaşam rollerinin daha az karıştığı ilişkiler daha sağlıklı ve daha yüksek doyumlu olacaktır.