Yine bir hikâye ile başlayalım mı? Efsaneye göre antik yunanda Ekho isimli güzel mi güzel bir peri kızı yaşarmış. Ekho bir gün dere kenarında su içen bir avcıyı görmüş. Avcının adı Narkissosmuş. Ekho Narkissos’u görür görmez ona âşık olup, kendi güzelliğini unutup onun olabilmek için yanıp tutuşmuş. Ancak yakışıklı Narkissos Ekho’nun aşkına karşılık vermemiş ve zavallı Ekho aşk acısından günden güne eriyerek ölmüş. Tanrılar Ekho’nun aşkına karşılık vermeyip zalimce davranan Narkissos’u cezalandırmak için onu kendisine aşık etmiş. Bir iddiaya göre şimdilerde İzmir’in Mordoğan ilçesinin yakınlarındaki yemyeşil dağlarda bulunan benim de ziyaret ettiğim bir derede kendine bakarak aşık olan Narkissos günlerce suyun başında kendini izlemeye dalıp oracıkta ölmüş.
Narsisizm ismi bu hikâyeden gelmektedir. Narsisizm ne yazık ki çok ciddi bir kişilik bozukluğudur. Özgüvenli ve güçlü karakterler ile narsisizm karıştırılmamalıdır. Narsisizmde birey soğuk, merhametsiz, çıkarcı davranışlar sergileyebilir. Yalan söyleyebilir, iftira atabilir, şu an bize ahlaki ve doğru gelen pek çok şeye zıt davranabilir. Birine selam verirken bile çıkar ilişkisi gözetebilir. Narsisistik kişilik bozukluğuna sahip bireylerde ailenin etkisi çok ama çok önemlidir. Çocuklarımızı “sen en iyisisin, en doğrusunu yaparsın, hata yapmazsın, çok özelsin” gibi ilahlaştırıcı şekilde övmek ileride bu problemlere sebep olabilmektedir. Bazı bireylerin ise çocukluğunda ne anneden ne babadan ne de bir akrabadan sevgi, ilgi görmemiş olması ileride “beni benden başka kimse sevemez” düşüncesinin yoğunlaşıp çarpıtılması ile de narsisizme dönüşebilir. Gördüğünüz gibi sevginin azı da çoğu da çocuklarımıza zarar verebilmektedir.
Nasılını – nedenini bir kenara bırakarak etrafımızda böyle bireylerin olduğunu düşünüyorsak “nasıl davranalım”a geçelim. Bu insanlar manipülasyon konusunda uzman olabilirler. Dışarıdan çok güzel, çok güçlü durabilirler. Tartışmayı oldukça severler. Bu sebepten duygularımıza hâkim olup mantıklı davranmamız ve mantıklı düşünmemiz oldukça önemli. Kişisel bilgilerimizi paylaşmayıp daha kapalı olmak, sır vermemek, karşıdakini tahrik edici davranışlardan uzak durmak ve mümkün olduğunca bu insanların yanında güçlü durmak bizim yararımıza olacaktır. Her ne olursa olsun her insan, insan olduğu için saygıyı hak eder. Bu bozukluk (her ne kadar çok güçlü de gözükseler) sahibini de mutlu etmemektedir. Saygı çerçevesinde uzak durmak iki tarafın da yararına olacaktır.
Emeğinize sağlık