Şöyle Bir Düşün Ey Sevgili Dostum;
Seni yaratan Yüce Allah’ı seviyor, O’nun emir ve yasaklarına uyabiliyor musun?
Hiçbir kimsenin gıybetini yapmamaya özen gösterebiliyor musun?
Kapılardaki açılamayacak kilitlerinin anahtarlarının besmele olduğunun farkında mısın?
Bizleri yaratan Yüce Allah’ın bize her zaman şah damarımızdan daha yakın olduğunun bilincini taşıyabildin mi?
Sağında ve solunda her daim seni izleyen ve senin işlemiş oyduğun günahları ve sevapları yazan meleklerin bulunduğunu hatırında tutabildin mi?
Sürekli olarak abdesti bozulduğunda abdest alan kimselerin cennette yer alacağını düşünerek abdestin bozulduğu anda hemen abdest almayı alışkanlık haline getirebildin mi?
Kendi kendine bir bakıp, başkalarındaki meziyetlerin bulunup bulunmadığını ölçüp tartabiliyor musun?
Allah’ın verdiğinden devamlı olarak verip cömertlerle yarışabiliyor musun?
Boş zamanlarında e tenhalarda seni yaratan Yüce Allah’ı zikretmeye devam edebiliyor musun?
Yetimlerin, öksüzlerin ve yardıma muhtaç olanların yaralarına merhem olmak için çaba gösterebiliyor musun?
Çocukların daha küçük iken onlara milli ve manevi değerleri aşılama görevini ifa ederken, kesinlikle her ne olursa olsun hiçbir zaman yalan söylememeleri gerektiğini kalplerine nakış gibi işleyebildin mi?
Mübarek kitabımız Kur’an’ı Kerim’i öğrenip, okuyup, anlayıp, anladığıyla emel edebildin mi? Çocuklarına Kur’an öğretebildin mi?
Şu yalan olan dünyada her bir şey gelip geçicidir. Sen de şu yalan olan dünyayı ahireti kazanma yolunda kullanmaya çalışabildin mi?
Beş vakit namazların haricinde Allah’a yaklaşabilmenin nafile ibadetlerle olabileceğinin bilincine varabildin mi?
Sokakta gördüğün her bir insanın kendinden daha üstün meziyetler içinde bulunduğunu hiç düşünebildin mi?
Ailenin rızkını hep helal yollardan kazanıp, merde değil merde, namerde dahi muhtaç olmadan hayatını idame ettirebilme gibi bir gayretin ve çaban oldu mu?
Günümüz dünyasında perişan olan, yurtlarından atılan ve her ne sebeple olursa olsun yurdumuza gelmiş nice Müslüman kardeşlere kucak açma yolunda, onların ihtiyaçlarının karşılanması sırasında üzerine düşen görevi bi hakkın yapmaya çalışırken ensar ve muhacir kelimelerinin anlamları aklına hiç geldi mi?
Beş vakit namazı mümkün olduğunca her gün cemaatle eda etme gibi bir dendi taşıyabildin mi?
Uzun kış gecelerin Müslümanların için bereketli olduğunu düşünerek, ailenle birlikte haftanın hiç olmazsa bir gününde bir araya gelerek hiç değilse bir saat Allah dostlarının kitaplarından kıssaları okuyup, hisselerin alınması için gerekli çaba ve gayret içinde bulunabildin mi?
Kalplerimiz yıllardır sürülemeyen bakımsız bir tarla iken ve tarlamızı işe yaramayan otlardan, çöplerden ve ayrık otlarından temizlemek için Yüce Allah’ı zikretmek için bir derdin ve çaban oldu mu?
Birileri aç yatarken, birileri bir şeylere ihtiyaç duyarken, birilerinin ihtiyaçları günden güne devamlı olarak artarken rahatça uyku uyuyabiliyor musun?
Her gün ama her gün yatmadan önce kendini hesaba çekip, akşama kakar işlediğin günahlarını ve sevaplarını manevi terazide tartmaya yeltenebiliyor musun?
Bütün bu sorulara olumlu bir şekilde cevap verebilen dostlara selam olsun, müjdeler olsun, helal olsun, cennet sizin mekânınız olsun.