39. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT—KÜLTÜR
SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “O Allah ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra da Arş üzerinde hükmünü icra etmiştir. Onu, her şeyden hakkıyla haberdar olan Rahman’ın Kendisine sor; güzel isimlerinin kâinattaki tecellileriyle ilahi kelamı olan Kur’an ile O’nu tanı.”
(Furkan Suresi:59)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “”Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarınsınız. Âdem ise topraktandır. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır. Allah yanında en kıymetli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır.
(Ahmet B. Hanbel, El Müsned, 5/411)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
UNUTMAK İLE İLGİLİ GÜZEL BİR UYARI
Hz. Musa (a.s.)’ı mide ağrısı tutar. Tur dağına çıkıp; “Ya Rabbi, midem ağrıyor, ne yapayım?” der. Allah (c.c.) da; “ Musa, şu dağda bulunan şu otu kaynat ve suyunu iç, şifa bulursun.” Buyurdu. Musa (a.s.) otu bulur kaynatır ve suyunu içince şifa bulur.
Bir sene sonra tekrar midesi ağrıyınca, gider önceki otu bulur, kaynatıp içer ama ağrı azalacağı yerde artar. Hz. Musa (a.s.) tekrar tur dağına çıkar:
“Ya Rabbi! Önceden içtiğim otun suyu ağrımı kesmişti, şimdi ise ağrımı artırdı.” Deyip niyaz edince, Allah (c.c.):
“Ya Musa, sen şifayı otta aradın, otun sahibini unuttun, şifayı otta aradın. Önce bana sormuştun. Sahibinden izinsiz derde çare olmaz.” Buyurur.
Hiç şüphesiz ki Allah (c.c.) her bir derdi yarattığı gibi her birisine de şifa yaratmıştır. Yeter ki biz onu aramaya bakalım. Her türlü nimeti insanların emrine veren Cenab-ı Allah (c.c.)’ı unutmak bize bir şey kazandırmaz. O bizi görmekte, bilmekte, her saniye, her dakika, her saat imtihan etmektedir. Melekleri vasıtasıyla da günahlarımızı ve sevaplarımızı yazdırmaktadır. Biz nasıl olur da sormadan, danışmadan, istişare etmeden belirli işlere kalkarız? Bize şah damarımızdan daha yakın olan, her şeyiyle bizi dört dörtlük yaratan ve her bir nimeti bizim emrimize veren Cenab-ı Allah (c.c.)’ı nasıl olur da unutabiliriz? Unutanlar ancak ve ancak gafillerdir, şaşkınlardır, gecede gündüzde gaflet uykusunda uyuyanlardır. Rabbim böylesi uykuda olanları uyarmayı cümlemize nasip eylesin. Âmin.
&&&
VERİR ALLAH!
İnadına sev beyazı,
Al abdesti kıl namazı,
Yüce Hakk’a et niyazı,
Karşılığın verir ALLAH.
Şaban KORKMAZ
&&&
NE GÜZEL TENBİH!
Bir dostun bir dosta güzel bir tembihi:
Ey Sevgili Dostum!
Sen her an pozitif olmaya çalışırsan:
-Hiç şüphesiz ki, para da gelir.
-Huzur da gelir.
-Aşk da gelir.
-Sağlık da gelir.
-Başarı da gelir.
Yeter ki sen pozitif düşün ve her zaman
Allah (c.c.)’a dayanmaya bak.
Celil ÖZTÜR-Eğitimci
&&&
HATASIZ KUL OLMAZ DERLER
Büyük İskender, hiçbir kusuru konusunda kendisini uyarmayan bir vezirine; “Sana artık ihtiyacım yok: “ dedi. Vezir:
“Neden Hükümdarım?” deyince, Büyük İskender:
“Çünkü ben bir beşerim, ne kadar olumlu işler yapsam da bazen yaptığım bu işlerde kusurlarım, hatalarım olabilir. Sen bu kadar süre içinde benim bir tek hatama bile rastlamadıysan ve görmediysen cahilsin demektir. Hatamı görüp örtbas ettiysen ve görmemezlikten geldiysen ve bana söylemediysen o zaman da sen hainsin demektir.”
Şurası hiçbir zaman hatırdan çıkarılmamalıdır ki hata yapmayan insan yoktur. Beşer olan hata da yapacak, elbette kusur da yapacak. Ama ona en yakın dostu olan onu uyarmıyorsa o da bunlardan mes’ul olur, bu kusurlarını söylememesi onu vebal altına sokar. Böyle bir hal varsa karşı taraftakini hiç üzmeden, yumuşak bir tavırla nazikçe anlatmak her bir insanın görevi olsa gerek diye düşünüyorum, haksız mıyım?
&&&
RASULALLAH
Karlı dağın yücesine,
“ERİN” dedi Rasulallah.
Âlimlerin nicesine,
“VARIN” dedi Rasulallah.
Arafatın zirvesine,
“ÇIKIN” dedi Rasulallah.
Mü”min kulun incesini,
“SARIN” dedi Rasulallah.
Kul hakkını yiyenleri,
“YERİN” dedi Rasulallah.
Vatan sözü edilence,
“COŞUN” dedi Rasulallah.
Ana-baba hakkı için,
“KOŞUN” dedi Rasulallah.
Şaban KORKMAZ
&&&
KANAATKÂR OLMAK LAZIM
Adamın birisisin bir tavuğu varmış, her gün bir altın yumurtlarmış. Günler geçtikten sonra adam, nasıl olsa her güne bir altın var, keseyim, hepsini bir alır, servet yaparım, der. Tavuğu keser ama karnından bir adet altın çıkar.
İnsanoğlu bu ya, ne kadar da tamahkâr, ne kadar da cahil, ne kadar da aciz. Tamahkâr olan insanın olacağı da bu haldir.
Kişi ne kadar kazanırsa kazansın, bazı kimselerin de kendisi kadar kazanıp kazanamadığının düşüncesi içinde olur ve kazandığıyla mutlu olmaya çalışır. Birileri de başkalarında olan şeyler neden bende olmasın, benimde çok olsun, diyerek aç gözlülük yapması kendini bilen insana yakışmayan bir davranış olmalı.
Kendini bilen insan tutumlu olduğu kadar da cömert olmalıdır, Cennetin cömertlerin yurdu olacağını hatırdan çıkarmamalıdır.
Allah’ın kendisine verdiğinden vermesini bilmek te bir erdemliktir değil mi?
Rabbim, alanlardan değil de cömertçe Allah’ın verdiklerinden verenlerden eylesin. Âmin.
&&&
ESMA’ÜL HÜSNA’DAN
EL-LATİF (C.C.)
(En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, lütuf ve ihsan sahibi olan.)
“Ey sonsuz lütufkâr olan, âlemlerde olan bütün işlerin en ince sırlarını ve gizli yanlarını bilen ve zatı, ilahi bir gizlilik içinde bulunan Latif olan Allah’ım! Bu ismin hakkı için bizlere lütuflarda bulun.”
Her gün söyleyebildiğimiz kadar söylemeye ne dersiniz?
&&&
DUAMIZ!
-Allah’ım! Nefsimdeki bütün hastalıkları gider, bana sana gelen yolda yardım eyle, beni hayra ulaştır, aklıma ve kendime gelecek ve zarar verecek şeylerden koru.
-Allah’ım! Ana-babama, bütün Müslüman kardeşlerime ve Sana 99 (Esma’ül Hüsna) İsminle dua ve münacatta bulunanlara merhamet eyle.
-Allah’ım seni sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi, senin sevdiklerini sevmeyi bizlere nasip eyle.
-Allah’ım yüzümüzün karasına bakma, bizi cehenneminde yakma, hatalarımızı, kusurlarımızı örtüver, bizi cennet ve cemalinle şereflenenlerden eyle.
-Allah’ım bizi ilim sahibi eyle. Öğrendikleriyle amel edenlerden eyle. Cömert olar kullarının arasına koyuver. Bize merhamet eyle, kusurlarımızı ve günahlarımızı bağışla. Âmin.
&&&
PEYGAMBER EFENDİMİZ;
-Yatmadan önce mübarek dişlerini misvaklardı.
-İnsanları yüzüne karşı övmezdi.
-Eve girerken kapıyı üç kereden fazla çalmazdı.
-Banyo ve tuvalette fazla kalmazdı.
-Sabahları kerahet vaktine kadar uyanık kalırdı.
-Her işe başlarken Bismillah derdi.
-Hastaları ziyaret ederdi.
-Topluluk içinde ayaklarını uzatarak oturmazdı.
-Bir şey yaparken önce sağdan başlardı.
-Sevdiğine “Seni seviyorum” derdi.
-Hapşırırken ağzını kapatırdı.
-Hiçbir kimsenin sözünü kesmezdi.
Yukarıda zikredilenleri birileri yapıyor olabilir ama gönlümüz bütün insanların bunları yapmasından yanadır. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi yapanların üzerine olsun.
&&&
EN DOĞRUSU DA BU!
“Ben derdimi ne dostuma söylerim ne de düşmanıma. Zira dostuma söylerim üzülür, düşmanıma söylerim sevinir. Beni en iyi Rabbim bilir.” Hz. ÖMER (r.a.)
&&&
ANNELER ÇOCUKLARINA NELERİ YAPMALI?
Hiç Şüphesiz ki Anneler Çocuklarına;
-Ceza yöntemi yerine ödül vermeyi denemeli.
-Yumuşak huylu ve tatlı dille konuşmalı.
-Sofra konulurken yardımcı olmaları istenmeli.
-Konuşurken, otururken edebe riayet edilmesini istemeli.
-Helal lokma ile beslenmeleri konusunda uyarmalı.
-Konuşurken kesinlikle yalan söylememeli.
-Oturmasıyla, kalkmasıyla, hal ve hareketleriyle örnek olmalı.
-Akşamları ödevleriyle ilgilenmeli.
-Çalışma saatlerine riayet edilmesini istemeli.
-Okulda hiç bir kimseyle münakaşa edilmemesi hakkında bilgi vermeli.
-Çocuklarıyla bazen arkadaş olarak dertlerini dinlemesini bilmeli.
Çocuklarını İslam ahlak ve kurallarına göre yetiştiren annelere selam olsun.
&&&
EKMEK UFAKLARI
Adamın birisi 70 yaşları civarındaydı. Hiçbir zaman gözlük takma gibi bir derdi olmamıştı. Onu gören meraklı birisi sordu:
“Bu yaşta bu kadar güzel görebilmenin ve gözlük takmayışınızın nedeni ne olabilir?” O da akıllara durgunluk verecek bir cevap vermişti:
“Ben kendimi bildim bileli ekmeğe her zaman saygılı olmuşumdur. O Yüce Allah’ın bizlere verdiği en kutsal nimetlerden birisidir. Bir dilim de olsa hiçbir ekmeğin çöpe atılması taraftarı değilim. Bir ekmek önümüze gelene kadar ne evrelerden geçer de önümüze ekmek olarak gelir hiç düşündünüz mü? Ben her zaman sofradan en son kalkan kişi olurum. Sofra kaldırıldıktan sonra sofra bezine dökülen ekmek kırıntılarını bir bir toplar ağzıma atarım, gözümün ferinin kuvvetli olması bundan olsa gerek.”
Bilindiği gibi israf haramdır. Bir dilim ekmek nedir ki demeyin ve sakın çöpe atmayın ve attırmayın. Her ev bir dilim ekmeği sokağa attığında bütün yurtta sokağa atılan ekmeğin ne kadar olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?
Rabbim ekmeğin kıymetini kadrini ve bereketini bilenlerden eylesin. Âmin.
&&&
YERİNDE BİR SÖZ
NE VERİRSE HAK VERİR,
YAY BULANA OK VERİR,
ELİ AÇIK İNSANA,
ALLAH DAHA ÇOK VERİR.
&&&
MESNEVİDEN
“Ben yamacıyım, yamanması icap eden yeri yamardım. Herkese nabzına göre şerbet veririm. Kişinin sırrı ağacın köküne benzer. Yaprakları, o kökten feyz alır da kupkuru gövdesinden çıkar, yeşerir. Yapraklar, köke göredir. Ağaç da böyle olduğu gibi nefislerle, akıllar da böyledir. Gönülden gönüle pencere olduğu muhakkak. İki gönül iki ten gibi birbirinden ayrı ve uzak kalamaz. İki kandilin yağ konan kapları birbirine bitişik değildir ama ışıkları katışmış ve birleşmiştir. Hiçbir âşık yoktur ki sevgilisinin vuslatını arasın. Dilesin de sevgilisi onu aramasın, dilemesin! Âlemde her cüz’ü muhakkak kendi çiftini ister.” (III,43285-4420)
&&&
DEDEM DERDİ Kİ!..
Sevgili Torunum Nasihatim Sanadır:
-Büyüklerin önünden hiçbir zaman yürüme.
-Birileri konuşurken sakın sözünü kesme.
-Hiçbir zaman edebi elden bırakma.
-Şeytanın ve nefsinin esiri olmaktan vazgeç.
-Biri iki edeyim derken helale haram karıştırma.
-Elin elinde olana haset etme.
-Kendi elinde olanla yetinmeye bak.
-Zikirle meşgul olarak kalbindeki ayrık otlarına temizle.
-Hiçbir kimsenin gıybetini yapma.
-Elin etlisine sütlüsüne karışma.
-İlla birilerinde kusur arayacaksan kendinde ara.
-Bu dünyaya neye geldiğini kafanı yormaya bak.
-Cömertlik bayrağını sakın kimseye kaptırma.
&&&
EN GÜZEL…
-En güzel köprü gönüller arasında kurulandır.
-En güzel göz her şeye iyilikle bakandır.
-En güzel ırmak dost bahçesine akandır.
-En güzel sevgi Allah için sevendir.
-En güzel muhabbet dostla yapılandır.
-En güzel dert müminin derdiyle dertlenmedir.
-En güzel karşılıksız hayır Allah rızası için yapılandır.
Bu güzelliklere siz neler ekleyebilirsiniz?
&&&