128. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT --KÜLTÜR SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “Her neyi ki hayra sarf ederseniz, Allah-ü Teala karşılığını dünya ve ahirette verecektir.” (Sebe Suresi: 39)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Cennette bir ağaç vardır, bu ağacın dalları dünyaya uzanmıştır. Bu ağacın adı cömertlik ağacıdır, kim bu dala yapışırsa o dal onu cennete götürür. Cehennemde de bir ağaç vardır, bu ağacın dalları dünyaya uzanmıştır. Bu ağacın adı da cimrilik ağacıdır. Kim bu dala yapışırsa o dal da onu cehenneme götürür.” (Tirmizi)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
UNUTMADIM!
-Ben çocukken, sabah ve akşam yemeklerimizi hep birlikte yediğimizi, yemeğe babamızın başlamasıyla başladığımızı, sofraya oturmadan önce ellerimizi hep beraber yıkadığımızı, yemek öncesi ve sonrası bize yediğimiz nimetleri veren Allah’a hep beraber dua ettiklerimizi unutmadım.
***
-Ben bir hata işlediğimde anne ve babamın beni görmezlikten geldiğini, karnemde bir iki zayıfım olsa da bunun önemli olmadığını bana söylediklerini, benim mutlaka okumam ve iyi bir idareci olmam gerektiğini söylemelerini, altı kardeşin içinde babamın bir beni okuttuğunu unutmadım.
***
-Yatmadan önce ailecek abdestli olarak yatmayı, okuyarak, dua ederek uyumayı, erken yatıp erken kalkmayı alışkanlık haline getirdiğimizi unutmadım.
***
-Sabahları okula gitmeden önce annemin sabah kahvaltımı yaptırdığını, okula giderken beni kapıya kadar uğurladığını, güle güle yavrum dediğini, okulda hiç bir kimseyle kavga etme dediğini, okuldan gelince de tatlı dille ve güler yüzle beni karşıladığını ve hasretle kucakladığını hiçbir zaman unutmadım.
***
-İlkokula giderken babamın namaz kılmayı öğrettiğini, Kur’an’ı Kerim’deki namaz surelerini öğrettiğini ve namaz surelerini ezberlettiğini, camiye namaza giderken haydi yavrum beraber camiye gidip namazımızı kılalım dediğini, camiye gittiğimizde camide zaman zaman müezzinlik yaptığımı unutmadım.
***
-Ramazan aylarında sahur yemeğinden sonra arkadaşlarla birlikte camiye gittiğimizi, sabah ezanı okunmadan önce minareye çıktığımız da ilahiler söylediğimizi, okulu zamanlarının haricinde namazlarımızı camide kılmaya özen gösterdiğimizi unutmadım.
***
-Babamın beni okutmak için gurbet ele gittiğini, orta okula birinci sınıfa kayıt ettirdiğinde ve pansiyonda kalmam gerektiğini ve yıl sonunda pansiyon parasını yatıramadığımız için yatak ve yorganlarımızın rehin alındığını unutmadım.
***
-Bayramlarda sabah erkenden kaldırıldığımı, bayram namazına erkenden gittiğimizi, bayram namazından sonra köy odasında bütün komşularla hep beraber evlerden gelen yemekleri yedikten sonra hep beraber bayramlaştığımızı, bütün akrabalarımıza giderek bayramlaştığını, bazılarının para, bazılarının da yumurta verdiğini unutmadım.
&&&
ÖNEMLİ BİR SOHBET
(KUL HAKKI)
Kul hakkını hemen ödemek, hak sahibiyle helalleşmek, ona iyilik ve dua etmek lazımdır. Hak sahibi ölmüş ise, ona dua, istiğfar edip, çocuklarına, varislerine verip ödemeli, bunlara iyilik yapmalıdır. Çocukları, varisleri bilinmiyorsa, mal miktarı parayı fakirlere sadaka verip, sevabını hak sahibine hediye etmelidir.
Bir kimseden sebepsiz, zorla haksız olarak alınan bir kuruşu, sahibine geri vermek, yüzlerce lira sadaka vermekten, kat kat daha sevaptır. Bir kimse, Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa, fakat üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe, Cennete giremeyeceği bildirilmektedir.
Kıyamet günü haklar, muhakkak sahiplerine verilir. Dünyada hak sahibinin rızası alınmayınca, ahirette haksız tarafın sevapları alınıp, haklı tarafa verilir. İbadetleri, sevapları ve iyilikleri yoksa hak sahibinin günahları o kimseye verilir.
Başkasının malını yemek, şarap içmekten daha kötü günahtır. Kul hakkı, Allah-ü Teala’nın hakkından önce ödenir. Allah uğrunda savaşıp ta ölen kimsenin, kul haklarından başka bütün günahları affolur. Kul hakkı, tövbe ile, şefaatle de af olunmayacağı bilinmelidir.
Madem kul hakkıyla ilgili işleyiş böyleyse üzerimizde kul hakkı bulunanlarla kul hakkını bir an önce ödemeye bakmalıyız ki Rabbimizin huzuruna kul hakkı ile varmayalım. (Sohbetlerle İslamiyet)
&&&
VEYSEL KARANİ
Annesinden doğdu dünyaya geldi hay hay
Melekler altına kanadın serdi
Rasülün hırkasın tacını giydi hay hay
Yemen illerinde Veysel Karani
Karani Karani Veysel Karani.
Annesinden destur aldı durmadı hay hay
Kâbe yollarını geçti boyladı
Vardı ol Rasülü evde bulmadı hay hay
Yemen illerinde Veysel Karani
Karani Karani, Veysel Karani.
Peygamber Meclisten evine döndü ha hay
Üveysin nurunu kapıda gördü
Sordu Fatıma’ya Üveys mi geldi hay hay
Yemen illerinde Veysel Karani,
Karani Karani Veysel Karani.
Sabah namazını kılar giderdi hay hay
Develer peşinde tevhid ederdi
Gizlice Allah’a niyaz ederdi hay hay
Yemen illerinde Veysel Karani,
Karani Karani Veysel Karani.
Yunus Eydür gelin biz de varalım hay hay
Ayağın tozuna yüzler sürelim
Hak nasip eylesin komşu olalım hay hay
Yemen illerinde Veysel Karani,
Karani Karani Veysel Karani.
Kâbe yollarının gülü reyhanı
Karani Karani Veysel Karani.
Yunus EMRE (k.s.)
&&&
TEVEKKÜL
Tevekkül, Allah’a güvenmek, kulluk görevini yaptıktan sonra başarıyı Allah’tan beklemek ve insan gücünün yetiştiği ve yetişmediği şeyleri Yüce Allah’a bırakıp ümitsizliğe ve keder içine düşmemektir. Tasavvufi manada tevekkül etmek, “Vekil Edinmek” anlamına gelir. “Vekil Edinmek” bir işin yapılmasının doğrudan Allah’a havale edilmesi, olayın tümüyle O’na bırakılmasıdır. (Hamza KILIÇ)
&&&
NE GÜZEL DUA!
Allah’ım! Sen Rahman’sın, Rahimsin, Gafursun, Kerim’sin. Allah’ım Sen yücesin.
La ilahe ente sübhaneke inni küntü minezzalimin.
La havle vela guvvete illa billahil aliyyil azim.
Allahümme eınni ala zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetik.
Allahümme ya mugalibel gulüb, sebbit galbi ala dinik.
Allahümmerham Ümmet-i Muhammed.
Allah’ım! Sen Ulusun. Ben garip ve yoksulum. Ben acizim, her ne olursa olsun ancak ve ancak Sana kulluk ederim ve ancak Senden yardım dilerim.
Allah’ım! Dertlerimi def eyle, kabrimizi nur eyle. Bana sağlık ve afiyet ve mutluluklar nasip eyle.
Allah’ım! Seni can-ı gönülden sevmeyi, Seni sevenleri sevmeyi, Senin sevdiklerini sevmeyi nasip eyle.
Allah’ım içimi genişlet. Bana rahatlık ve huzur ver. Her sıkıntımı izale eyle. Beni kendine kul, Habib-i Edibine ümmet eyle. Allah’ım dualarımı kabul eyle. Beni iki cihanda aziz eyle.
“Hasbiyallahü Lailahe illehü, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabül Arşil Azim.”
(Allah bana yeter. O’ndan başka Hak ilah yoktur. Ben yalnızca O’na tevekkül ettim. O Yüce Arşın sahibidir.)
Bu güzel duayı sabah akşam 7 defa okumaya devam edelim Allah’ın izni ve keremiyle.
“Allah’ım! Bedenimi afiyet ver. Allah’ım kulağıma afiyet ver. Allah’ım gözüme afiyet ver. Allah’ım bütün vücuduma afiyet ver. Senden başka Hak ilah yoktur Allah’ım! Küfürden ve fakirlikten sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Göz açıp kapayıncaya kadar bizi bize bırakma Allah’ım.” (Dua Demetlerinden)
&&&
YA RASÜLALLAH
Hasret kaldığım cemalin rüyama girse,
Derince olan uykumu bölesim gelir.
Baharımı yaşarken gelse de hazan,
Kötü huyumu ucuza satasım gelir.
Ellerimi bağlayıp da atsalar sele,
Senin huzur limanına dalasım gelir.
Vücudumun her bir yanı tutsa da pas,
Törpüleyip hemen yola düşesim gelir.
Şaban KORKMAZ
&&&
SESİMİ DUYUN EY ANNE BABALAR!
Ey Anne ve Babalar!
Eğer bir çocuk;
-Huzurlu bir ortamda yetişiyorsa, mutlu olmayı öğrenir.
-Yaptıkları beğeniliyorsa, takdir etmeyi öğrenir.
-Hoşgörüyle yetiştirilirse, sabırlı olmayı öğrenir.
-Gereği gibi sevilirse kendini ve insanları sevmeyi öğrenir.
-Yaptıklarına iyi not verilirse başarılı olmayı öğrenir.
-Anne-Baba gıybet etmiyorsa o da başkalarını gıybet etmemeyi öğrenir.
-Anne-baba münakaşa etmiyorsa o da ömrü boyunca hiç münakaşa etmemeyi öğrenir.
-Şurası da kesinlikle unutulmamalıdır ki:
“ÇOCUK YEDİSİNDE NE İSE YETMİŞİNDE DE ODUR.”
(Karalama Defterimden)
&&&
AVCUMUZUN İÇİNDEKİ SIR!
Babam bir gün bana:
“Oğul sağ elini aç bakayım, arapça rakamlarla kaç yazıyor?” oku, dedi.
“Açtım baktım Arapça rakamla 18 yazıyordu.”
“Sol avucunu aç, onda ne yazıyor?” dedi.
“Açtım baktım onda da 81 yazıyordu. 81’le 18’i topladım 99 çıktı.”
“Bu rakam sana neyi hatırlatıyor?” diye sordu.
“Tabiî ki Allah’ın 99 sıfatı!” diye cevapladım.
“Peki, 81’den 18’i çıkardığında kaç kalıyor?”
“Elbette
“Peki, bu sana neyi çağrıştırıyor?” Diye sordu.
“Düşündüm! Aklıma hemen Rasülullah Efendimizin” ‘ömür yaşı’ geldi.
“Peygamberimiz 63 yaşında ömür yaşını doldurmuştur. Vefat etmiştir!” Bana dönerek:
“Bak oğul! Allah-ü Teala milyarlarca insanın avucuna bu ilahi mührü vurmuştur. Bu asla tesadüf olamaz. Tesadüf olsaydı birkaç insanın avucunda olurdu.” dedi.
(Alimoğlu Takviminden)
&&&
İMBİKTEN DAMLALAR!
-Kendi ayıplarını, kusurlarını düşünmekten, başkalarının ayıplarını araştırmayana müjdeler olsun. (Anonim)
***
-Bir insanın akıllı olmasına bir şey dediğimiz yok. Yeter ki, aklını başkalarına kabul ettirmeye çalışmasın. (Eflatun)
***
-Ayna benim en iyi arkadaşımdır. Çünkü ben ağladığımda, asla gülmez. (Charlie Chaplin)
***
-Affetmek ruhunu mutlu kılar, korkuyu siler atar, işte bu yüzden çok güçlü bir silahtır. (İnvictus)
***
-Mahalle kahvesinde konuşulanlar ile öğretmenler odasında konuşulanlar arasında pek fark yoksa o okulda adam yetişmez. (Sait Çamlıca) (Bilgi Çeşmesinden)
&&&
( SAKIN ÇOCUKLARA EMRETMEYİN!)
ÇOCUKLARIMIZIN BAŞARILI OLMASINI İSTİYORSANIZ;
-Yavrum, koşma demeyin, yavaş yürü lütfen deyin.
-Düşme, dokunma demeyin, dikkatli ol yavrum deyin.
-Sen bilmezsin demeyin, haklısın öyle olsun deyin.
-Gitme demeyin, şunu yaptıktan sonra git deyin.
-Sakın sus demeyin, seni duymak istiyorum deyin.
-Sakın bana dokunma demeyin, bunu alabilirsin deyin.
-Seni hoş görmeyeni hoş görme demeyin, herkesi sevmesini bil deyin.
-Otur şu kitabı hemen oku demeyin, gel beraber okuyalım deyin.
-Otur artık oyna demeyin, gel beraber oynayalım deyin.
(Okul Anılarımdan)
&&&