İnsanoğlunu Yüce Rabbimiz dört dörtlük yaratmış bulunmaktadır. Her bir organ yerli yerinde kişi istese de istemese de Allah’ın izni ve keremiyle çalışmaktadır.
Kişinin üzerinde bulunan organların her birisinin önemli görevleri vardır bilenler için. Elbette göz görmek için, kulak işitmek için, kalp hissetmek için, diğer organlar da üzerine vazife olan işler için Allah (c.c.) tarafından yaratılmıştır. Bu organların yaratılmasında nice nice hikmetler vardır. Biz bu hikmetleri ne kadar yazıya döksek anlatmamız mümkün değildir.
Allah (c.c.) her bir insanı mükemmel bir şekilde yaratmıştır. Üstelik her bir nimeti de onun emrine vermiştir. Bu dünyaya niçin gediğine kafasını yormasını isteyerek kendisine gereği gibi kulluk yapması için nebiler ve Rasüller tarafından neler yapması gerektiği hususuna gerekli önemi vermiştir. Ama gelin görün ki bazı insanları kendisine verilen bu nimetlerin kadrini ve kıymetini bilmeden, bu dünyaya niçin geldiğine kafasını yormadan, eşi, dostu; akrabayı, kardeşliği, sevgiyi, saygıyı, muhabbeti, birliği, beraberliği, tutumlu olmayı, yardımlaşmayı bilmeyi, cömertliği bilmeden ve öğrenmeden öylesine yaşayarak ömründe bir kez de olsa secdeye varamadan bu dünyaya gelip konan ve göçenlerin olduğunu hepimiz görmekteyiz de (birileri hariç) bütün bu olanlardan ibret alamadan, ders çıkaramadan hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz değil mi?
Hiç şüphesiz ki her şeyin bir perdesi vardır. Gözümüzdeki perde günahlardan sakınmamızı, bakılmaması gereken yerlere bakılmaması gerektiğini sağlamaya yarar. Kulaklarımızdaki perde ise duyulmaması gereken sözlerin duyulmamasına sağlayarak bizleri günahlardan korunmamızı sağlamaya yöneliktir. Kalbimizdeki perde aynı zamanda ar ve hayâ perdesidir ki hiçbir günaha girmememiz için görev yapmaktadır. Ağzımızdaki perde ise fermuarlı olup ağzımıza giren ve çıkanı kontrol içindir.
Ayrıca evlerimizin pencerelerinde de perde vardır. Gizli olan şeylerin görülmemesi için kullanılır değil mi? Bütün bunların yanında diğer bütün organlarımızın da perdesi vardır. Bu perdeler arlı kimselerde sımsıkı kapalıdır. Kişi zaman zaman istediği zaman o perdeyi aralar kendisine yararlı şeyleri gördükten sonra kapatmasını bilir.
Yüce Allah (c.c.) şöyle bir baktığımızda vücudumuzdaki her bir şeyi yerli yerinde yaratmıştır. Bu yaratılıştı hiçbir noksanlık göremeyiz. Çünkü Allah her bir şeyi yerli yerinde yaratarak kendi üstünlüğünü bize anlatmak isteyerek kulunun bu perdeleri yerli yerinde kullanması azmi, gücü ve iradesi vermiştir.
Allah dostlarının da aynı zamanda diğer insanlar gibi her bir organında perdeler vardır. Bu perdeler Allah (c.c.) tarafından zaman zaman açılır ve kapanır bir halde bulunmaktadır. Bazı insanların göremediklerini, duyamadıklarını, hissedemediklerini bu Allah dostları Allah’ın takdiri ile görür ve hisseder. Bu önemli durum sadece ve sadece Allah dostlarına has bir özellik olsa gerek. Allah (c.c.) bir kulunu sevdi mi ona her şeyi bahşeder, her şeyi nasip eder. Diğer taraftan kul ne kadar bu perdelerin açılıp kapanmasını istese de mümkün olmaz. Öyleyse kendini bilen insan tamamıyla kendisini yaratan Yüce Allah’a kul olmalı, teslim olmalı, tevekkül halinde bulunmaya özen göstermelidir. Rabbim neyler, neylerse güzel eyler. Rabbim kullanılacak perdeleri eri yerinde kullanmayı cümlemize nasip eylesin. Amin.