Hiç şüphesiz ki insan yaratılış icabı sevdikleriyle beraber olmak ve sahip olduklarını onlarla paylaşmak ister. Sevinçlerin paylaştıkça arttığını, üzüntülerin paylaştıkça azaldığını kimler inkâr edebilir?
Paylaşma duygu ve düşüncesi bir Allah vergisidir. Birilerine ne kadar paylaşmanın güzel bir davranış olduğu anlatılsa da o bu konuda istenen noktaya gelemez. Çünkü paylaşma sevgi ister, saygı ister, kendine güven ister. Dinimiz hemen hemen her konuda paylaşmayı, dayanışmayı, yardımlaşmayı, birlik ve beraberliği emreder.
Diğer taraftan paylaşma duygusu insana saygınlık kazandırır, insanı sosyalleştirir, insanı Allah’a ve yarattıklarına yakınlaştırır. Kendi bilen kişi elinde bir dilim ekmeği bile varsa onu bölüşmesini bilendir. Sofrasına oturduğu zaman açları, fakirleri, garipleri ve yoksulları düşünendir. Belirli bir kazancı varsa her ay o kazancında birilerinin hakkı olduğunu bilendir.
İnsan hayatı hiç şüphesiz ki inişli çıkışlı bir yola benzer. Yine hiç şüphesiz ki hayatımızda zaman zaman istemediğimiz bazı olaylarla karşılaşabiliriz. Bu olaylar bizi üzüntüye sevk edebilir. İşte bu üzüntüleri içimize atmak bir çare değildir. Birileriyle bunu paylaşmak gerekir. Yine belirli zaman diliminde bir şey bizi sevindirdiyse hemen sadaka vermemiz gerekir ve bu sevincimizi kardeşlerimizle paylaşmasını bilmek büyük bir erdemliktir.
Birileri bir şeyleri verirken, bağışlarken birilerine teşvik olsun diye göstermek riya içine girmez. Bunu gören de benim gibi yapabilir, diye düşünürse o gören kişi bu gibi yardımları yaptığında o gördüğü kişi de bundan sevap hissesini alacaktır.
Hasta olanları ziyaret etmek, hasta olanların memnun olacağı bir davranıştır. Aynı zamanda sevap kazanma vesilesidir. Bir şeylere ihtiyacı olduğu halde derdini hiçbir kimseye açamayan yardıma muhtaç olan insanları bulup onlara yardım etmekle alacağınız sevapları milyarlar verseniz alamayacağınız bir gerçektir.
Her bir insan her ay aldığı kazancından belirli bir miktar birilerine verse, fakirlere yardım etse, hem ömrü artar ve de ömrü bereketlenir. Ve de Allah’ın sevdiği kullar zümresine girmiş olur Allah’ın izni ve keremiyle.
Sonuç olarak diyebiliriz ki kişi her zaman paylaşmayı kendine şiar edindiyse mutlaka o kişi yeri ve zamanı geldiğinde kendisine birileri bir şeyleri paylaşmak için sıraya girecektir. Çünkü ekilen tarla erinde gecinde mahsulü verecektir Allah’ın izni ve keremiyle. Siz ekin ve sakın hasat ne zaman olur diye düşünmeyin. Her şeyi bilen bir Allah (c.c.)’ımız var. O her şeyi gören ve bilendir.
Rabbim yaşadığımız süre içinde hem üzüntülerimizi ve hem de sevinçlerimizi, yediğimizi, içtiğimizi birileriyle paylaşmayı nasip etsin. Âmin.