Bizlere ne mutlu ki âlemlere rahmet olarak gönderilen son Peygamber Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.)’ın ümmetiyiz.
Ne mutlu ki O’nun sünneti seniyyesi üzerine yaşamaya çalışıyoruz.
Ne mutlu ki bize mucize olarak Kur’an’ı Kerim’i armağan olarak bırakmış.
Ne mutlu bizlere ki, bizi kurtaracak olan iki ipten birisi olan Kur’an’ı Kerim’i ve ikincisi olan Sünneti seniyyesini bırakmış.
Ne mutlu bizlere ki, neler yaparsak cennete, neleri yaparsak cehenneme gideceğimizi bildirmiş.
Yine ne mutlu bizlere ki, Miraç’tan dönerken cennete girmişken biz ümmeti için geri çıkmış ve veda hutbesiyle bizlere seslenmiş.
Elbette biliyoruz ki Allah’ın izni ve keremiyle ondan başka bizlere şefaat edecek yoktur. “Bana bu dünyada yaşadığınız süre içinde bol bol Salâvat-ı Şerife getirin ki, sizin cennete girmenize kefil olayım.” Diyen bir peygamberin ümmeti olmaktan daha şerefli ne olabilir ki?
Öyleyse bizlere düşen en önemli görev Kur’an’ı Kerim’i bol bol okumak, okuduğumuzu anlamak, anladığımızla amel etmek düşüyor. Aynı zamanda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünneti seniyyesi üzerine yaşamaya çalışacağız ki yevmi kıyamette O’nun liva-üld hamd sancağı altında gölgelenebilelim, O’nunla kıldan ince kılıçtan keskin sırat köprüsünü uçaraktan geçelim, cennete vasıl olalım ve O’nunla cennette birlikte komşu olma şerefine ulaşabilelim.
Yüceler Yücesi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir müjdeleyici Hadis-i Şerifinde şöyle buyuruyor:
“ Selamı toplum arasında yayarsanız, sofranızdan misafiri eksik etmezseniz, sılayı rahim yaparsanız, teheccüd namazı kılarsanız cennete girmenize kefilim.”
Netice olarak işte böyle kolay cennete vasıl olabilmek. Ama gelin görün ki insanoğlu bunu zorlaştırıyor. Bir türlü bu dünyaya niye geldiğine kafa yormak istemiyor. Her türlü nimeti bulmuşken bir türlü hamdetmesini bilmiyor (birileri hariç) ve nankörce yaşamaya bakıyor.
Rabbim toplum arasında selamı yaymayı, soframızda misafiri eksik etmemeyi, her halükarda sılayı rahim yapmayı ve her gün imsak kesilmezden önce kalkıp en azından iki rekât teheccüd namazı kılmayı cümlemize nasip eylesin. Âmin.
Konu ile ilgili olarak İlimiz Toki Sosyal Bilimler Lisesi Öğrencilerinden Cavit Eren AKPINAR’ın NAAT’ını hep birlikte okumaya, anlamaya ve yorumlamaya ne dersiniz?
NAAT
Sevgilinin sözleri kullardan yüce
İşlendi aşkı kalbimize hece hece
Ya Rasulallah, hem gündüz hem gece
Bahçemdeki güller seni tespih eder.
Yüreğimizle zikirler, nurdan adınla
Bizlere şefaat ilahi yâdınla
Cemi müminlerden salâvatınla
Sadrımdaki güller seni tespih eder.
Ahirette bakar mı gözün yüzüme
Rahmet oldun cihandaki güzüme
Celle Şanudan geldin kurak çölüme
Sahramdaki güller seni tespih eder.
Tariki Rasulullah pare büyük çınar
Başında Habibim sonunda yârim var
Cennettir yolların sonu dünya bize dar
Âlemdeki güller seni tespih eder.
Peygamberlerin soyu altından silsile
Vasıl oldu Mekke’deki menzile
Gülşen yüzlünün şefaati bizlere
Semadaki güller seni tespih eder.
Kibriya hasebi merhametin süruru
Yola revan, Müslümanların nuru
Rahman’ın rahmeti; ismi Gafuru
Nazende güller seni tespih eder.