“Kim demiş ki çocuk, küçüktür? Hiç şüphesiz ki çocuk büyümüş de küçülmüş bir varlıktır.” (Anonim)
Çocuklar bugünün sevinci, yarının gençleri, geleceğin büyükleri olarak önemli bir varlıktırlar. Onların eğitimi ve öğretimi çok mu çok önemlidir.
Daha anne karnına düştükten sonra çocuğun eğitiminin başlayacağını söylemektedir Allah dostları. Annenin abdest alıp namaz kılması, helal lokmalarla beslenmesi, çocuğuna ilahi ve Kur’an okuyarak dinletmesi çocuğunun gelişiminde etkili bir yöntemdir.
Hele ve hele doğduktan sonra belli bir müddet içinde konuşmaya başladığında yedi yaşına kadar o çocuğun en birinci öğretmeni anasıdır. Çocuk konuşmaya başladığında ilk öğreneceği şey ALLAH ve PEYGAMBER olmalıdır. Bayrak olmalıdır, ezan olmalıdır, vatan olmalıdır, devlet olmalıdır, sevgi olmalıdır, muhabbet olmalıdır, hoşgörü olmalıdır, yardımlaşma olmalıdır.
Çocukların kalplerine ana ve baba tarafından yerleştirilen bu güzel duygu ve düşünceler neticesinde daha sonra onların kalplerine kız sevgisi, caz sevgisi, maç sevgisi gibi olumsuz sevgilerin yerleşmesini engelleyecektir hiç şüphesiz.
Daha küçük yaşlarda çocuk yemekten önce ve sonra ellerini yıkamayı, sofraya oturduğunda besmele çekmeyi ve yemek duası yapmayı anasından öğrenecektir.
Yalan söylememeyi, helal lokmalarla beslenmesi gerektiğini, bulunan bir şeyin sahibine verilmesi gerektiğini küçük yaşlarda çocuğa annesi tarafından öğretilmelidir.
Ana ve baba çocuğun yanında kesinlikle sigara içmemelidir. Ana ve baba kesinlikle ve kesinlikle çocukların yanında münakaşa etmemelidirler. Ana ve baba çocuklarına şefkatle muamele etmeye özen göstermelidirler.
Çocuk küçük yaşlarda ana ve babasından neler görür ve öğrenirse ileri yaşlarda da aynısını yapmaya özen gösterecektir. Bunun içindir ki çocuğun küçük yaşlarda kaz anacağı güzel davranışlar onun ömür boyu uygulayacağı metot olacaktır.
Çocuklarımız hepimizin gözbebeğidir. Onlara gözümüz gibi bakarız. Onların ileride milli ve manevi değerlerle mücehhez bir halde olmalı için ana ve babalar olağanüstü gayret sarf etmelidirler.
Ana ve baba çocukları arasında kız olsun, erkek olsun kesinlikle ve kesinlikle ayırım yapmamalıdır. Hepsine de eşit bir şekilde davranmaya özen göstermelidirler.
Okula başladıktan sonra anne ve baba hangi işte çalışırsa çalışsın, akşamları evde olduklarında ana veya baba okula gidip gelen çocuğuyla mutlaka en azından yarım saat meşgul olmalıdır. Okulda öğrendiklerini tekrar ettirmelidir. Ödevleri varsa yapılması için yardımcı olmalıdır. Anne ve baba çocuğunun ödevin yapmamalı, yapması için yardımcı olmalıdır. Yoksa ana ve baba çocuğun ödevlerini kalemi ve defteri alıp ödevlerini yaparsa ileride çocuk her şeyi hazır ister, hazırcılığa alıştırılmış olur. Bu durumda çocuğun okulda ve hayatta başarısız olmasını sağlar hiç şüphesiz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) çocukları çok severdi. Biz de gelin çocukların hepsini sevelim ve ilgi gösterelim. Cebimizde şeker taşıyalım önümüze gelen çocuğa verelim, başını okşayalım, yanaklarını sıktıralım. (Kimin çocuğu olursa olsun)
İşte Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in çocuk sevgisi:
Peygamber Efendimiz (s.a.v), bir davete gitmekteydi. Yolda, arkadaşlarıyla oynayan küçük torununa rast geldi.
Hüseyin’i de gittiği yere götürmek istedi. Çocuk oyundan kopmak istemedi. Kendisine doğru gelen dedesinden kaçtı. Peygamberimizin kendisini yakalamak istedikçe küçük Hüseyin, sağa sola doğru kaçıyordu.
Peygamberimiz de küçük çocuğu taklit ederek sağa ve sola koşmaya başladı.
Sonunda küçük Hüseyin’i yakaladı. Onu şefkatle kucaklayarak, elinin birisine ensesinin altına, diğerini de çenesinin altına koyup öptü.
Peygamberimizin çocuklara davranışında mesafe yoktu. Mesafe olmadığı gibi mekân sınırı da yoktu. “Burası sokak, sokakta çocuğuma karşı herkesin yanında bir resmiyet koyayım” anlaşışından uzaktı.
Her yerde ve her gördüğünde ilgi ve sevgiyle davranıyordu çocuklara.
Çocukların olmadığı bir yer yoktu onun dünyasında.
Davete giderken, onları da yanında götürüyordu.
“Çocuktur, ne işi var? Çocuktur, götürülmez” anlayışından uzaktı Peygamberimiz.
Çocuklar, her an büyüklerinin yanlarında olmalıydılar. Yoksa nasıl öğreneceklerdi, büyüklerden öğrenilmesi gerekenleri.