BİR AHMET SARI VARDI–2
Hani Peygamber Efendimiz (s.av.)’in bir hadis-i Şerifi vardı ya: “İki kızı bir oğlu olan da cennetin kapısını açacaktır ve cennete girecektir.”
Muhterem hocam, sevgili meslektaşım, ilahi ekibinin baş tacı, udi Ahmet Sarı’nın Sevgili hanımından Nilüfer, Nursel adında iki kızının yanında bir de Ali isminde bir oğlu olmuştu.
Her üç evladını da Sevgili Ahmet hocam manevi ve milli değerlerle mücehhez bir şekilde yetiştirmişti. Her üç evladı da topluma örnek insanlar olarak hayatını idame ettirmek için çaba ve gayret göstermişlerdir. Hiçbir zaman anne-babalarını üzmemişlerdir. Anne ve babalarının bir dediklerini iki etmemeye özen göstermişlerdir.
Ticaret Lisesinde okurken okul tamının gözbebeği ve takım kaptanıydı. Afyon Lisesi ile yapılan son karşılaşmada Ticaret Lisenin Afyon lisesini 3-0 gibi net bir galibiyet almasında Ahmet Sarı hocamın büyük bir payı vardı.
Gönlü zengin, dünya malına meyletmeyen, hayır hasenat işlerini ön planda tutan bir Ahmet Sarı vardı. Her zaman ikram etmeyi, yemeyi ve yedirmeyi severdi. Arkadaşlarıyla pikniğe gittiklerinde ikram etmeyi ön planda tutarak güveç ve türlü yapmayı seven bir Ahmet Sarı vardı.
Kapıları açtıran,
Gece gündüz koşturan,
İlahiyle coşturan,
Bir Ahmet Sarı vardı.
Sevip sayan biriydi,
Çalışan bir diriydi,
Toplum için olan,
Bir Ahmet Sarı vardı.
Cömertliğe soyunan,
İlim ile arınan,
Mütevazı huyunan,
Bir Ahmet Sarı vardı.
Tatlı dilli sevecen,
Onda vardı heyecan,
Ecdadına hem hayran,
Bir Ahmet Sarı vardı.
Karlı dağı aşardı,
İlahi okur coşardı,
İyiliğe koşardı,
Bir Ahmet Sarı vardı.
Kur’an okur seslenirdi,
Helal ile beslenirdi,
Tefekkürden hoşlanırdı,
Bir Ahmet Sarı vardı.