104. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT-KÜLTÜR SAYGASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYET-İ KERİMESİNİN MEALİ: “İnsanları Rabbinin yoluna hikmetli sözlerle, güzel öğütlerle davet et. En güzel şekilde (kırmadan, incitmeden) onlarla münakaşa et. Rabbin kendi yolundan sapanları da doğru yoldu olanları da bilir.” (Nahl Suresi: 125)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Kim kendinden sonra bir hazine bırakırsa, bu ona çok zehirli vahyi öyle bir yılan halinde temsil olunur ki, sahibine ağzını açarak: “Yazık sana, şu hlin nedir? Ben senin kendinden sonraya bıraktığın hazinenim.” Ve onu takipte devam eder ve elini yakalayıp ısırır, sonra bedenini ısırıp, yutar.” Hz. Sevban (r.a.)
&&&
BAŞYAZI:
ŞABAN KORKMAZ
BAŞIMIZA GELENLERİN SEBEBLERİ NELERDİR?
Biz dinimizi gereği gibi öğrenemedik, güzeli bilemedik ve göremedik. Kur’an’ı Kerim-i okumadık. Her nedense bu dünyaya niye geldiğimize kafamızı yoramadık, Bir türlü nedense ağzımıza fermuarı çekerek girene çıkana dikkat edemedik. Yediklerimizin helal lokma olmasına dikkat edemedik. Aklımıza, gönlümüze, fikrimize zikiri, şükürü ve güzel duygu ve düşünceleri yükleyemedik. Çocuklarımız küçükken onların kalplerine Allah ve Peygamber sevgisini, muhabbeti, birliği, beraberliği, yardımlaşmayı, hoşgörüyü ve cömertliği yerleştiremedik. Allah dostlarından İmam-ı Gazali Hazretlerinin; “Çocuğu İslam fıtratı üzere yetiştirmek için, İlk yapılacak şey: Onu helal lokma ile beslenmesidir.” Sözünü bir türlü akıllarımıza getiremedik. İlim meclislerine gidemedik. İlimle meşgul olamadık. Bir şeyler öğrenmeye çalışsak da öğrendiklerimizle amel etme yoluna bir türlü giremedik.
Hiç şüphesiz ki en önemli mesele güttüğümüz sürüye sahip olma meselesidir. Çocuklarımızı daha küçük yaşlarda milli ve manevi değerlerle mücehhez bir şekilde yetiştirmek olmalıdır ki sürümüzden hiçbir kayıp olmamasını sağlamaya yönelik amellerde bulunmaya çalışalım. Hemen şimdi silkinip kendimize gelmeye bakalım. Amel defterimizi bir yoklayalım, içinde nelerin olup almadığını bakalım ve her gün Allah’ın rızasını kazanmak için çaba ve gayret gösterenlerden olalım ki Allah’ın veli kullarının zümresine karışabilelim tez elden.
&&&
VER ALLAH’IN VERDİĞİNDEN
Arda kalır mülkün malın,
Der Allah’ın serdiğinden.
Zehrolmasın tatlı balın,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Hayrı yap ta arşa çıksın,
Kirli suyun berrak aksın,
Bugün varsın yarın yoksun,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Ömür denen yolun ince,
Vermeyenin hali nice,
Hak yanında olur cüce,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Ver ki ömrü bolca olsun,
Yetim yoksul huzur bulsun,
Veremeyen saçın yolsun,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Kaçma sakın köşe bucak,
Muhtaçlara aç sen kucak,
Olgun mümin budur ancak,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Mirasçılar sarılmadan,
Nice kalpler kırılmadan,
Allah sana darılmadan,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Kulak asma ona buna,
Nurlanırsın yuna yuna,
Mekân olur cennet sana,
Ver Allah’ın verdiğinden.
Şaban KORKMAZ
&&&
DOSTTAN GELEN MESAJ
“Sevgili Can Dostum! Söze bir gül gönderiyorum. Yaprağında iman, dalında sevgi, saygı, kokusunda Cennet, renginde hiç şüphesiz ki nur var. Haneniz huzurla, muhabbetle, sevgiyle, neşeyle geçimle neşvi neva bulsun. Rabbim ömrünüzü ve kazancınızı bereketli eylesin. Rabbim sizden razı olsun.”
Ben de âcizane bütün sevgili okuyucularıma bu mesajdaki duygu ve düşünceleri arzediyorum.
&&&
NASİHATIN EN GÜZELİ!
Ashab-ı Kiramdan birisine nasihat istediğinde
Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
-Allah’a muhalefet etme.
-Bol bol Kur’an oku.
-Çok gülmekten sakın.
-Allah rızası için cihad et.
-Az konuş, öz konuş.
-Düşkünleri sev, onlarla oturup kalk.
-Senden yukarıdakilere değil aşağıdakilere bak.
-Acı da olsa her zaman doğruyu söyle.
-Hiçbir kimseyi kınama.
-Hiç bir kimsenin gıybetini yapma.
-Geceleyin kalkıp namaz kıl.
-Kul hakkına riayet et.
(Hadislerle Müslümanlık)
&&&
UZMANINDAN UYARI!
(UYKUSUZLUK İÇİN)
Uykusuzluk için halis balla tatlandırılmış bir bardak sıcak süte, bir kaşık çörek otu yağı karıştırılarak yatmadan önce içilir ve uyumadan önce çokça Salâvat-ı Şerife getirilirse, üç İhlas, bir Felag, Bir Nas, Bir Ayet-el Kürsi okuyunca rahat bir şekilde uyuyabilirsiniz. (Sağlık Öğütlerinden)
&&&
GÜNÜN BEYİTİ
İNSAN OLMANIN ENGİN ZEVKİNİ İBADETTE ARAYIN,
SELAMLAŞMA İLE HAZIR EYLE CENNETKİ SARAYIN.
Şaban KORKMAZ
&&&
HAFTANIN DÖRTLÜĞÜ
Suyla ekmek elimde,
Besmele var dilimde,
Himmete çok koşturdum,
Mutluluk var içimde.
Şaban KORKMAZ
&&&
MAHMUT SULTAN HAZRETLERİ
Afyonkarahisar’a yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta Şuhut ilçesine bağlı Mahmut Köyünde bulunmaktadır.
Mahmut Sultan Hazretleri 1216 yılında buraya irşad için geliyor. Horasan evliyalarındandır. Karacaahmet Sultan Hazretlerinin Şuhut’a gönderdiği ifade edilmektedir.
Özellikle yaz aylarında Mahmut Sultan Şifahanesine yurt içinden ve yurt dışından gelen yüzlerce ziyaretçi gelmektedir. Özellikle buraya gelenler, ağzı yüzü felç olmuş, yürüyemeyen, ayakta duramayan, eli ayağı tutmayan ve de çocuğu olmayan kadınların gelmekte olduğu ifade edilmektedir.
Şifahaneye gelenler burada Allah rızası için kurban kesip misafirhanede yaklaşık bir hafta kalmaktadırlar. Şifahane Mahmut köyünün içinde bulunmaktadır. Ancak Mahmut Sultan Hazretlerinin asıl kabri şerifi köyün yüksek doğu tepesinde bulunmaktadır. Bunu bilenler onun kabri başına gidip okuyup dua etmektedirler. Kaynak: Afyonkarahisar Evliyaları
&&&
KADINLAR GÜNÜ
Afyonkarahisar da kadınlar kendi aralarında toplanarak kadınlar günü yapmaktadırlar. Arada bir evlerinde getirdikleri gıdaları hep beraber yiyerek arkasından dua ederler. Kadınlar gününde bir araya gelen kadınlar toplandığında Kur’an okurlar sohbete katılırlar ve arkasından da bir çay içerek dağılırlar. Bu toplantılarda özellik hiçbir kimsenin gıybeti yapılmaz. Hiçbir kimsenin etlisine sütlüsüne karışılmaz.
Yine böylesi bir Kadınlar günü toplantısı sırasında Kur’an hocası kadınlara şöyle seslenmiştir:
“Güne gelirken yiyecek bir şeyler getirilmesinde mahzur yoktur. Gönlünüzden ne koparsa hep beraber yemek için getirebilirsiniz. Ancak, aranızda eşi kredi çeken varsa o kişi hiçbir şey getirmesin.”
Güzel bir uyarı değil mi?
&&&
GÜZEL BİR YAZI!
(BU DA BİR TEBLİĞ YOLU OLSA GEREK)
Geçenlerde bir dostu ziyarete gittiğimde dükkânındaki duvarda güzel bir yazı gözüme ilişti. Benim de dikkatimi celbettiği için ve bazılarının da evlerine asabileceğini düşündüğüm için buraya yazmayı uygun buldum. İşte o güzel yazı:
“BUGÜN BURADA GIYBET YAPILMAZ, YARIN YAPABİLİRSİNİZ.”
Fazla söze ne hacet, okuyup anlayana, evine asana ve gıybet yapmamaya söz verenlere selam olsun.
&&&
DERVİŞE SORMUŞLAR!
-Sabah namazında hava neden bu kadar temiz ve berrak oluyor?
O da cevap vermiş:
-Çünkü sabah namazı için hiçbir kalbi bozuk insan uyanmaz.
&&&
KURBAN BAYRAMI YAKLAŞIRKEN!
Kurban bayramı yaklaşırken özellikle bir yıl boyunca evine et alamayan insanları düşünmek ne güzel bir duygu olsa gerek.
Kurban kestiğimizde özellikle et alamayanları düşünmek ne güzel olur değil mi? Özellikle yurt içinde ve yurt dışındaki Müslüman ülkelerde kurban etini ancak kurban bayramında görebilenlere ulaşmak çok da zor değil. Bu işi yapan sivil toplum kuruluşları var. Diyanet işleri başkanlığı var. Sizin belki tek başına bu yurt dışındaki Müslüman kardeşlerimize kurbanınızı ulaştırmak mümkün olmayabilir ama Allah razı olsun bu sivil toplam kuruluşları sizin adınıza kurban paralarınızı alıp, sizin de vekâletinizi alıp ülkelerde bu hizmeti güzel bir şekilde yerine getirmektedirler. Rabbim bu kutlu ve mübarek hizmeti yapanların hepsinden de razı olsun.
&&&
BİRAZ DA GÜLÜMSEYELİM!
Adamın birisi bir kır kahvesine oturmuş, kendisine bir kahve söylemiş. Kahvehane sahibi kahveyi getirmiş ancak kahve fincanının altına bir not yazmış ve bırakmış. O kâğıtta şunlar yazılıydı:
“Kahve yemenden gelir yolu ırak, beş para idare etmiyor on para bırak.” Adam kahveyi içer o da bir not yazar. Onun yazdığı kâğıdı ters çevirir arkasına şu notu yazar:
“Kahve yemenden gelir yolu ırak, beş para idare etmiyorsa dükkânı kapat.”
Biz de âcizane diyoruz ki o kişi beş para yerine on para bıraksa ve dükkân sahibinin duasını alsa ne güzel olurdu diye düşünüyoruz. Hiç şüphesiz ki her zaman veren el alan elden üstündür. “İsteyenin bir yüzü kara, vermeyen zenci.” diye söz söylemişler.
&&&