139. HAFTA TÜRKELİ GAZETESİ SANAT—KÜLTÜR SAYFASI YAZILARI
HAZIRLAYAN: ŞABAN KORKMAZ
HAFTANIN AYETİ- KERİMESİNİN MEALİ: “ Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyendir.”
(Hucurat Suresi: 12)
&&&
HAFTANIN SÜNNETİ SENİYYESİNİN MEALİ: “Cennetin kokusu bin yıllık mesafeden alınır. Fakat anne ve babasına isyan edenlerle akrabaları ile münasebeti kesenler, bu kokuyu alamazlar.”
(Ebu Hüreyre)
&&&
BAŞYAZI: ŞABAN KORKMAZ
HER ŞEYİN BAŞI
Kendini bilen Müslüman helal lokma yediği gibi çoluğuna çocuğuna da helal lokma yedirir. Bilir ki yinelen bir haram lokma insan vücuduna girdikten sonra o vücudu ancak kırk günde terk eder. Bu süre zarfında kişi ne kadar namaz kılarsa kılsın kıldığı namazda huşuyu ve huzuru yakalayamaz. Üstelik kıldığı namazın kendisine hiçbir faydası olmaz.
Kişi her nerede çalışıyorsa ve aylık alıyorsa, ekmek parası kazanıyorsa o rızkını helal yoldan kazanmaya özen göstermelidir. Her halükarda da çalışma saatlerine dikkat etmeli, kendisine ne görev verilmişse bi hakkın yerine getirmeye özen göstermelidir.
Asr-ı saadet döneminde kadınlar her sabah kocalarını işine göndermeden önce kahvaltılarını yaptırır kapıdan uğurlarlarmış. Kapıdan uğurlarken de her gün kocalarına şu cümleleri sarf ederlermiş: “Aman bey, ne olursun akşam eve gelirken bize haram lokma getirme, hem bu dünyada ve hem de cehennem ateşinde yanmayalım.” Kocaları da buna riayet ederlermiş ki o döneme Asr-ı Saadet dönemi denilmiş.
Günümüzde ne durumdayız hiç düşündük mü? Atasözü diye bazı yerlerde yazmışlar: “Haram, helal ver Allah’ım, çoluk çocuk yer Allah’ım.” Bu sözün Müslümanlıkla asla ve kat’a alakası olamaz. Birileri bizlere bunu atasözü diye yutturmuş.
Bir gün birisi geldi bana şunu söyledi: “Hocam, bir tane oğlum var. Bugünlerde üniversiteye gidiyor. Yalnız bütün ihtiyaçlarını karşıladığım halde bana karışı geliyor, sözümü dinlemiyor, annesine de eziyet ediyor, ne yapmalıyım? Dövmek çare olur mu?” Benim ona cevabım şu olmuştu:
“Sakın ha, döveyim deme, sonra daha da arsızlaşır. Şunu iyi bil ki senin oğlunda hiçbir kabahat yok. Bütün suç ve kabahat sende. Değişik zaman ve dönemlerde ona haram lokma yedirdin ki, o haram lokmalar sana şimdi isyan olarak geri dönmektedir. Bundan böyle yediğin ve ailene yedirdiğin gıdaların helal lokma olmasına dikkat et. Aylık gelirinin önemli bir bölümünü öksüze, yetime sadaka olarak vermeyi ihmal etme. Şüpheli şeylerden kaçın. Çocuklarına da haram lokma yedirme. Namazlarının arkasından gözyaşı dökerek hanımına, oğluna, kızına, torunlarına ve kendine dua et. Bir daha ağzına haram lokma koymamaya azmet ki bundan böyle huzur ve mutluluk günleri geri gelsin. Rabbim helal lokmalarla beslenmeyi cümlemize nasip eylesin. Âmin.
&&&
ÜMMÜ SELEME
Aşk bağımda üzüm sen,
Baharımsın yazım sen,
Ört başını kızım sen,
Diyor Ümmü Seleme.
Gelse bile felaket,
Duyma sakın nedamet,
Sabrın sonu selamet,
Diyor Ümmü Seleme.
Dostu ezip katlama,
Boş durup ta çatlama,
Mazumları haklama,
Diyor Ümmü Seleme.
Şaban KORKMAZ
(Tefekkür Penceresinden)
&&&
ER KİŞİ ODUR Kİ;
“Er kişi odur ki, kendisine yapılan iyiliğe karşı iyilik yapar. Yine kendisine karşı yapılan kötülüğe de karşılık olarak iyilik yapar. Bu Kamil-i Mü’minlerin yapacağı iştir. Bu yapılanları hiç şüphesiz ki Allah ta görüyor, kul da görüyor. Birileri, iyiliğe iyilik her kişi karı, kötülüğü iyilik ER KİŞİ karıdır, diyor. Elbette doğru söylüyor. Siz hep böyle kötülüğe karşı iyilik yapmaya devam ederseniz o kötülük yapanlar bir gün gelip iyilik yapmaya başlayacak ve sen de o iyiliklerden sevap hisseni alacaksın ve de iyiler zümresine katılarak Allah’ın veli kullarından olacaksın Allah-ü Âlem.”
Önemli Not: Siz kesinlikle siz olun, iyilik yapana da iyilik yapın, size kötülük yapana da iyilik yapın ve kazananlardan olun olur mu?
&&&
ESMAÜ’L HÜSNA’DAN
ER-REZZAG (C.C.)
“Bütün mahlûkatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.”
Ey mahlûkata ve kullarına ihtiyaçları olan rızkı veren Rezzag olan Allah’ım! Bana kolaylıkla helal rızık eyle.
Önemli Not: Ey anne ve babalar! Sakın çocuklarınıza haram lokma yedirmeyin. Yedirecek olursanız o haram lokmalar ileride size çocuğunuzun isyan etmesi ile geri döner. Anne ve baba da haram yerse, çocuklarına her ne kadar nasihat etseler de kar etmez.
&&&
HAFTANIN DÖRTLÜĞÜ:
Sevgi ekip bitirin,
Az da olsa yetirin,
Hoşgörüyü getirin,
Şaban-ı Şerif sayında.
Şaban KORKMAZ
&&&
ELEŞTİRİ ÇOK MU ÇOK ÖNEMLİ
Bilindiği gibi bir kişi birinin gıybetini yaparsa o zamana kadar binbir zorluklarla elde etmiş olduğu bütün sevaplarını kaybederek iflas konumuna düşer. Hiçbir sevabı kalmaz. Hem düşünüldüğünde haklı bir durum ortada. Elin etlisi sütlüsü bizi ilgilendirmemeli. Her kimse birilerinden birkaç eksik gedik arama yerine kendi eksiğine ve gediğine bakmalı kendisini düzeltmeli değil mi?
Ne acayip bur durum değil mi? Kişi gıybet ettiği kişiyi hem sevmez, hem de gıybetini yaparak farkında olmadan sevaplarını o kişiye vermiş olur. Ne acıklı bir durum değil mi?
Bazı dükkânlara girdiğimde hemen gözüme çarpan bir yazı oluyor. Güzelce yazdırıp duvara asmışlar.
“BUGÜN BURADA GIYBET YAPILMAZ, YARIN YAPABİLİRSİNİZ!”
Aslında bu yazının herkesin her zaman oturduğu oturma odalarının duvarlarına asılması çok güzel olur herhalde. Evinize misafir olarak gelenler de o yazıyı okuduklarında onlar da belki bundan etkilenerek evlerine yazdırıp asabilirler ve bütün evlerde gıybet yapılmayan mekânlar olur değil mi?
Anne ve baba evde gıybet yapmamalı, çocuklarına da yaptırmamalıdır. Öyle ki atalar sözü ne güzel söylemiş: “Çocuk yedisinde ne ise yetmişinde de odur.” “ Görgülü kuşlar gördüğünü işler.”
Gıybet yapılan yerde gıybet yapılmasına engel olamıyorsa kişi hemen orayı terk etmeli.
HİÇBİR KİMSENİN GIYBETİNİ YAPMAYANLARA AŞK OLSUN. RABBİM ONLARDAN BİNLERCE KERE RAZI OLSUN.
&&&
BUGÜNKÜ DUAMIZ!
Ey Yüce Allah’ım! Bizleri yoktan var eden, merhameti bol olan, koruyup, gözeten, kullarına her zaman iyilik ve hayır dileyen, sevgiye en layık olan Allah’ım! Bizleri kendine kul ve Habibin Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ümmet eyle. Bütün Müslümanların hastalarına şifa, dertlilerine deva, borçlularına edalar nasip eyle Ya Rabbi.
Allah’ım! Bize dünyada da, ahirette de iyilik ve güzellik ver. Bizleri cehennem azabından koru. Beni, annemi, babamı ve bütün inananları bağışla. Hiç şüphesiz ki Sen her şeyi gören ve bilensin. Bize Seni razı edecek işler ve ameller yapmayı nasip eyle. Bizleri güzel ahlaklı olanlardan eyle. Bizleri hiçbir kimsenin gıybetini yapmayanlardan eyle. Her zaman ve her yerde doğruyu, haklıyı savunmayı nasip eyle. Göz açıp kapayıncaya kadar da olsa bizi bize bırakma. Peygamber Efendimiz senden neler istediyse bizlerde onları istiyoruz, nasip eyle. Peygamber Efendimiz nelerden sakındıysa bizlerde onlardan sakınmak istiyoruz, sakınmayı nasip eyle Ya Rabbi.
Âmin. Âmin. Âmin. Velhamdülillahi rabbil aleminel FATİHA.
&&&
BİR HATIRLATMA!
Sevgili Can Dostlarım!
Dilimiz şükre alışmazsa,
Kalbimizi hüzün kaplar.
Ve böylece kaybedenlerden oluruz.
Bizden hatırlatması…
&&&
HELAL OLSUN!
Yedi ve dokuz yaşlarındaki iki kardeş odadan dışarıyı seyrederlerken birbirlerine söyledikleri cümlelere ne kadar anlamlı ve ne kadar güzel!
“Allah’ın yarattıklarında bir düzensizlik ve eksiklik bulmak mümkün değildir.”
Kardeşi de şöyle der:
“Hiç şüphesiz ki ben de ALLAH’A inanıyorum ve senin gibi düşünüyorum.
Önemli Notum Şu Ki: Anne ve babalar küçük yaşlarda çocuklarını güzel eğitirlerse işte çocuklar da böylesine güzel şeyler düşünürler ve güzel sözleri sarf ederler.Şurası unutulmamalıdır ki tarlaya ne ekilirse o biçilir.
&&&
ÖNEMLİ OLAN SAĞLIK:
(TOZ ZENCEFİLİN FAYDALARI)
-Hazımsızlığı giderir, iştah artırır.
-Tükürük bezleri çalıştırır.
-Kılcal damarlardaki dolaşımını hızlandırır.
-Hafızayı kuvvetlendirir.
-Soğuk algınlığa iyi gelir.
-Mide bulantısını bastırır.
-İshali keser.
-Ses kısıklığına iyi gelir.
-Bal ile macun yapılıp sabah akşam yutulursa öksürüğü keser.
-Kaynatılmış salep üzerine ekilip içilirse faydalı olur.
-Üstelik hiçbir yan etkisi yoktur.
(Bitkilerdeki Şifalar)
&&&
ŞABAN AYI VE ZİKRİ!
Şaban ayı bilindiği gibi üç ayların ikincisidir. Bu ayda mümkün olduğu kadar oruç tutmalı, kaza namazı kılınmalı, sadaka verilmeli ve her gün sayısı belirsiz bir şekilde bol bol: “SALÂVAT-I ŞERİFE” söylemeye devam edilmelidir.
&&&
TEVBE VE İSTİĞFAR DUASI
Sabah namazından sonra, aynı zamanda akşam namazında sonra her gün söylenirse ne hoş ve ne güzel olur.
“Estağfirullah, Estağfirullah, Estağfirulahel kerimellezi la ilahe illa hüvel hayyül gayyum ve etübü ilyh. Tevbete abdin zalimin li nefsihi le yeklikü li nefsi mevten, vela hayaten vela nüşura. Ve neselühüt tevbete, vel mağfirete vel hidayete lena innehü hüvettevvabürrahim.”
Anlamı: (Allah’tan bağışlama dilerim. Allah’tan bağışlama dilerim. Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan hayat ve beka sıfatlarının sahibi Yüce Allah’tan af ve bağışlanma dilerim O’na kendine zulmeden, öldürmeye, yaşatmaya, diriltmeye gücü yetmeyen kul olarak tevbe ederim. Ondan tevbenin kabulünü ve bizi bağışlamasını bize her zaman doğruyu göstermesini isterim. Çünkü O tevbeleri çok
çok kabul eden merhamet sahibidir.)
&&&
BABA İLE KIZI
Bir baba ile yedi yaşındaki kızı arasındaki konuşulanlara bir kulak verelim:
-Babacığım abdest almadan neleri yapamayız?
-Sevgili kızım, abdest almadan şunları yapamayız:
1-Hiçbir şekilde namaz kılamayız.
2-Tilavet secdesi yapamayız.
3-Kâbe’yi tavaf edemeyiz.
4-Kur’an-ı Kerim’e el süremeyiz.
5-Hafız olan imamların elini tutamayız.
6-Ezberlediğimiz sureleri okuyamayız.
7-Yemek yiyemeyiz.
(Aile Sohbetleri)
&&&
KAÇ DEFA OKUSAM Kİ BUNLARI?
“Para yığmakla yükseleceğini sanma. Duran su fena kokar ve kurur. Bağışlamaya ve akıtmaya çalış. Akan suya gök yardım eder. Yağmur yağdırır, sel gönderir, onu derya eder. Allah’ın verdiğinden verebilenlere ne mutlu. Kazan, kazan ve biriktir ve de aniden onları mirasçılarına bırak git ve onların kavga etmelerine sebep ol. Asr-ı saadet dönemindeki sahabelerin arkalarında bu kadar servet bırakmadıklarını ne kadar çabuk unuttuk?” Sad-i Şirazi (k.s.)
&&&
NE YAZIK Kİ İNSAN BU HAYATTA!...
Ne Yazık ki bu hayatta mütemadiyen her bir şeyi biriktirmek istiyoruz. Yiyemeyeceğimiz kadar erzak, giyemeyeceğimiz kadar üst, baş, kullanamayacağımız kadar eşya, oturamayacağımız kadar ev. Gözlerimiz, midelerimiz, arzularımız ihtiyaçlarımızdan daha büyük.
Bazı insanların 15-20 yıl boyunca ödemek kaydıyla faizli banka kredisi çekmesi neyin alametidir…
Ve insan yaşlandıkça besler, gençleştirir arzularını. Bitirdikçe hayata olan bağlarını artırır. Öyle bağlanır ki hayata, bir gün bu diyardan göçüp gideceği fikri zamanla yok olup gider aklından değil mi?
Üstelik bu insan tüketmeye de çok meraklıdır, biriktirdiği paranın, eşyanın, malın, mülkün yanında zaman tükenir, söz tükenir. Benlik biriktirirken, hiç farkında olmadan benliğini tüketir, insanlığından uzaklaşır.
Sofralarımıza konan nimetlerin kadrini ne zaman anlayabileceğiz?
Gören bir gözü, tutan bir eli, yürüyen bir ayağı satın alamayacak ve kaybedince tekrar sahip olamayacak kadar fakiriz hepimiz.
Alabildiğimiz bir bardak çayın, zeytine, ekmeğe ulaşabilmenin bir zenginlik olduğunu ne zaman fark edeceğiz?
Aldığı maaşı yetiremeyenlere, modayı takip edemeyenlere, evini beğenmeyenlere, mekânı dar bulanlara daha çok para için, hesabı daha fazla kabartmak için çırpınanlara da yeter toprağın altı.
Heyhat! Sofrasında bulunan nimetlere hamdetmesini bilmeyen, fakirin, garibin, öksüzün halinden anlamayan bu hayattan tad alır mı? Elindeki bir dilim ekmeği bölüşmeyi bilmeyenlere ne demeli?
(Karalama Defterimden)
&&&
GERÇEKTEN!
HİÇ ŞÜPHESİZ Kİ ALLAH; İstiğfara devam edeni, her türlü beladan, sıkıntıdan, her dertten kurtarır, hiç ummadığı yerden rızıklandırır.” (Nesai)
&&&
BİLİYOR MUYDUNUZ?
-Her gün Kur’an okuyana,
-Yalanı ve gıybeti terk edene,
-Fakiri, muhtacı gözetene,
-Kul hakkı yemeyene,
-Zekatını verene,
-Oruç tutana,
CENNETİN ÂŞIK OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
&&&