“Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân” Adlı Kitaptan Bir Sayfa
Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân adlı kitaptaki hataları, elinde bu kitap bulunduranların düzeltmeleri, Afyonkarahisar edebiyatına ve Adanalı Ziyâ’ya hizmet için düzeltmeye devam edelim.
Bu günkü fotoğrafta yer alan şiir, “Mefâ'îlün Mefâ'îlün Mefâ'îlün Mefâ'îlün” aruz vezniyle yazılmış bir “gazel” olup okuma hatalarıyla doludur. Dipnotta verilmiş olmasına rağmen, Arap harfli olduğu için bakıl(a)mayan Îkâz gazetesine ve sözlüklerden kelimelerin anlamlarına bakılmış, vezin dikkate alınmış ve beyitlerin anlamlarına dikkat edilmiş olunsa idi bu hataların çoğu oluşmayacaktı.
Mesela beşinci beytin ikinci mısrasındaki bir kelime Latin harfli kaynaklarda “şair” şeklinde çıkmıştır. Eseri hazırlayan güya bu kelimeyi düzeltmek için “şâir” şeklinde okumuş, ama Îkâz gazetesinde de görüleceği gibi kelimenin Arap harfli yazılışına ve anlamına bakıl(a)madığı, “ihtisas” noksanlığı sebebiyle buna lüzum görülmediği için “şâir” şeklinde yazılıvermiş. Bu haliyle mısra ve beyitte bir anlamsızlık oluşur. “Şâiri ek de buğday bekle” ne demek... Bildiğimiz şiir yazan “şâir” ne zamandan beri ekilir oldu... Bu kelimenin doğru şekli Arapça isim olan “şaîr” olup “arpa” demektir. Ziyâ, “Ne ekersen onu biçersin” atasözümüzü hatırlatan bir söyleyişle “Arpa ekip buğday beklenmez” demek istiyor. Velhasıl şiir katledilmiş ve üstadın kemikleri sızlamıştır... Bir de şiirin tamamına bakalım ve elimizde söz konusu kitap var ise Allah rızası için üzerinde düzeltiverelim. Yanlışa, hataya göz yummanın da vebali büyüktür:
(Şiirlerin tenkitli metni, yakında yayımlanacak olan “ADANALI ZİYA ve ŞİİRLERİ” adlı kitabımızda verilmiştir).
(YARIN DEVAM EDECEK)