“Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân” Adlı Kitaptan Bir Sayfa
Gazetemizin 14 Eylül 2020 tarihli nüshasında bu köşede, Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân adlı kitap üzerinde durulmuş, kitaptaki şiirlerde görülen “ihtisas” noksanlığı sonucu oluşan hatalardan fark edilenlerin Afyonkarahisar edebiyatına ve Adanalı Ziyâ’ya hizmet için düzeltildiği belirtilmişti. Bu kitabı elinde bulunduranların söz konusu hataları kolayca düzeltmeleri için işte bir sayfa.
“Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilâtün Fâ'ilün” aruz vezniyle yazılan “gazel”in daha ilk beytinde “Her mesânem geliyor-fem kesilip-feryâde” okunuşunu anlamak mümkün değildir. İleride yapılacak bir çalışmada bu mısradan hareketle Ziyâ için söylenebilecekleri düşününüz. Ne büyük felaket, ne büyük fâcia. Yazık, günah değil mi Ziyâ’ya...
Çekilen fâcialar geldi mi bir bir yâde
Her mesânem geliyor-fem kesilip-feryâde
şeklinde okunan beytin doğru okunuşu;
“Çekilen fâci‘alar geldi mi bir bir yâda
Her mesâmmım geliyor fem kesilip feryâda”
şeklinde olmalıdır. Yanlış okunan “mesâne” kelimesinin anlamı malumunuz. Arapça isim “mesemm”in çoğulu olan bu kelime “mesâmm” olup, “cilt üzerindeki küçük delikler” anlamındadır. Söz konusu kelimenin başında “Her” kelimesinin kullanılması da bu kelimenin tekil olmayacağını gösterir. “Her mesânem” ne demek? İnsanda kaç tane “mesâne” var ki... Ziyâ İstanbul ve Afyonkarahisar yıllarında çok sıkıntı yaşamıştır. Beytinde bu sıkıntıları dile getirmeye çalışır: “Çekilen fâcialar bir bir aklıma geldiği zaman, cildim üzerindeki her delik (gözenek) ağız kesilip feryada geliyor” diyen Ziyâ, cildi üzerindeki delikleri hem şekil itibariyle feryad edenlerin ağızlarına benzetir hem de çektiği sıkıntılara onları şahit gösterir. Sanıyorum hassasiyetim anlaşılmıştır. İşte bu ve benzeri yüzlerce yanlış okuma “ihtisas” noksanlığındandır... Söz konusu gazel aşağıdaki gibidir:
(Şiirlerin tenkitli metni, yakında yayımlanacak olan “ADANALI ZİYA ve ŞİİRLERİ” adlı kitabımızda verilmiştir).
(YARIN DEVAM EDECEK)