Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân
Adanalı Ziyâ üzerine hazırlanan eserlerden üçüncüsü olarak üzerinde duracağımız Adanalı Ziya ve Evrâk-ı Hazân adlı eser, İbrahim Yüksel tarafından hazırlanmış olup 2018 yılında Afyonkarahisar Belediyesi Yayınları arasında yayımlanmıştır. Bu kitap da önceki yazımızda tanıttığımız kitapla birlikte uluslararası bir sempozyumda sunulan bildiride ve uluslararası hakemli bir dergide yayımlanan makalede tanıtılmış; ihtisas gerektiren bilgi eksikliklerinden dolayı fahiş hatalar görülen eser, “ihtisas” noksanlığı bir çalışma olarak değerlendirilmiş ve görülen yüzlerce hata yüzünden toplanarak imha edilmesi önerilmiştir. Bu itibar ile eser, üzülerek söyleyeyim ki Ziyâ’ya, Afyonkarahisar edebiyatına ve Türk edebiyatına faydadan çok zarar vermiş; Ziyâ’nın ziyâsını karartmış, kemiklerini sızlatmıştır (bk. “Metin Neşrinde İhtisas ve İhtimam Noksanlığı: Evrâk-ı Hazân Örneği”, Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE), Cilt 6, Sayı 7, Yıl 2019, s. 145-204: www.asead.com)
Afyonkarahisar’ın yetiştirdiği velûd araştırmacı, yazar ve gazetecilerinden olan İbrahim Yüksel, eğer bunca hatanın oluşacağını bilse idi, kendisine, mesleğine ve Ziyâ’ya olan saygısından ve sevgisinden dolayı eminim ki, “böyle bir çalışmanın zor olduğunu, Osmanlıca, aruz, tür, şekil, kafiye, edebi sanatlar bilinmeden, ihtisas bilgisi olmadan böyle bir çalışmaya girişmenin doğru olmayacağını” söylediğimiz zamanki sözlerimizi dikkate alır idi. Yüksel Bey’in böyle bir çalışmaya girişmesinin hiç şüphesiz birinci sebebi Ziyâ’yı çok sevmesi, şiirlerinin unutulup gitmesinden korkması ve nice ediplerin istemesine rağmen nasip olmayan Adanalı Ziyâ hakkında bir kitabın kendisine nasip olmasını arzulamasıdır. Bu samimi ve iyi niyeti yanında hırsı, başkalarından önce böyle bir kitabı bir an evvel çıkarması hususunda kendisini öne sürenlerin bulunabileceği ve Osmanlıca metinlerin okunmasında kendilerine söz verilmiş olabileceği onu böyle bir eser hazırlamaya yönlendirmiş olabilir.
Yirmi yılı aşkın bir zamandır üzerinde çalıştığım ve konuya vakıf olduğum için söyleyebilirim ki, Arap harfli gazeller “türkü çağırır” gibi okunmuş, yanlış okumaların veya hiç okuyamamaların kabahati etinlerin elyazması oluşuna yüklenmiştir. Hiç bir akademik çalışmada görülmeyen, akla mantığa uymayan bu mazeret, yanlış okumaları ve Ziyâ’nın ziyâsını karartan hataları mazûr göstermeye yetmemiştir.
Kitaptaki şiirlerde görülen hataların bir kısmı, Latin harfleriyle yayımlanan metinlerdeki hatalar olup, bunların fark edilemeyişi ve aynen alınması bir kısmı da düzelteyim düşüncesiyle yapılmış yeni hatalardır. Bütün bunların oluşması sebebiyle üzerinde durduğumuz çalışma “ihtisas” noksanlığı bir eser olarak adlandırılmıştır. Bu eserin “ihtisas” noksanlığı oluşunu gösteren en net ifade yazarının sayfa 490’da söyledikleridir: “Gönül isterdi ki Adanalı Ziya’nın şiirlerini günümüz Türkçesine çevireyim, aruz kalıplarını, söz sanatlarını bulayım ve edebî değerini ayrıntılı bir biçimde ortaya koyabileyim. Ancak liseden kalma kıt dîvân edebiyatı bilgimle bunu yapabilmek, Ziya Bey gibi bir dehayı, bir ceviz kabuğu içerisinde keşfe çıkmaktan farksız olacaktır”. “Liseden kalma kıt dîvân edebiyatı bilgisiyle” metin kurmaya kalkmak ve sağlam bir metin kurulamayınca diğer konuların da sağlam olamayacağını bilmemek de çalışmanın “ihtisas” noksanlığı bir eser olduğunu gösterir. Her meslekte olduğu gibi yıllarını vererek Lisans, Yüksek Lisan, Doktora eğitimini tamamlayıp Dr., Doç., Prof. olan akademisyenler ve “ihtisas” sahipleri bilir ki, sağlam bir metin olmadan, “şiirlerin günümüz Türkçesine çevrilmesi, aruz kalıplarının, söz sanatlarının bulunması ve edebi değerinin ayrıntılı bir biçimde ortaya konabilmesi” mümkün değildir. Bunun için öncelikle sağlam bir metnin kurulması şarttır. Bu hususun bilinmeyişi, sağlam metin kurmanın küçümsenmesi de eserin “ihtisas” noksanlığı bir çalışma olduğunu gösterir.
Ok yaydan çıkmış, olan olmuş ve Ziyâ’nın şiirleri katledilmiştir. Afyonkarahisar sevdalısı ve Adanalı Ziyâ hayranı olan biri olarak, kendileriyle muhabbetim bulunan çalışkan ve dost insan Afyonkarahisar sevdalısı ve Ziyâ hayranı İbrahim Yüksel Bey’in iyi niyetle hazırladığı kitabındaki hataları görmezlikten gelemezdim. Rabb’imin bahşettiği bilgi, kırk yıllık tecrübem ve ihtisasım gereği görebildiğim hataları, elinde söz konusu kitap bulunanların düzeltmeleri, Ziyâ’nın bu hatalardan dolayı ruhunun rencide olmaması, hatalı şiirlerden hareketle yapılacak çalışmalarda Ziyâ’nın yanlış değerlendirilmemesi için üzerinde düzeltme yaptığım sayfaları bir süre bu köşede sunmayı düşünüyorum.
Ziyâ’nın hayatı, eserleri ve edebi kişiliği; şiirlerin adlandırılışı, düzenlenmesi, vezinlerinin verilmeyişi gibi birçok hususta söylenecek söz bulunmakla birlikte sadece şiirlerdeki hatalar üzerinde duruşumuzdan anlaşılacağı gibi niyetimizin bir şahsı tenkit etmek değil, “ihtisas” noksanlığı sonucu oluşan hataların düzeltilmesine vesile olarak Afyonkarahisar edebiyatına ve Adanalı Ziyâ’ya hizmet etmek olduğunun bilinmesini isterim. “Ameller niyetlere göredir”.
(Şiirlerin tenkitli metni, yakında yayımlanacak olan “ADANALI ZİYA ve ŞİİRLERİ” adlı kitabımızda verilmiştir).
(YARIN DEVAM EDECEK)