Bizim Necati’yi bilirsiniz.
Hani bazıları TRT Necati diyor.
Başka birileri de Çiçekçi Necati.
Sosyete düğünlerin vazgeçilmez ismi Necati Taşpınar.
Piramit Organizasyon olarak da bilinir.
Necati Taşpınar’da hani şeytan tüyü var derler ya öyle bir adam.
Kızsan kızılmaz, atsan atılmaz.
Değişik bir adam.
Önceki gün NG Afyon’da oğlu Mert’in düğünü vardı.
Nezaket göstermiş bizde davetliler arasındaydık.
Takım elbisemizi giyip kravatımızı takıp hanımla düştük yola.
NG Afyon’un önü ana baba günü araçların biri geliyor biri gidiyor vale kardeşlerim yetişmekte zorlanıyor.
Her araçtan bir birinden şık hanımlar, kızlar iniyor.
Baylarda onlardan kalır yanı yok.
Koridorda ilerleyip salona doğru giderken bazı tanıdıklarla ayaküstü sohbet edip selamlaşıyoruz.
Üst kata çıktığımızda damat ve gelinin anne babaları konukları karşılıyor.
Necati Taşpınar sanki kendisi damat olacak gibi bir özenmiş anlatamam.
Beklide damatlığından kalan kıyafetler.
Papyonunu takmış iki dirhem bir çekirdek olmuş.
Meral hanım Necati kadar abartılı değil doğrusu.
Tam bir kaynana ağırlığında.
Ne fazla ne eksik.
Kız tarafı da Reyhan Hanım ve Atilla Telek gayet güzel ve şık bir biçimde konukları karşılıyorlar.
Sanırım gelin hanımın iki kız kardeşi de konukları karşılayanlar arasında onlarda 10 numara şık ve güzel olduğunu söylemezsek ayıp olur.
Karşılama merasiminden sonra köşeyi döndüğünüzde cam bir platform yapılmış.
İçi yapma yeşillikler ve ışıklandırılmış.
Baktım herkes sağından solundan gidiyor ben çıktım üzerine havalı bir biçimde salona doğru ilerlerken platformun bitiminde arıcı kıyafetlerine benzer bir kostüm içinde iki dansçı fıstık sizi karşılıyor.
Necati yapmış yapacağını.
Defalarca birçok etkinlik için gittiğim NGAfyon’un salonu bir başka olmuş.
Duvarları özel giydirmeyle sanki bir konak haline gelmiş.
Masalar zaten 10 numara hazırlanmış.
Necati oğlu Mert için hiç bir fedakarlıktan kaçınmamış.
Özerler ailesi tam kadro düğünde.
Hepside öyle bir özenmişler ki sanki aileden birinin düğünü gibi.
Bir masada Parkhayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Enis Arabacı eşi Çiğdem Arabacı, yanında Dr. Murathan Leblebicioğlu, Kadir Gümüştaş ve eşi Adalet Gümüştaş konuklarıyla bir arada.
Gecenin en eğlenceli masalarından birisi onlardı.
Gecenin en eğlencesiz masası ise benim bulunduğum masa.
Nedeni elbette ben değilim.
Biraz ağır ağabeyler masasıydı.
Tek kelimeyle Afyon sosyetesi ve iş dünyası bu düğünde buluşmuş.
Yan masada mermerci İbrahim Alimoğlu, yanında ATSO Meclis Başkanı Mustafa Çelikten ve daha birçok iş dünyasının tanımış ismi bir araya gelmiş.
Nikah kıyma zamanı geldiğinde kapıda Belediye Başkanı Mehmet Zeybek göründü.
Yanında Milletvekili İbrahim Yurdunuseven ile birlikte geldiler.
Hemen yanı başımızda İGM Başkanı Burhanettin Çoban oturuyor.
Zeybek başkan çevredeki masada oturanlarla kucaklaşarak samimi bir biçimde kısa sohbetler yaptı.
Sonra Burhanettin Çoban’ın olduğu masaya kadar Necati Taşpınar eşlik etti.
Başkan Mehmet Zeybek diğer konuklara gösterdiği samimiyet ve sıcaklığı Burhanettin Çoban’a göstermedi sadece tokalaştılar.
Soğuk ve resmi bir biçimde.
Burhanettin Çoban’ın yanındaki iki sandalye boşken Zeybek ondan uzak bir biçimde Yurdunuseven’in yanına oturdu.
Ve nikah kıymak için şahitler çağrıldı.
Yurdunuseven ve Çoban dahil 6 nikah şahidi yerini aldıktan sonra Belediye Başkanı Mehmet Zeybek cübbesini giyerek töreni başlattı.
Bir kuğu gibi zarif ve güzel geline Mert’i eş olarak kabul ediyor musun? Sorusuna biraz normal bir evet dedi.
Başkan duyulmadı gerekçesiyle daha yüksek sesle yeniden evet dedirtti.
Sonra aynı soruyu Mert’e sordu.
Mert işte babası gibi farklı olacak ya.
Adam öyle bir evet diye bağırdı ki 12 desibel gücünde.
O anda Çevre Müdürlüğünden ses ölçen biri olsa oteli kapatırlardı.
Nikah töreni bittikten sonra ilk danstan sonra vur patlasın çal oynasın nihayet düğün başladı.
Aman Allah’ım Necati yerinde duramıyor pistten inmedi adam.
Yahu sen damat babasısın insan biraz ağır olur.
Yok arkadaş sanki damadın babası değil sağdıcı.
Bir ara baktım davulun üzerine çıkmış orada oynuyor.
Sonra elinde kaşıklar döktürüyor.
Sanırım adam kendi düğününde hiç oynamamış içinde kalmış olacak.
Yazık oğlunun düğününde oynuyor.
Gelin hanım her şeye rağmen asil ve ağırbaşlılığından taviz vermeden düğünün keyfini çıkartarak eğlendi.
Ama Mert durur mu o da sanki babasıyla yarışıyor.
Bir ara Aşık Mahzuni Şerif’in Merdo türküsünü söyledi.
Gelin Şerife Hanım yanında onun gözlerine bakarak türküye eşlik etti.
Burası tamam ama o Dilber Ay’ın Tavukları Pişirmişem şarkısı ne arkadaş ya.
O hiç olmadı yani sana söyleyeyim.
Düğün aralıksız pistten hiç inmeden devam etti.
Sahnede Taş Devri çizgi filminin Vilma Çakmaktaş kostümlü sanatçısı ve orkestrası muhteşemdi.
Oyun boyunca damadın arkadaşları Necati ve gelinin babası gelin ve damadının üzerinde dolar yağdırdı.
Hele damadın ağabeyi Mahmut Taşpınar yok mu?
Adam kardeşinin ve gelinin üzerine para saçmaktan yoruldu.
Ne diyelim herkese Mahmut Taşpınar gibi bir ağabey versin.
Aynı zamanda Mahmut Taşpınar kardeşine nikah şahitliği de yaptı.
Müzisyenlerden iki kişi dolar toplamaktan perişan oldular.
İşte böyle harika bir düğün oldu.
Afyon sosyetesi ve iş dünyasını buluşturan düğün bu yıla damgasını vurdu.
Necati’yi bir kenara bırakacak olursak düğün boyunca hiç oturmadan dans edip eğlenen Mert Taşpınar ve gelin hanım Şerife Telek Taşpınar bu gecenin hakkını verdiler.
Hem eğlendiler hem de onların enerjisi salona öyle bir yansıdı ki güzel bir gece oldu.
Bir ara hanımı alıp bende dansa kalkıyorduk tam piste bir adım kala dans müziği oyun havasına dönünce bir U dönüşü yapıp geri masaya geldik.
Necati ve Önder Artuk’un karşılıklı oynayıp göbek attıklarını görmedim sanmayın.
Bu arada gecenin flaş olayı, hatta manşeti olacak bir olay son anda önlendi.
Necati’yle dans edip masaya dönen Önder Artuk sandalyeye oturduğu an çat diye bir ses geldi.
Yan sandalyedekiler güçlükle tuttular.
Adam sandalyeyi kırdı ya.
İçimden tüh manşet kaçtı, bir düşseydi bana baya bir malzeme çıkardı diye söylendim ama olmadı.
İşte böyle Gökten üç elma düşmüş.
Birincisi gelin Şerife Telek Taşpınar ve damat Mert Taşpınara.
İkincisi düğüne katılanlara.
Üçüncüsü de, kusura bakmayın o da bana düşsün artık.
Sevgili Mert ve Şerife Hanıma hayat boyu mutluluklar diliyorum.
Yolunuz, bahtınız açık olsun.