Türk siyaseti yeni Cumhurbaşkanlığı seçim sistemiyle birlikte yeni ve alışılmışın dışında bir yol yürümeye başladı.
Eskiden futboldaki 4 büyükler gibi köklü ve büyük kitlelere sahip partiler küçük partilerin bırakın adresini adını, genel başkanını bile bilmezdi.
Çünkü onları yok hükmünde görürdü.
Kendi oy oranı % 35-40, % 20-25 gibi oranlardaydı.
Yeni sistemle birlikte hedef % 50 +1 olunca işler değişti.
Bir zamanlar yok saydıkları partilere koca koca partiler mum olmak zorunda kaldı.
İttifaklar kurulmaya ve bu ittifaklar seçimden seçime değil daha uzun vadeli ve çözüm planları yapar olmaya başlandı.
Bir tarafta Cumhur ittifakı.
Her ne kadar AK Parti ve MHP tarafından kurulsa da Büyük Birlik Partisi Mustafa Destici ve Vatan Partisi Doğu Perinçek’i de katmamız lazım.
Dışarıdan da olsa bu birlikteliğin içindeler.
Doğu Perinçek gibi bir zamanlar İşçi Partisi şimdi Vatan Partisi gibi % 1’lerde olan partiler bile önem kazandı.
Diğer tarafta Millet ittifakı.
Daha çok 6’lı masa denilen bir zamanlar yan yana gelmeleri imkansız gibi görülen partiler birlikte olmaya seçim ittifakı kurmaya başladılar.
CHP, İYİ Parti, Sadet Partisi, DP, DEVA, Gelecek Partisi bir araya gelip uzun süredir yol haritası üzerinde çalışmalar yapıyorlar.
Yeniden ve daha güçlü bir parlamenter sistem için aylardır çalışıyorlar.
9 kez genel başkanlar ve 50 civarında ise alt komisyonlar bir araya gelip yeni bir anayasa hazırladılar.
Mesele memleketse gerisi teferruattır diyenler her türlü engellemeye, masayı dağıtmaya yönelik çabalara rağmen dimdik ayakta durmaya devam ediyorlar.
Elbette en büyük mesele Cumhurbaşkanı adayı kim olacak sorusuna verilecek olan cevapta göreceğiz.
Orada da bir sorun yaşanacağını ummuyorum ama siyasette 24 saat çok uzun bir süre çok şey değişir.
Benim anlamadığım Ankara’da tepede kurulan bu birliktelikler tabanda neden kurulamıyor?
Mesela CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı Ekmeleddin İhsanoğlu’nu ortak aday olarak çıkardılar.
Ancak özellikle yerelde bu isim MHP ve CHP’liler tarafından yeterince desteklenmedi.
Sahiplenilmedi.
Benzer bir örnek Afyonkarahisar’da Belediye Başkanlığı seçimlerinde İYİ Parti adayı Mahmut Koçak CHP ve diğer 6’lı masanın partileri tarafından tam olarak desteklendiği ve çalışıldığını söylemek imkansız.
Şimdide aylardır ülke siyasetini meşgul eden 6’lı masada 6 Genel Başkan 9 kez resmi olarak bir araya gelip çalışmalar yürüttüler.
Alt birimler ise 50 civarında toplanıp seçim programı ve yeni bir anayasa çalışması yaptılar.
Yukarda her şey güzel ve sağlam bir biçimde ilerlerken neden tabanda illerde 6’lı masalar kurulmuyor.?
Hadi masalar kurulmasa bile neden 6’lı masanın partilerinin il başkanları ayda bir, bir araya gelip, “Biz yerelde nasıl bir çalışma yapalım” diye düşünmezler.?
Yukarda kurulun birlik ve beraberlik neden tabanda yok?
6’lı masanın Afyonkarahisar’daki il başkanları.
CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz.
İYİ Parti İl Başkanı Muhammed Mısırlıoğlu.
DP İl Başkanı Hikmet Bülbül.
Sadet Partisi İl Başkanı Beytullah Karataş.
DEVA Partisi İl Başkanı Kadir Daylık.
Gelecek Partisi İl Başkanı Niyazi Ertaş.
Pardon 6 il başkanı siz genel başkanlarınızdan daha mı yoğunsunuzda ayda bir kere bile bir araya gelip Ankara’da olduğu gibi yerelde de birlik ve beraberlik mesajı ve fotoğrafı vermiyorsunuz?.
Benim bildiğim kadarıyla Afyonkarahisar’daki 6 partinin de il başkanlıkları bir birine en fazla 15 dakika yürüme mesafesinde yerler.
Yani çarşıda bir cafe’de bile buluşacak olsanız yürüyerek 15 dakika.
Bir birinizin partisinde bir araya gelseniz yine 15 ile 20 dakika yürüme mesafesindesiniz.
Nedir sizi bir araya getiremeyen şey.?
Genel başkanlarınızda bile olmayan ego’larınız mı?
O bana gelsin beklentiniz mi?
Ya da her koyun kendi bacağından asılır.
Bize ne genel merkezin birlikteliğinden anlayışınız mı?
Birlik ve beraberlik sadece tepede kurulmakla olmaz.
Bunu tabana yaymazsanız tepede kurulan birlik hepinizin başına yıkılır.
Bilmiyorum ben sizin gibi siyasetçi değilim.
Bilmem sizin aklınızdan geçeni.
Siyaset raconundan anlamam.
Ama şunu da iyi bilirim ki 30 yıllık bir gazeteci olarak siz daha siyasetin içinde yokken ben sizin daha önceki gelen başkanlarınızla birlikte siyaset turlarına çıkıyordum.
İl Başkanlığı nasıl bir koltuk bilmem oralarda hiç oturmadım ama sizin partilerinizin duvarlarında fotoğrafları asılı birçok genel başkanınız ile bir araya geldim.
Siyaset sizin işiniz bizimkisi elbette akıl vermek değil öyle bir şey haddime de değil.
Sadece benim düz mantık aklım ve bir gazeteci olarak öngörümü aktarmak istedim o kadar.
Elbette gerisi sizin bileceğiniz bir iş.
Elbette her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
Siz işinizi bilirsiniz?
Benim aklıma ihtiyacınız yok tabi ki.