Beş yıl dediğin ne kadar hızlı gelip geçiyor.
Her ne kadar iki yılı kabus gibi pandemiyle geçti.
Hayatımız boyunca ve bizden sonrada 100 yıl unutulmayacak küresel bir salgın ve felaket yaşadık.
Böylesi yüz yılda bir olur, o’da bize denk geldi.
Başka şehirlere veya başka ülkelere gittiğinizde kaçınız müzeleri gezer.
Müzeler bize geçmişten haber verir.
Ders verir.
Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi var, mutlaka görmeniz gereken bir müze.
Mersinde yine sahil bandında bir medeniyetler müzesi var mutlaka görmelisiniz.
Anadolu tarihi ve uygarlıkları hakkında çok çarpıcı bilgiler var.
Anadolu Medeniyetler Müzesinde salgın hastalılarla ilgili tablete yazılmış 5 bin yıllık bir dua var.
Tıpkı yaşadığımız Covid gibi milyonlarca insanın ölmesine ve hatta bir uygarlığın çökmesine neden olmuş.
Anadolu Yarımadası’nın bilinen en eski adı Hatti ülkesidir.
Her ne kadar Hitit’le aynı oldukları söylense de Hatti, Hititlerden daha eski bir uygarlık.
Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde sergilenen tablette yer alan ve büyük bir bölümü kırık olan Murşili’nin veba duasında şu cümleler yer alıyor.
“…Ama babamın günahı bana bulaştığı için, yalnızca bunun için.
Bakın sizlere, ey tanrılar, ey benim efendilerim, sizlere ülkem için, ülkemi vebadan kurtarmanız için, kefaret kurbanları sunuyorum.
Bu acıları çekip çıkarın yüreğimden benim, ruhumdan bu korkuları alın benim.”
“Ey Tanrılar, ne yaptınız siz? Hastalığın Hatti’ye gelmesine izin verdiniz ve tüm Hatti ölüyor. Artık kimse sizin için ekmek sunamıyor, toprağa şarap dökemiyoruz.
Tanrıların ekilmemiş tarlalarını sürenler öldüler, bu nedenle artık çalışamayacak ve Tanrıların tarlalarındaki ekinleri biçemeyecekler…
Bilgeliğimizi yitirdik ve neyi doğru yapsak bir şeye yaramıyor.
Ey Tanrılar, neyi günah olarak algılarsanız algılayın, bilge kadınların veya bilicilerin (?) karar vermesine izin verin veya sıradan insanların bunu düşlerinde görmesini sağlayın!…
Ey Tanrılar, Hatti ülkesine merhamet edin.
Ülkemiz bir yanda veba, diğer yanda düşmanlarımızın baskısı altında…
Şimdi çevredeki tüm ülkeler Hatti’ye saldırıya geçtiler.” Diye tanrılara yalvarıyor.
Babası ve kendisinden önce abilerinin işledikleri cinayetler ve suçlardan dolayı tam 20 yıl süren bir veba.
Ey tanrılar babamın işlediği suçu neden bana ve halkıma çektiriyorsunuz?
Yeterince bedel ödemedik mi diye dua ediyor.
Covid denilen salgında artık kimin günahıysa hala hayatımızı tehdit etmeye ve insanların ölmesine neden oluyor.
Neyse asıl konumuza siyasete dönelim.
Beş yıl bitti bitiyor.
Yani 10 ay sonra seçim var.
Cumhurbaşkanlığı konusu şimdilik bizim meselemiz değil.
Biz Afyonkarahisar’ın altı Milletvekiline göz atalım.
Partiler ne yapıyor? Vekiller nerelerdeler?
Özellikle son bir ayda gazetelere hemen her gün kendi haberlerini servis eden üç vekil var.
AK Partili Ali Özkaya ve İbrahim Yurdunuseven, CHP’li Burcu Köksal.
İlçeler, beldeler, köyler, tarlalar, kahveler, düğünler, cenazeler her yerde onlar var.
Yeniden aday olmak, aday gösterilmek için Genel Başkanların alanlara inin talimatı gereği Afyonkarahisar’ı adım adım dolaşıyorlar.
Ali Özkaya ve İbrahim Yurdunuseven hükümetin yaptıklarını anlatıyor.
Yaparsak yine biz yaparız, bizim yaptıklarımıza diğerlerinin hayalleri bile yetişmez diyor.
Burcu Köksal ise tam tersi, Harç bitti yapı paydos, bu hükümetin artık ülkeye ve size verecek hiç bir şeyi kalmadı diyor.
Elbette halk her geleni dinliyor.
Zaten olup bitenleri görüyor ve yaşıyor.
O çoktan kararını vermiştir.
Seçim sabahı herkes gibi gidip oyunu kullanacak.
Sandıklar açıldığında nasıl bir karar verdiğini göreceğiz.
Sonuç olarak seçimler yaklaşırken 10 ay gibi bir süre kaldı.
Yakın zamanda ortalığa aday adayları çıkmaya başlayacak.
Bu aday adaylarından büyük çoğunluğu milletvekili sıralamasında yer alamayacağını çok iyi biliyor.
Ama adres belli olsun, bak ben aday adayı oldum, vekillik olmasa da başka bir göreve de hazırım diye kendine yer ve kariyer yapma beklentisinde olanlar.
Elbette gerçekten aday olmak isteyenlerde olacak.
Onu da önümüzdeki günlerde konuşacağız.
Hangi partide nasıl bir sıralama olması bekleniyor.
Ön seçim isteyenler var mı? Genel merkezden işaret bekleyenler kimler, bu iş için hangileri delege ve üyeleri dolaşıyor.
Daha yazacak çok konu var.
Havalar bir türlü ısınmadı ama siyaset kazanı kaynamaya başladı bile.