Okullar kapandı.
Önümüzde üç aylık bir zaman var.
Afyonkarahisar’da eğitim konusunda ne yapabiliriz diye düşünecek, planlayacak, çalışacak, kafa yoracak, ekipler oluşturacak.
Okul okul, mahalle mahalle, il, ilçe, belde ve köylerde nasıl bir çalışma yürütülecek.
Şehrin eğitimde kıpırdaması için eksiklerimiz neler?.
Biz neyi yapamıyoruz ya da eksik yapıyoruz?
Önce sorun tespiti yapıp, sonra çözüme odaklanmalıyız.
Bunun içinde Vali Doç Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’na çok büyük görev düşüyor.
Neden ona büyük görev düşüyor?
Basınla yaptığı tanışma toplantısında “Fırsat buldukça ders çalışıyorum.
Bir yandan hala akademik çalışmalarım devam ediyor, onun için ders çalışıyorum” demişti.
Doç. Dr. Olmuş.
Bakan yardımcısı olmuş.
Vali olmuş.
Hala bir yandan ders çalışıyor.
Neden?
Önünde Prof’luk var.
Yani ben bakan yardımcısı oldum, vali oldum bu saatten sonra okusam ne olur? Demeden hala ders çalışıp eğitime devam ediyor.
O nedenle Vali hanıma çok büyük görev düşüyor.
Bu şehrin çocukları da hak ettiği eğitim kalitesine ulaşsınlar.
Bu şehrin çok iyi köklü okulları var.
Bu şehrin çok iyi öğretmenleri var.
Sadece onların iyi bir orkestra şefine ihtiyacı var.
Eğitim masa başında çözülecek, siyasetçiler ve sendikaların güdümünde olacak şey değil.
Eğitimin çözümü ancak ve ancak eğitimciler tarafından olur.
Yeter ki onları doğru yönlendirelim, cesaretlendirelim.
Ben bu şehrin eğitimini bu şehirde görev yapan öğretmenler tarafından çözüleceğine inanıyorum.
Her okul kendi eğitim birimlerini oluşturup eksikleri belirleyip çözüm odaklı çalışmalar yapmalı.
Çünkü o okulun ihtiyaçlarını orada çalışan öğretmenlerden daha iyi kimse bilemez.
Çözümde yine o okullardaki öğretmenlerden gelir.
Her okul kendi koçluk sistemini, etüt ve ek dersler ile sistemli bir çalışmayla yol alınmalı.
Gerekirse Cumartesi’de eğitime ayrılmalı.
Herkes biraz fedakarlık yapmalı, öğretmen, öğrenci, veli ve elbette yönetim kadrosu.
Vali hanımın dediği gibi, “Ortak Akılla” eğitim sorunu çözülemeyecek bir konu değil.
Ancak yarından tezi yok bu konuda planlı ve çözüm odaklı çalışma başlatmakla olur.
Bu konuda en büyük görev elbette Vali Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’na düşüyor.
Çünkü orkestranın başında onun olması lazım.
O hedefi gösterecek, yol haritasını çıkartacak, başta Milli Eğitim Müdürü Metin Yalçın olmak üzere herkes üzerine düşeni yapacak.
Ciddi bir eğitim seferberliği başlatılmalı.
Bir taraftan ise başta iş adamları olmak üzere eğitim gönüllüsü hayırseverlerin şehirde daha fazla okul ve derslik yapmak için kampanya başlatılmalı.
Bu isimlerden biri Dr. Mehmet Telek.
Daha önce annesi adına okul yaptıran Mehmet Telek babası adına da okul yaptırmak istediğini uzun zamandır söylüyor.
Bazı kırgınlıkları var giderilmesi için küçük bir adım yeterli.
Mesela ATSO, Şuayip Demirel, Adnan Demirel, Karamahmet, Çakmak gibi şehrin önemli iş insanlarını eğitim seferberliğinin içine çekilerek şehrin okul ve derslik açığını kapatmak lazım.
Bu da kesinlikle “Ortak Akıl” ile çözüm bulacak bir konu.
Kısa orta ve uzun vadeli bir plan dahilinde herkes üzerine düşeni yaparsa Afyonkarahisar Türkiye 52.si olmaktan kurtulur.
Bu sorun sadece Milli Eğitimin başındaki yöneticilerin sorunu değil.
Bu sorun bu şehirde gazetecilik yapan başta bizlerin sorunu, iş adamlarının sorunu, siyasetçilerin sorunu, esnafın sorunu, anne babaların sorunu, öğretmenlerin sorunu.
Yani hepimizin sorunu.
Konuyu sadece bir kişiye, bir kuruma yüklemek haksızlık olur.
Peki Afyonkarahisar Türkiye 52.si olurken sen ne yaptın diye sormazlar mı adama?
Sorun da hepimizin sorunu.
Çözümde hepimizin birlikte mücadelesiyle çözülecek bir konu.
Kimse kulağının üstüne yatmasın.
Diğer bir deyimle kimse Üç Maymun’u oynamasın.
Herkes kadar biz gazetecilerde sorumluyuz.
Yeterince konuyu gündeme taşımadığımız ve birlikte sesimizi yükseltmediğimiz için.
Önce biz gazeteciler üç maymun olmaktan kurtulmalıyız.
Geçen yıl Aile yılıydı, bir önceki yıl sevgi yılı.
Birçok kampanyalar yapıldı, toplantılar yapıldı, her ay farklı bir etkinlikle toplumsal bilinç oluşturulmaya çalışıldı.
Afişler, broşürler, seminerler daha neler neler.
Peki bu sene ne yılıydı bilen var mı?
Afyonkarahisar’da 2022 Eğitim Yılıydı.
Daha önceki yıllarda Valilik, Belediye diğer kurumlar, basın kampanyaya destek oluyorlardı.
Eğitim yılı olunca neden hiçbir etkinlik, afiş, duyuru, toplantılar yapılmadı?
Oysa eğitim aile ve sevgi yılı kadar, hatta daha fazla önemli.
İyi eğitim almayan bir toplulukta ne sevgi olur nede aile.