Deprem tüm dünya da olan doğal bir felaket.
Neredeyse hemen her yıl ciddi bir deprem haberi gelir.
Bilime, teknolojiye inanan gelişmiş ülkelerden ne yıkım, ne de can kaybı haberleri gelmiyor.
Asya, Afrika gibi ülkelerden ise her deprem yerle bir olmuş şehirler, köyler, kasabalar.
Enkaz altından yüzlerde hayatını kaybetmiş insanlar.
Çünkü ne bilim var, ne teknoloji var.
Kara düzen bir gidişat.
Peki biz farklı mıyız?
Biz hangi taraftayız?
Çok isterdik bilim ve teknolojinin uygulandığı tarafta olmayı.
Ama olduğumuzu söyleyebilecek biri var mı içinizde.
Birkaç gün önce Düzce 5.9 ile sallandı.
Düzce nere Afyon nere?
O saatte ayaktaydım sallanmaya başladık.
Bir ara biter gibi oldu sonra yine devam etti.
Sosyal medyadan sallandık diye yazdım.
Az sonra benim gibi birçok kişi paylaştı.
Düzce’de, hasar gören binaların çoğu ne hikmetse kamu binaları.
Marmara depremini yaşadık, Van depremini yaşadık, Düzce Depremini yaşadık, daha önce Dinar, Sultandağı depremini yaşadık.
Akıllandık mı?
Sanmıyorum.
Bazı yasalar değişiyor, yeni yönetmelikler çıkıyor, siyasetçilerimiz nutuk atıyor, şuna izin vermeyeceğiz buna göz yummayacağız.
Söylemler güzel ama uygulamalarda yok maalesef.
Mesela yapılan inşaatları denetlemek için Yapı Denetim şirketleri kuruldu.
Ne kadar güzel değil mi?
Ben bir inşaat yapacağım.
Yapı denetim şirketine gidiyorum beni denetle diyorum parasını veriyorum.
Adamlar gelip beni formaliteden denetliyor.
Denetleyenin parasını ben veriyorum.
Parasını vererek aldığınız bir hizmette size bu olmamış yeniden yapın diyecek bir yürekli denetimci var mı?
Oysa bu, beni denetleyeni ben bulmasam, bir kuruma o iş karşılığı ben parasını yatırsam ve benim bilmediğim tanımadığım, benim seçmediğim, cebine parayı benim koymadığım bağımsız birisi gelip hiç gözümün yaşına bakmadan tam adam gibi denetlese daha iyi olmaz mı?
Basit bir örnek Afyonkarahisar Devlet Hastanesi yapıldı.
Orayı da birileri denetledi değil mi?
Kağıt üzerinde hiçbir sorun çıkmadı.
Üstelik bir yığın eksiklikler olmasına rağmen hiçbir sorun yokmuş gibi gelip hastaneyi teslim aldılar.
Sonra hastaneyi yapan iki ortak ne olduysa kar paylaşımında anlaşamadı olay mahkemeye gitti.
Ortaklardan biri diğerini suçlamak için hastanede kullanılan demir olması gerekenden ince kullandık dedi?
Bunlar mahkeme kayıtlarında var.
O günlerde basında yer aldı.
Kim ne yaptı?
Olayın üstü kapatıldı.
Kimse orayı denetleyen yapı denetim şirketine, “Hani burayı siz denetlemiştiniz bu demirler niye ince” demedi.
Şimdi Afyonkarahisar fay hattı üzerinde.
Yani her zaman riskli illerden biriyiz.
Allah göstermesin, ya da gecinden versin bir gün deprem olursa bize en çok hastane lazım.
Hastane nerede?
Uydukent bataklığında.
Alt zemin şaibeli, hastanenin altından sürekli su çıkıyor.
Birde yapanlar ince demir kullanmış bir felaket olursa ne olur halimiz siz düşünün.
Fore kazık var fore kazık Ömer Mazi diyen bir sivri zekalı var mı içinizde.
Kıymetli dostum Fore kazık nedir?
Arada biraz boşluk varsa temeli zeminde sağlam bir yere oturtma meselesi.
Yani Uydukent bataklığında kaç metrede sağlam zemin var?
Bilen yok.
Mesela Uydukent’te Afyonkarahisar’ın en yoğun ve en yüksek inşaatının olduğu yere neden Afyonkarahisar’dan fore kazık için izin alınamadı?
Neden buradan alınamayan izin Ankara’dan alındı?
O fore kazıklar sabit sert bir zemine saplanıyor mu?
Yoksa havada boşlukta sallanıyor mu?
Yarın bir gün bir felaket olursa o binalarda oturan yüzlerce aile 8-10 milyona aldıkları ultra lüks binaları kendilerine ne olur acaba?
Sonra olay olup bittikten sonra hak aramak bir işe yaramaz.
Bir ev alacaksanız onun ne kadar güvenli olduğunu şimdi sorgulayın.
Uydukent bölgesinin ne kadar kaygan biz zemin olduğunu hepimiz bilmesine rağmen nedense el birliği ile orada ultra lüks bir bölge yarışına giriyoruz.
Burada oluşacak her türlü felakette hepimizin vebali var bilesiniz.
Oraya çılgınca yapılaşmaya izin veren belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, yapı denetimciler, inşatçılar bir gün tarih sahnesinde yerinizi alacaksınız.
İyi mi olur kötü mü olur o da sizin işinizi ne kadar dürüst yaptığınızla alakalı.
Mesela neden atalarımız şehri Afyon kalesi çevresine kurmuş.
Sizin gibi düze ovalara yerleşmemiş?
Onlar akılsız mıydı acaba.
Mesela AFAD Müdürü var çıkıp Uydukent güvenli ben kefilim diye bilir mi?
Üniversitede hocalar var çıkıp biri açıklaya bilir mi?
Uydukent’te bir sorun olmaz ne zeminde bir sorun var, ne yapılan inşaatlarda diyecek bir akademisyen var mı?
Afyonkarahisar Belediyesinden Uydukent’te yapılan işlere biz kefiliz hiçbir sorun yok diye açıklama yapacak bir baba yiğit var mı?
Son olarak işin özü.
O kadar acılar yaşadık, hayatlar kaybettim, milli servet yok oldu.
Hiç akıllandık mı?
Yoksa Allahın takdiri ne yapalım mı diyeceğiz?