Ortak Akıl Uzlaşı.
Bir şehirde yapılan yanlışlardan yapan kadar biz gazetecilerde sorumluyuz.
Hatta daha fazla suçluyuz.
Toplumu daha fazla bilgilendirip, olayları yeterince eleştirmediğimiz, irdelemediğimiz, konuyu tartışıp halka farklı yönleri ile anlatmadığımız, manşetlerimizde, köşe yazılarımızda ve araştırma, sorgulama habercilik yapmadığımız için yanlış yapanlar kadar bizde suçluyuz.
Hatta daha fazla suçluyuz.
Gazetecilik sadece bülten haberciliği yapmak olmamalı.
Gazetecilik şehrin bugününü olduğu kadar gelecekteki çıkarlarını da düşünmek zorunda.
Gazetecilik ve gazeteciler şehrin vizyonuna doğrudan etki etmek zorunda.
Bir şehrin gelişmesi, marka şehir olması, yaşanabilir bir yer olması için şehrin geleceğinin inşa edilmesinde şehrin üst yönetiminde yer alan valilik, belediye, üniversite, sivil toplum örgütleri, ticaret ve sanayi odası kadar yerel medya ve gazetecilerde dişlinin bir parçası.
Yaşadığım ve gazetecilik yaptığım Afyonkarahisar’da yaşanan tüm olumsuzluklardan görevimi tam olarak yapmadığım için Ömer Mazi olarak ben de suçluyum.
Bizim işimiz gerekirse yaygara koparmak, toplumsal bilinç ve duyarlılık oluşturmak, karar vericileri ve şehirde yaşayan insanları ortak akılda buluşturmak olmalı.
Bunun için herkesten daha fazla bizim çaba harcamamız gerekir.
Orak Akıl ve Uzlaşı.
Bir şehrin marka değerinin arması, yaşanabilir bir yer olması, geleceğe dair iyi bir planlama yapılması için seçilmişler ve atanmışlar kadar o şehirde yaşayan insanlarında aklına, fikrine, görüşüne ihtiyaç var.
Bunu sağlamakta biz gazetecilere düşüyor.
Yapılması planlanan bir çalışmayı olup bittikten sonra değil daha proje aşamasında topluma her yönüyle anlatmak lazım.
Şehrin öncelikleri ve beklentileri neler?
Yapılmak istenen ne?
Bazen karar vericilerin aldıkları karar ve yaptıkları işler bir sonraki yönetim tarafından yok sayılıyor, hatta yıkılıp yerine başka bir şey yapılıyor.
Ya da tamamen göz ardı edilip milyonluk yatırım kaderine terk ediliyor.
Bakın Afyonkarahisar’da da benzer birçok örnekler var.
Daha yapılırken tartışmaya açmamak, doğru mu? Yanlış mı? Topluma sormamak yanlışlığının bir parçasıyız.
Hatırlayın 5-6 yıl önce İmaret Cami bahçesine Kurtuluş caddesi üzerine caminin tam önüne tuvalet yapılması gündeme geldi.
STÖ’ler, Basın ve halk tepki gösterince dönemin belediye başkanı ve yönetimi yanlış bir karardan geri adım atmak zorunda kaldı.
Yani Ortak Akıl ve Uzlaşı kazandı.
Burada yerel yönetimlerin karşısına Don Kişot gibi çıkalım demiyorum.
Her yapılana olmaz, istemiyoruz diyelim demiyorum.
Bir şeyi eğrisiyle doğrusuyla konuşalım, tartışalım ve uzlaşıda buluşalım.
Şehrin her kuruşunun doğru yatırıma gitmesini sağlayalım.
Yapılan her yatırım kullanılır ve faydalı olsun.
Atıl, göstermelik, kullanışsız olmasın.
Olanı da korkusuzca eleştirmek, gündemde tutmak, tartışmak biz gazetecilerin asli görevi.
Aksi durumda işimizi, sorumluluklarımızı yapmamış oluruz.
Yapılan her yanlışın vebali bizimde omuzlarımızda olur.
Şehrin ortak akıl ve uzlaşı kültürünü geliştirmek bizim önceliğimiz olmalı.
Bunun için bülten haberciliğinden çıkıp gazetecilik yapmalıyız.
Bir şehir içinde yaşayan herkesin aklına, fikrine, görüşüne ihtiyacı var.
Şehrin gelişmesi, o şehirde yaşayan değerlerin fikir ve önerileriyle büyür.
Unutmayın “Hiç kimse hepimiz kadar akıllı değildir”.
“Benim şehrim, benim fikrim”
Afyonkarahisar’da binlerce insan yaşıyor.
Hepsi de bu şehrin değerleri.
Birçoğunun yaşanmışlıkları, mesleki ve hayat tecrübesi, görgüsü, bilgisi birer hazine.
Biz kendi şehrimizde yaşayan insanların fikrini bir havuzda toplasak.
O fikirlerden bir sinerji oluştursak.
Fikir sahipleri ile o fikirleri projeye ve uygulanabilir hale getirecek ekipleri oluştursak.
Bakın bakalım tek kuruş harcamadan elinizin altında Afyonkarahisar’ın vizyonu nasıl değişir.
Geleceğe daha emin adımlarla ilerleriz.
İşte size başlık ve sloganda benden
“Benim şehrim, benim fikrim”
Egolarınız, etiketleriniz, ünvanlarınızı bir kenara bırakın.
Mahalle kahvesinde oturan emeklinin de bu şehir için hayalleri ve fikri var.
OGS’de yatırım yapan iş adamının da.
Lise de okuyan öğrencinin de bu şehir hakkında planları var, ev hanımlarının da.
Unutmayın akıl yaşta, makamda, servette değil baştadır.
Yeter ki şehirde yaşayan insanlara yukarıdan bakmayın.
Onlarında bu şehir için planları, hayalleri, fikirleri olduğunu unutmayın.
Bu konuda biz gazetecilere, gazetelere, köşe yazarlarına çok büyük görev düşüyor.
Sadece görev değil bu bizim sorumluluğumuz.
Bu şehirde yapılan yanlışlara gözümüzü kulağımızı tıkayacağımıza, bu şehrin geleceğin birlikte inşa etmek için Ortak Akıl ve Uzlaşı kültürünü oluşturalım.
Buna öncülük yapalım.
Bu bizim sorumluluğumuz.
Çocuklarımız ileride “bu yanlışlar yapılırken siz gazeteciler ne yapıyordunuz?” diye sorduklarında verecek cevabımız olsun.
Başka Afyonkarahisar yok.
Etrafımızda bizden daha az gelişmiş illerin nasıl Afyonkarahisar’ın önüne geçtiklerini izleyerek hayıflanmanın kimseye bir faydası yok.
Şehrin bu gününü değil geleceğine yatırım yapmak için Ortak Akıl ve Uzlaşı kültürüne ihtiyacımız var.
Bunun için ilk adımı biz gazeteciler atmalı.
Yoksa tarih karşısında boynumuz eğik dolaşırız.