Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.
Hadi biraz gerilere gidelim hatıraları tazeleyelim.
Kendi liseli yıllarınıza dönün.
Okullu yıllarınıza.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nasıl hazırlanırdık.
Kıyafetler, yürüyüşler, bando takımı.
Her okulun bando takımı vardı.
Okuldan stadyuma giderken sokaktan birlikte bando eşliğinde yürümek ne kadar havalıydı.
Anneler, babalar, hale, teyze, dedeler, nineler, kolu komşu herkes size bakıyor.
Şehir stadyumları aileleri almaz tıka basa dolardı.
O zamanlar sağlık çalışanları da stadyumlara koşardı.
Yeni doğan küçük çocuklara aşı yaparlardı ayaküstü herkesi bir arada bulmuşken.
Stadyumda gösteriler ve okulunuzun adı anons edilir protokolün önünden gururla geçersiniz.
Dünya’da kaç çocuk için ulusal bir bayram ilan edilmiş?
Sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı uluslararası bir boyuta taşındı.
TRT’nin organize ettiği dünyanın dört bir yanından çocuklar Türkiye’de 23 Nisan ulusal Egemenlik bayramını kutlamaya başladı.
Türk çocukları bayramını dünya çocukları ile paylaşıyor.
Ne kadar güzel ve gurur duyulacak bir olay.
Bir hafta süren bir etkinlik haline gelmişti.
Ne güzel bir söz “Yurtta Barış Dünyada Barış”
Yurtta ve dünyada barış çocuklarla başlar, çocukların buluştuğu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yapılmaz, yapılamaz oldu.
Ne üzücü.
****** ****** ******
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.
Ne muhteşem gösteriler yapılırdı.
Her okul özenle çalışırdı.
Özel koreografiler hazırlanır.
Spor müsabakaları yapılır.
Çalışmalar 2 aya varan sürede oluşurdu.
Genel prova ve 19 Mayıs sabahı şehir stadyumu muhteşem bir gösteriye sahne olurdu.
Yine tıka basa insan dolardı.
Herkes kendi çocuğunu göre bilmek için helak olurdu.
Yine bandolar, bayraklar, yürüyüşler ne unutulmaz bir gün.
Dünyada gençlere bayram hediye eden kaç kişi var acaba?
Sonra ne oldu yine milli bir bayramımız yapılmaz, yaptırılamaz oldu.
Ne üzücü.
****** ****** ******
30 Ağustos Zafer Bayramı.
Zafer bayramı, şanlı Türk ordusuna armağan edilen bir bayram.
Ülkenin yarısına yakını işgal altındayken Samsun’dan Anadolu’ya çıkan bir adamın yolculuğu başladı.
Arkasında suikastçılar, tuzaklar, düşman ve ne yazık ki vatan hainleri vardı.
Yılmadı.
Samsun’dan başlayıp Anadolu’nun birçok yerinde kongreler düzenledi.
Bir toplumun yeniden dirilişini sağladı.
Yeniden yurttaş olduğunu hatırlattı.
Yeniden bir vatan oluşturdu.
Anadolu’nun her köşesinde zaferin ilk kıvılcımları yakılmaya başlandı.
O kıvılcımlar birleşerek Anadolu’da bir volkana dönüşüp yanmaya başladı.
Bir adam planlar yapıyordu.
Bir halkı uyandırıp yeniden ayağa kaldırdı.
Kadınıyla, yaşlısıyla, öğrencisiyle çiftçisiyle eli silah tutan herkes kükremiş sel gibi bendini çiğneyip Kocatepe’ye Akmaya başladı.
Her şey tamamdı.
26 Ağustos sabahı gün ağarırken işaretini verdi.
Hücüm.
Kocatepe’den başlayan taarruz İzmir’de düşmanın denize dökülmesiyle son buldu.
Maraş, Antep, Urfa, Osmaniye, Adana, Antalya, İstanbul, Afyon, Kütahya, Uşak, İzmir ve daha nice şehirler düşman işgalindeki vatan toprağı düşman işgalinden kurtuldu.
Zafer Zafer Benimdir Diyenlerindir.
Bir adam 30 Ağustos Zafer Bayramını şanlı Türk ordusuna armağan etti.
Sonra o’da eskisi gibi kutlanmaz oldu.
Yazık.
****** ****** ******
Halk, halk unutulur mu hiç?
29 Ekim Cumhuriyet Bayramını da yüce Türk halkına armağan etti.
Ne güzeldi her yer bayraklarla donatılırdı.
Gelin gibi süslenirdi şehirler.
Her işyeri dükkanının önüne bayrak asardı.
Evlerden bayraklar sarkardı.
Her yer gelincik tarlası gibi olurdu.
Gururla dolaşırdık bayrağımızın altında.
Ne güzeldi.
Artık o’da öyle kutlanmıyor.
Şimdilerde otel salonlarında sade bir resepsiyonla geçiştiriliyor.
Ne yazık değil mi?
Biz bu güzellikleri yaşadık, hala içimiz kıpırdıyor.
Ama bizim çocuklarımız yaşamadı.
Milli bayramlarımız bir bir yok oldu.
Milli değerlerimiz yerle bir oldu.
Sahi okullarda her sabah andımız okunurdu.
Can atardık bir gün bende okuyacak mıyım? diye.
O’da yok.
Ne bileyim 19 Mayıs’da Samsun’dan çıkan adama selam olsun.
Selam olsun Mustafa Kemal’e.
Onun askeri dehası sayesinde hala bir ülkemiz olduğu için.
Ne mutlu hala Türkiye Cumhuriyeti olduğu için.
Hala onun bize verdiği kazanımların sayesinde dalgalanan bir bayrağımız olduğu için.
Hala seçme ve seçilme hakkımız olduğu için.
Dünyada kadınları insan yerine koyup seçme ve seçilme hakkı veren bir lider olduğu için.
100 yıl önce kurduğu sistem hala tüm baskı, kesinti ve aksaklıklara rağmen Cumhuriyet’ini yaşıyoruz.
Ne mutlu bize ki Mustafa Kemal Atatürk bizim ülkemizde doğmuş.
Ya başka bir ülkenin, hele gözü topraklarımızda olan bir ülkenin lideri olsaydı?
O zaman ne olurdu halimiz?
****** ****** ******
İşte böyle 19 Mayıs’tan 30 Ağustos’a 100. Yılına giren Cumhuriyet’e bir yolculuk yapalım istedim.
Atamızın armağanı o güzelim bayramlar keşke bizim çocuklarımızda gururla kutlasaydı.
Tüm milli bayramlarımız bir bir yok edildi.
Sonra yerine ‘Türkçe Olimpiyatları’ diye ucube bir kutlama getirildi.
Hatırlayanınız var mı?
Ne Mutlu Türküm Diyene