İstisnasız hepimizin borcu var. Bankalara, kredi kartlarına, esnafa.
Kira ödeyeceğine ev almışsındır anlarım, ayağını yerden kesecek araba almışsındır anlarım öyle ya dünya hali hastalık var sağlık var, sağlık demişken tedavi için gerekmiştir anlarım, markettir, bakkaldır bunlar anlaşılır.
6 ay önce aldığı telefonu niye yenilerki insan ya da bordo pantolonun altına varsın kahverengi ayakkabı giyiver ölür müsün be mübarek!
Diyeceğim şu, hepimiz alişveriş hastası edildik, kronik alışveriş hastasıyız! Giymediğimiz kıyafetlerle dolu değil mi dolaplarımız? Her kıyafete uygun ayakkabı, çanta, gözlük, mont vs.
Alışverişe tok karnınada çıkıyoruz ama yine almadan duramıyoruz, içimizi kemiriyor dayanamayıp alıyoruz pişmanlık duyacak olduğumuzu bilsekte.
Farkında mısınız hepimizin elinde son model telefon, evinde son model TV, bilgisayar, tablet
Beyaz eşya, mobilya, halı, tül perde zaten yıkılıyor. Kıyafetlerimiz keza aynı şekilde, üstümüze başımıza bakan biri bizi bir yerde genel müdür sanar.
Hiç unutmam geçen kış yumurta, ekmek falan almaya markete çıktım, yanımada az bir para aldım. Yolda bir dilenci yüzüme bakarak para istedi, olsa zaten boş çevirmeyeceğim, aldığım para alacaklarıma yetecek kadar olduğundan, yok canım dedim. Kadın öyle hayretle baktı ki yüzüme, sende mi yok? dedi. Nasıl zengin gördüyse beni artık.
Aslında her beğendiğimizi almak yerine ihtiyacımız olanı alsak emin olun o ödemekte zorlandığımız borçların yarısı olmazdı. Hadi hepimiz bu gereksiz alışveriş yapma hastalığından kurtulmak için bugün start verelim.
Ben şükür ki gırtlağına kadar olan borçtan değilim peki ya siz hangi borçtansınız?
Hepinize sağlıklı, mutlu ve de borçsuz günler dilerim.