Uzun yıllara uzanan dostluklar, arkadaşlıklar vardır. Rüzgâr gibi geçen zaman, mekân, menfaat ve dünya meşgalesi o samimiyeti ve içtenliği zedeleyemez. Sitemler, kırgınlıkları, ayrılıklar iki gönül arasına girmek için yol bulamaz. Ebedi arkadaşlık niyetiyle inanç ve ideal birlikteliğine, halk arasında “ahretlik” denir. İslam kardeşliğinin temel felsefesi de bu olsa gerek…
Türk Milli Eğitim’ine uzun yıllar hizmet etmiş eğitimci bir gönül insanından bahsediyorum. Çalışkanlığı, siyaset üstü tutumu ve ayrım yapmadan her problemi çözmeye gayret eden yapısıyla uzun yıllar Milli Eğitim Müdür Yardımcısı olarak Afyonkarahisar’ a hizmet etmiştir. 2014 Yılında emeklilik dilekçesini verdiği gün, Özel Rahmiye Sare Palalı Teknik Koleji’nin Kurucu Müdürlüğünü deruhte etmesi rica edilir.
İbrahim Çakal Bey, 15 Eylül 2014 itibariyle eğitim öğretim hizmetine başlayan Rahmiye Sare Palalı Teknik Koleji’nin Müdürlüğü’nü yılların tecrübesiyle, sabırlı eğitimci ve başarılı yönetici vasfıyla sürdürmektedir. Zaman zaman ziyarete gittiğimizde okulda modern anlayışla yeniliklere açık bir eğitim yuvası olduğu ilk bakışta fark ediliyor. Tertip, düzen içinde güler yüzlü öğretmenlerin planlı çalışmaları, öğrencilerin saygılı tutumları ve genel işleyişteki ahenk nazara çarpıyor…
Geçen yıllarda Kolejin öğretmen ve öğrencilerinin planlı Huzurevi ziyaretleri, etkinlikleri ve yaşlılara yaptıkları sunumlar, sosyal programlar, ikramlar, armağanlar son derece yararlı faaliyetlerdi.
Geçenlerde okullar açıldığında İbrahim Bey, telefonda beni aramıştı. Tam konuşmaya başlamıştık ki zil çaldı. Her öğretmen gibi zil sesi ve teneffüse çıkan çocukların neşeli sesleri bende çok hoş, tatlı hatıraları canlandırdı. Yıllar öncesinde pırlanta gibi çocukların, ateşin bakışlarını, neşeli şarkılarını, heyecanlı oyunlarını, konuşmalarını, gülüşmelerini, sınav endişelerini hatırladım…
İbrahim Çakal Bey’e Zeki Ömer Defne’nin “Ziller Çalacak” Şiirinden bir bölüm okudum. Eğitim ordusundan ayrılan bir öğretmenin anılarını, hissiyatını anlatan şiir ölüm, unutulmak ve çocuklara şefkat ve sevgiyle gönül veren bir öğretmenin özlem duygularını nazara veriyor…
ZİLLER ÇALACAK
Zil çalacak... Sizler derslere gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin,
Duyacağım, evlerden, kırlardan, denizlerden;
Tâ içimden birisi gidecek ardınızdan uça ese...
Ama ben, ben artık gidemeyeceğim.
Zil çalacak... Siz geminize, treninize gireceksiniz bir bir.
Zil çalacak, ziller çalacak benimçin,
Duyacağım, iskelelerden, istasyonlardan bütün;
Tâ içimden birisi koşacak ardınızdan...
Ama ben, ben artık gelemeyeceğim.
Sonra bir gün zil çalacak yine,
Hiç kimseler, kimsecikler duymayacak...
Ne sınıflar, ne iskeleler, ne istasyonlar, ne siz...
Tâ içimden birisi kalacak oralarda...
Ben gideceğim.
ZEKİ ÖMER DEFNE