Yusuf, başından geçenleri anlattıktan sonra “Eh, bize ne armağan getirdin bakalım?” dedi.
Ey ulu kişi! Dostları görmeye eli boş gitmek, değirmene buğdaysız gitmeye benzer.
Ulu Allah bile mahşer günü halka “Kıyamet günü armağanın nerede?
Bize yapayalnız, azıksız, adeta sizi yarattığımız gibi geldiniz “Sizi ilk defa yarattığım zamanki gibi, ihsan olarak verdiklerimizi arkanızda bırakarak yapayalnız geldiniz” (En’âm 94)
Kendinize gelin! Kıyamet günü için ne hediyeniz var, ne getirdiniz? (…Ahiret seferi için azık tedarik ediniz. Azıkların en hayırlığı takvâdır” Bakara 197)
Yoksa tekrar dönüp (bizim katımıza) geleceğinizi ummuyor muydunuz? Size bu günün vadesi bâtıl mı görünmüştü?” diyecektir.
Hakk’ın misafiri olacağımızı inkâr ediyorsan bu mutfaktan ancak toprak ve kül alabilirsin.
İnkâr etmiyorsan niçin böyle elin boş? O, sevgilinin kapısına böyle nasıl ayak basacaksın?
Yemeyi, uyumayı biraz azalt da onunla görüşmek için bir armağan götür.
Geceleri az uyuyanlardan, seher vakitlerinde istiğfar edenlerden ol! (…Geceleri az uyurlar, çok ibadet ederlerdi. Seher vakitlerinde de Rablerinden bağışlanma dileğinde bulunurlardı… Zariyat 17.18 sureler)
(Ana Rahmindeki) cenin gibi birazcık kımılda ki sana da birazcık nurları gören duygular bağışlansın.
Ana rahmi gibi olan dünyadan çıkınca yeryüzünden daha geniş bir sahaya dalacaksın.
Bil ki “Arzullahı vasi’a (Allah’ın arazisi de geniştir… Zümer 10) dedikleri yer, Peygamberlerin gittikleri o geniş arazidir.
O Geniş sahada gönül daralmaz, yaş ağaç orada kuru dal haline gelmez.
Şimdi duygular sende. Fakat bir gün yorgun, bitkin, başaşağı bir hale geleceksin.
Uykuda duygularını taşımazsın, duygular seni taşır. Bu yorgunluk, bitkinlik gider, eziyetten, sıkıntıdan kurtulursun.
Uyku halinde (his kaydından kurtuluşu) evliyaların uyanıklık hallerinden bir örnek olarak bil!
Ey inatçı, evliyalar Ashab-ı Kehf’tir, onlar yürüyüp gezerken de uykudadırlar” (Gözleri açık olduğu için) sen onları uyanık sanırdın. Halbu ki onlar uykudadırlar. Biz onları sağ ve sol taraflarına çevirirdik…” (Kehf-18)
Allah, onları kendilerinin haberi olmadan idare eder sağa, sola çevirir.
O sağa çevirme nedir? İyi işlerdir. Ya sola çevirme? O da bedene varlığa ait işler.
Bu iki hal de Peygamberlerden dağdan ses gelir gibi zuhur eder. Onların her ikisinden de haberleri yoktur.
Dağa hayır olsun, şer olsun, yüksek sesle bağırdığın zaman dağ senin sesini sana geri gönderir, duyurur. Fakat dağın, bu sesleri sana gönderdiğinden haberi yoktur.
KONUNUN KISA AÇIKLAMASI
Kıyamet gününde Allah: “Ey kullarım, bana hediye olarak hangi güzel ve iyi davranışlarınızı getirdiniz? Ömrünüzü neye ve nereye harcadınız? Size nimetler verdim ne yaptınız? Size kuvvetler verdim, nereye sarf ettiniz? Size akıl verdim, ne yolda kullandınız? Diyecektir.
Günün birinde Allah’ın misafiri olacaklarına inanmayanlar, onun ebed mutfağından ancak ateş, kül ve toprak alabalirler.
Kur’an-ı Kerim’in Zümer suresinde (10. ayet) Cennet ve Cehennem ehlinin bu alemlere bölük bölük sevkedileceği bildirilir ve: “Ey inanmış kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının! Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır” buyurulur. Ve “Arzullahi vâsi’a” kelamı söylenerek “Allah’ın yarattığı alem geniştir” hikmeti bildirilir. İşte o geniş alem, nebilerin, velilerin ve dünyada Allah’ın emrettiği gibi yaşayan, topluma faydalı olanların gittiği özge alemdir. Kendini Allah’ta bulmak ve Allah’ı Allah’la bilmek için gayret edilecek yer ise üzerinde yaşadığımız dünyadır. Bu dünyada sen sana verilmiş hasselerin yükünü, sorumluluğunu taşıyorsun. Yük taşımaktan yorulup kuvvetten düşersen başaşağı yuvarlanacağın alem ise orada Allah’ı bulacağın alem değildir.
Allah aşıkları nebiler, evliyalar dünya kirlerinin ağırlığından ve dünya duygularından kurtulmuş olduklarından, uyanıkken dahi bir uyku ve bir rüya rahatlığı içindedirler. Onlar, dünya bağlarından hür ve rûhu maddeye bağlayan kayıtlardan kurtulmuşlardır.
Onlar senin uyanık gibi gördüğün “Ashab-ı Kefh’ler”dir ki gezer, yrür, konuşurken dahi beşeri yükten uykudadırlar.
Hz. Mevlana
Mesnevi 3170-3191 Beyitler