SARIKAMIŞ VE I. CİHAN HARBİ ACI HATIRALARINDAN BİR KAÇI
Halkın Sarıkamış'ta, Birinci Dünya Savaşında çektiği acılar unutulup gitti. Türk Milleti acılarını çok çabuk unuturdu. O yüzden intikam almayı, düşünmez ve bilmezdi. Mahkeme kapısını sevmez, düşmanına da acır onun ıslahı için Allah'a dua ederdi. Çektiği acıları oturup yazma alışkanlığı ise hiç yoktu. Oysaki Türk Milet’i dünyada En çok acı çeken ve mezalime uğrayan milletlerdendi. O yüzden acının anavatanı ANADOLU Topraklarında hafızalarda derin izler bırakacak hatıralar bulma zordu.
Türk-İslam medeniyetinin sağladığı özgürlük ortamında dillerini ve kültürlerini geliştirip millet olma sürecini tamamlamış nice kavimler vardı. (örnek olarak Fatih Sultan Mehmet 1452 yılında İstanbul'u fetih ettiği zaman Anadolu'da ve İstanbul’da yaşayan Rum ve Ermenilerin dinlerine ve dillerine yaşayışlarına hiç bir şekilde müdahale etmemişti. Şimdi de İstanbul’da ve diğer şehirlerde bunlar serbestçe dillerini ve dinlerini özgürce yaşamaktadır, Rumlar, Bulgarlar, Sırplar, Ermeniler gibi dini grupların yanında Süryaniler, Marunîler, Yezidiler gibi Gruplar de bugünkü varlıklarını Türk-İslam Medeniyetinin hoşgörülü davranışına ve zulme ve insanlık dışı davranışlara geçit vermemesine borçludurlar. Türk-İslam Medeniyeti, bu büyük ve asil medeniyet, düşmanlarına bile insan oldukları için asırlarca saygı göstermiştir. Çünkü İslam ahlakı: "YARATILANI YARATANDAN ÖTÜRÜ SEVİNİZ" demektedir. Ne var ki batının işgalci, sömürgeci ve ırkçı yaklaşımı, Birinci Cihan Harbinden önceki yüzyıl içinde bu gruplar arasında yaşama barışını yok etti, Batı ittifakı, hasta adamın (Osmanlı İmparatorluğu’nun iyileşmesini önlemek için mahalli unsurları (Rumlar, Bulgarlar Sırplar, Ermeniler gibi)teşvik etti (Günümüzde de PKK, Işit teröristlerini isyana teşvik ettiği gibi) Osmanlı Devleti, yüz yıl kadar Balkanlar'da, Rus, İngiliz ve Fransızların finanse ve organize ettiği Rum, Bulgar, Sırp gibi terör örgütleri ile mücadele etti.
I. Cihan Harbi'nin hemen öncesinde batılıların ellerinde Rum ve Yunan Çetelerinin yanında bir de Ermeni terör örgütleri vardı. Bu terör örgütlerinin Osmanlı'nın düzenli ordu birliklerine verebilecekleri bir zarar yoktu aslında. Fakat savaş alanının gerisinde kalan yerlerde veya Osmanlı Ordusu'nun çekildiği bölgelerde savunmasız sivil halkı hedef alan bu teröristler büyük kıyımlar ve katliamlar yaptılar. Bu örgütleri kullanan batılı güçlerin eski alışkanlıkları maalesef yine canlanmıştır.
Bu konuda yüzlerce defa suçlu ve elleri kanlı olan batılı devletlerin; Müslüman Devletlerin ve Müslüman Anadolu halkları için yeni, yeni acılar doğuracak gizli planların yeniden sahneye konduğu şüphesini doğurmaktadır.
Terörün ve teröristlerin, batılı efendileri tarafından yüzyıldır kışkırtmaları zamanımızda da devam etmektedir. Terör, hayat tarzı haline geldiğinde artık akıl, vicdan, muhakeme, din, ırk, Vatan gibi kutsal kavramları hiç bir şekilde dikkate almaz. Sadece uluslararası aktörlerin elin de pazarlıklar sonucu verilen görevleri yerine getirirler. Terörün ve teröristlerin başları ezilmedikce millete yönelen ve devlete yönelen en güçlü tehdit haline dönüşür. Tarihimizde ve Birinci Dünya savaşında bu terörün batılı devletler tarafından kışkırtmaların nelere yol açtığını göstermek için Rusların, Ermenilerin, Kazakların ne büyük acı, katliamlar yaptıklarını yaşayanların ağzından yarınki yazımızda sunacağız. Salı günü Bolu Kartal kayadaki bir otelde çıkan yangında 79 Canımız kaybettik. Milletçe üzgünüz, yastayız, kaybettiğimiz canlara Allah'tan rahmet diler acılı ailelerine baş sağlığı dileriz. Allah, bir daha böyle acılar göstermesin inşallah.