“Edep” bütün güzel ahlâk ve davranışlar demektir. Hz.Mevlânâ: “Edebe ulaşmak için Hakk’tan yardım isteyelim. Çünkü “biedep” (ebedi olmayan) Allah’ın lutfundan mahrum kalmıştır. Musa’nın kavmine “maide” (yiyecekler) zahmetsiz ve hiçbir alım satım olmadan erişirdi. (Bakara: 57. Araf: 160) Ayetler.) Fakat Musa’nın etrafındaki birkaç edep yoksulu kişiler gelen yemekleri beyenmeyip başka yiyecekler istediler. “Hani ya sarımsak, mercimek” dediler. (Bakara 61) Bunun üzerine gökten inen sofranın ve ekmeğin arkası kesildi. Yerine bel bellemek ekip biçmek zahmeti geldi. Yoksula, muhtaca yardım etmeyince yağmur bulutu gelmez. Zinanın çoğalmasından da etrafa bulaşıcı hastalıklar (aids, kanser, Covid 19, verem gibi) hastalıklar yayılır. Allah c.c.: “Zekat verir, yoksula muhtaca yardım ederseniz bana borç vermiş olursunuz” buyuruyor. Hz.Muhammed (S.A.V): “Rabbim beni terbiye etti, edebimi güzel eyledi” buyurmuştur. Kur’an-ı Kerim’deki “Vettekû fitneten...” Ayet-i Kerimesinde: “Ey inanmışlar! O fitneden (edep dışı hareketlerden) sakınınız ki o yalnız zalimlere isabet etmeyebilir, ondan mazlumlarda fenalık görebilir” (Enfal: 25. Ayet) Bir toplumda iman azalmış, maneviyat tükenmiş insanlar birbirlerini sevmeyip kendi çıkarları için başka insanlara maddi ve manevi zarar verip onların sağlıklarıyla oynamışlarsa (GDO’lu ürünler, sahte ilaçlar, bozuk ve sahte yiyecek ve içecekler vb.) O toplumda değişik felâketlerin olması tabiidir. Allah, bu edep dışı davranan riyakâr topluluklardan “Rahmet’ini” keser. O toplulukta hırs, menfaat, şehvet, haset, zina coğalır. Bu gibi kötü davranışlar Allah sevgisini, şükür etmeyi, kanaat duygusunu hülasa insanı insan eden bütün davranışları yok eder. “Delâlete” düşen kişiler başkalarını da edepten uzaklaştırır. Ruhunun seması edep yolunda olan yani Allah aşkı olan kimsenin gönlünde, gerçeğe ulaşma, gerçeği gerçeği bilme, gerçeği anlama ışıkları parıldar. Hazreti Mevlânâ’nın söylediği gibi: “YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN; YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL.”