Hikmet perdesi altına girmiş Hakim Senai’nin sözünü dinle: “İlahi şarabı nerede içiyorsan oraya başını koy yat” diyor.
Zira meyhaneden çıkan sarhoş yolunu şaşırır, çocukların maskarası ve oyuncağı olur.
O, her nereye gitse, yıkılır, çamurun içine düşer, her ahmak da ona güler.
O, bu haldeyken, peşine düşen çocukların ne onun sarhoşluğundan ne de şarabın lezzetinden haberleri vardır.
Halk’la sarhoş olanlardan başka herkes çocuktur; nefsin heva ve hevesinden kurtulanlardan başka reşit ve olgun kimse yoktur.
Allah, Kur’an-ı Kerim’de: “Bu dünya oyun ve eğlence dünyasıdır; siz de çocuklarsınız” buyurmuştur. (Ankebut. 64. Hadid. 20) Allah doğru buyurur.
Oyunu terk etmedikçe çocuksun; temiz olmamış ruh ile aklın nasıl (olgun bir insan gibi) kâmil olabilir?
Dünyada daima istenen, peşinde koşulan bir türlü terk edilemeyen nefsin şehveti, çocuklar arasındaki evcilik oyunu gibidir.
Cihan halkının savaşı da çocukların kavgası gibidir, manasız, asılsız, esassız ve hor.
Hepsi de tahtadan kılıçlarla savaşırlar. Hepsi faydasız bir şeyle uğraşıp dururlar.
Hepsi de bu bizim Burak’ımız, Düldül gibi giden atımız diye birer sopaya binmişlerdir.
Aslında atı taşıyan onlardır, fakat bilgisizliklerinden kendilerini yüksek görüp ata binmiş, yol gidiyor sanırlar.
Ata, Allah tarafından bindirilmişlerin (atlarını) dört nala sürerek, dokuz kat (gökten) ötelere gidecekleri günü bekle.
O gün “Ruh ve melekler Allah’a yükselir” (Meâric.4.) Ruhların bu yükselmesinden gökler titrer.
Hepinizin çocuklar gibi eteğinize binmişsiniz; ata binmişsiniz gibi eteğinizin ucunu tutmuşsunuz.
Rahman’dan: “Zan ve hayal, sahibine fayda vermez” (Yunus 36; Necm.28) hükmü gelmiştir; zan merkebi göklerden nasıl koşabilir?
Ancak güneş gibi her zannın üstünde bir hakikat doğunca şüpheye yer kalmaz.
O zaman (yani ruh, Allah’a vardığı zaman) kendi bineğinin ne olduğunu gör! Kendi ayağından bir binek yapmışsın anla.
Vehmi, fikri, duyguyu, anlayışları sopa gibi çocuk atı bil!
Gönül ehlinin ilimleri, kendilerini taşır ve yükseltir ve (yükseltir); vücut ehlinin ilimleri ise kendilerine yük olur.
KONUNUN KISA AÇIKLAMASI
Hikmetler Hazinesi Hakim Senâi: “Allah aşkını hangi ermiş insan duyuyorsa, ilahi aşk şarabını içip, bir cezbe, bir kendinden geçme halinde isen, ilahi aşktan anlamayanlara söyleme; seni alaya alıp eğleneceklerinden sakın! Aslında ilahi aşk sarhoşluğu hazların ve saadetlerin en büyüğüdür. İlahi aşk şarabını içmemiş olanlar, yaşları ne olursa olsun ruh olgunluğuna ulaşamamış, nefislerinin esiri olmuş dünyayı bir oyun ve eğlence yeri olarak görenlerdir”
Bunun içindir ki Allah, Kur’an-ı Kerim’in “HADİD” suresinde “Bilin ki dünya hayatı bir oyun, bir oyalanma, süslenme, kendi aranızda övünme, mal ve çocuk sahibi olma davasından ibarettir. Yağmurların beslediği ve ekin sahiplerinin hoşuna giden bir nebat gibi ki sonunda kurur, sararır ve çer çöpten ibaret kalır” “Dünya hayatı (işte böyle) geçici ve aldatıcı bir geçinmedir” buyurur ki, Allah, en doğruyu söyler.
İşte Allah aşkını, duymayan gönüllerin sonu da kuruyup, sararıp, solan çer çöpten ibarettir.
Bunun dışında, dünyadaki insanların birbiriyle cenkleşmesi, didişmesi boşuna bir savaştır. Bu çeşit kavgalar mahalle çocuklarının savaş oyunlarına benzer. Tahta kılıçlarla ağaçtan atlar üstünde harp oyunu oynayan çocuklar boşuna kan ter içinde kalırlar.
Ey Allah aşkını düşünmeyen insanlar, ağaçtan ata binmiş ve dizgin tutuyorum diye kendi eteğini tutmuş çocuklar gibisiniz. Küçük aklınız bir etek ucu, vehimlerle hayalleriniz birer tahta at gibidir.
Ulu Allah, Kur’an-ı Kerim’inde (Yunus 36; Necm 28): Onların bilgileri yoktur. Onlar yalnız zanna uyarlar. Zan ise şüphesiz, hakikati ifade etmez” buyuruyor. İşte Allah bizi, afetleri ve ayetleri ile zaman zaman uyarıyor. Anlayana…
Hz. Mevlana
Mesnevi
3426 – 3446. Beyitler