I. Bölüm
Halife adamlarının bedeviyi ağırlamak üzere karşılamaları ve armağanını kabul etmeleri
Uzak çöllerden gelen bedevi, Halife’nin bulunduğu şehre vardı. Kapıcılar, bedeviyi karşılayıp üstüne lütuf gül suyunu serptiler. Bedevi söylemeden ihtiyacını, dileğini anladılar. Zaten onların işi istemeden ihsan etmekti.
Ona “Ey Arabın en asili, en yücesi! Hangi diyardansın, yolla, yol yorgunluğuyla nasılsın?” dediler.
Bedevi dedi ki: “Eğer bana yüz verirseniz asilim, yüceyim. Fakat ardınıza atarak mühimsemezseniz ne asaletim var, ne yüzüm!
Ey yüzlerinde ululuk nişanesi olanlar, ey şevketleri Câferi altınından daha hoş kişiler.
Sizi bir kerecik görmek, sizinle bir kerecik buluşmak, yüzlerce kişileri görmeye, yüzlerce güzellerle buluşmaya bedeldir. Sizi görmek için mal, mülk, servet... hepsi feda olsun!
Ey Allah nuriyle bakanlar, bu dereceye erişmiş olanlar, padişahlar padişahının ahlâkıyla ahlâklanmış kişiler!
Kimya gibi olan bakışınızla bakıra benzer insanlara bakar, onları altın haline getirirsiniz.
Ben garibim, padişahın lutfunu umarak çöllerden geldim.
Onun lütfunun kokusu çölleri tuttu, kum zerrelerini kapladı, o zerreler bile lütfuyla canlandı.
Buralara kadar paraya kavuşmak için gelmiştim, fakat sizin yüzünüzden sarhoş oldum.
Birisi, ekmek almak için ekmekçi dükkanına koştu; fakat ekmekçinin güzelliğini görünce canını verdi.
Birisi gezip eğlenmek üzere gül bahçesine gitti, bahçevanın güzelliği onun gülistanı oldu.
Kuyudan su içerken Yusuf’un yüzünden âbıhayat içen bedevi gibi... (Yusuf Suresiz, 19 ayetler)
Musa ateş getirmek için gitti, fakat öyle bir ateş gördü ki ateşten kurtuldu. (Kasas Suresi 29-31. ayetler)
İsa, düşmanlardan kurtulmak için sıçradı, bu sıçrayış O’nu dördüncü kat göğe ulaştırdı. (Al-i İmran Suresi, 55. ayet)
KONUNUN KISA AÇIKLAMASI
Arap bedevisini karşılayan Halife adamları Allah yolunda mesafeler almış velilerdi. Bedevi böyle karşılanıştan hoşlandı ve duygulandı ve onlara: “Ben Arabım, iyiyim asilim ama benden yüz çevirirseniz ne asaletim ne şerefim kalır. Sizin ihtişamınız Câferi altınından daha halistir. (Abbasi vezirlerinden Câfer-i Sadık’ın bastırdığı 24 ayar altın sikkeler) sizler ki baktığınıza ilâhi nurla bakanlarsınız. Ben çölleri aşarak Halife’nin sunduğu altınlardan almak için gelmiştim. Sizin bana insanca muamele ettiğinizi görünce ben altına değil sizlere sizin insanlığınıza aşık oldum. Ben sizde ilâhi aşk gerçeğini gördüm.
Bir kova su bulurum ümidiyle ipini kuyuya salan adamında karşısında Hz.Yusuf’un güzelliğini görünce suyuda susuzluğunu da unutarak yalnız ilâhi güzelliğin vurgunu olması tesadüf değil, yüce bir tecelli hadisedir.
Yine, Hz.Musa hamile olan eşine ateş tedarik etmek için yola çıkmıştı. Uzakta bir ateş görerek o tarafa yürüdü. Ateşin yanına vardığı zaman “Yâ Mûsa! Ben senin Rabbinim” diye bir ses duydu. Musa böylece Allah’ın ateş şeklinde tecelli eden nurunu buldu; kendinden geçerek ilâhi aşk şarabıyla mest oldu.
İsa Peygamberde gösterdiği mucizelere, Allah tarafından gönderilen şefkat ve merhamet dolu ayetlere rağmen, Yahudilerin ihanetine uğrayınca Allah ona şöyle buyurmuştu: “Ey İsa! Ben seni kendime yükselteceğim. Seni tertemiz olarak, kâfirlerin elinden alacağım.” Cebrâil, İsa’yı alıp dördüncü kat semaya yükseltmişti. Bu Hz.İsâ’nın bütün beşeri sıfatlarından ve vücut bağlarından kurtularak ilâhi âlemine yükselmesi demekti.
Hz.Mevlânâ
Mesnevi. 2772-2789. Beyitler