Hz. Peygamber (s.a.v.)’in mucizesi, Ebucehil Aleyhillâne’nin elinde taş parçalarının dile gelerek Muhammed Sallâllahu Aleyhi ve Sellem’in doğruluğuna şehadet etmeleri.
Ebucehl’in elinde taş parçaları vardı. dedi ki; “Ey Ahmed, avucumdaki nedir? Çabuk söyle! Madem ki göklerin sırlarından haberdar isen, Hakk’ın Resulü isen avucumun içinde ne olduğunu çabuk söyle.”
Hz. Peygamber dedi ki; “Elindekilerin ne olduğunu ben mi söyleyeyim, yoksa benim doğru ve Hak (Peygamberi) olduğumu onlar mı söylesinler?”
Ebu Cehl; “Bu ikincisi imkansız bir şeydir” dedi.
Resûlullah ise; “Evet Cenab-ı Hak, ondan daha ilerisine de kâdirdir” dedi.
(Bunun üzerine) Ebu Cehil’in avucundaki taş parçaları hemen Kelime-i Şehâdet getirmeye başladılar.
Her biri “Lâ ilâhe” dedi, “İllâllah” da dedi ve Ahmed Resûlullah incisini deldi. (Yani Muhammedün Resulullah dedi) (İbadete layık hiç bir şey yoktur, ancak Tek Allah’a yapılır. Muhammed Allah’ın elçisidir.)
Ebû Cehil taşlardan bu şehâdeti duyunca hiddetinden onları yere fırlattı.
(Ve dedi ki); “Seninle yarışır bir sihirbaz olamaz, sen sihirbazların başı ve şahısın”
O kör ve mel’ûnun başına toprak saçılsın. Onun gözü toprak görücü İblis gibiydi.
KONUNUN AÇIKLAMASI
Hz. Peygamber (s.a.v.) ile Ebu Cehil arasında geçen bu olayda, Ebu Cehil’in elindeki taşlar dile gelip şehadet getirince Ebu Cehil büyük bir öfkeye kapılıp Hz. Peygamber (s.a.v.)’i sihirbazlıkla suçladı.
Böyle mesnetsiz bir suçlama yaptığı için de kâfirlerin en aşağısı, en kötüsü oldu ve Yüce Allah (c.c.)’ın rahmetinden ebediyen uzaklaştı.
Çünkü onun gözleri, gaflet, hiyanet, küfür ve hiddetle kaplıydı.
Hz. Mevlânâ
Mesnevi:
2154-2160 Beyitler