Savaşta, düşmanın Hz. Ali’nin yüzüne tükürmesi üzerine Hz. Ali’nin elinden kılıcı atması (devamı)
Hz. Ali savaşta bir düşman askerini alt etti ve kılıcını çekip üstüne yürüdü. O mağlup düşman askeri Hz. Ali’nin yüzüne tükürdü. Bunun üzerine Hz. Ali kılıcını elinden attı; onu öldürmekten vaz geçti. Düşman askeri dedi ki:
“Üzerime keskin kılıcını çekmiştin sonra neden indirdin ve canımı bağışladın. Ey baştan sona akıl ve görüş olan, bizim göremediklerimizi güneşten parlar gibi gören Allah aslanı! Söyle ne gördün? Ben ki senin aslan pençesiyle savrulan kılıcın karşısında yıkıldım. Fakat o sert kılıç beni kesmedi. Şimdi ise yumuşaklığının kılıcı karşısında canım parça parça oldu. İçim sendeki hakikat bilgisi ile yıkandı. Senin hilminin kılıcı öldürdü. Kılıçsız adam öldürmek ancak Allah’a mahsustur. İnsandaki nefis devini öldürüp kula mânevi hayat sağlamak Allah’a aittir. Cenab-ı Hak âletsiz ve vasıtasız olarak yaratıcı ve bizi sonsuz nimetlere gark edicidir.
Ey Ali! Senin elinde ölseydim İslâm olmak şerefinden mahrum olurdum. Şimdi Allah’ıma binlerce şükürler olsun ki beni senin mübarek davranışın Müslüman etti.
Alem, ister onsekiz bin, ister daha fazla olsun ne çıkar? Yaratılanları göremeyen ve yaratılıştaki hikmeti bilemeyenler için yıldızların sayısız olması ne ifade eder? Göz vardır bunların onsekizini bile görmez. Göz de vardır ki yalnız birine bakmakla hem onsekiz bin alemi hem de onun büyük yaratıcısını görür. Hiç şüphesiz, görenler ve gördüklerindeki esrara erenler Allah’ın velileridir. Ermiş ve kâmil insanlardır. Ey iman kaynağı insan! Bana Allah’ın nice mânâ perdeleri ardına gizleyip ancak görebilenlere gösterdiği sırrı açıkla!
Ey Ali! Hz. Muhammed bir hadisinde şöyle söylemiş;
“Ben ilmin şehriyim; Ali onun kapısıdır”
Sen ki ilim şehrinin kapısı ve hilim güneşinin ışığısın. İlim şehri Hazret-i Muhammed’in getirdiği hakikat ve hilim güneşi, bizzat Hazret-I Muhammed olduğuna göre, bu şehre girmek ve bu güneşten feyz almak isteyenler elbette senin kapından geçeceklerdir.
Ey güzel kapı! Bu kapıdan girmek isteyenlere açıl ve devamlı açık bulun. Ta ki dışarda kalanlar hakikata erme imkânını bulsunlar.
Ey Allah’ın rahmet kapısı! Açık dur! Sen ilim ve irfan ehline yol gösterir rehber olursun. Senin nûrun Allah’ın birliği âlemine açılmış bir penceredir.
Ey rahmet kapısı, ey “Ve lem yekün lehû küfüven ahad”, “Hiç bir şey onun gibi değildir”in girişi; ebede kadar açık ol.”
Hz. MEVLANA
Mesnevi 3746 – 3765 Beyitler.