HZ. MEVLÂNÂ’NIN KADINLAR HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ
Kadın, Hakk’ın nûrudur, sadece sevgili değil… Sanki yaratıcıdır, yaratılmış değil.
Allah; kadını erkeğin sükun ve (teselli) bulması için yarattı. (Bunun için) Adem nasıl olur da ayrılabilir?
Kişi yiğitlikte Zaloğlu Rüstem bile olsa (yada) Hamza’dan bile ileri geçse yine hükmetme hususunda karısının esiridir.
Sözlerine cümle alemin mest olduğu Hz. Muhammed bile; “Kellimini ya Hümeyra” dedi. (Bana bir şeyler söyle yâ Hümeyra!)
Her ne kadar su ateşe galip ve baskın ise de, bir kabın içinde iken ateş o suyu kaynatır.
Ne vakit ikisinin arasında bir kap oldu mu, ateş o suyu yok eder buharlaştırır.
Görünüşte su ateşten nasıl üstünse, sen de kadından üstünsün, fakat hakikatte ona mağlupsun ve onu istemektesin.
Böyle bir hususiyet insanda vardır. Hayvandaki, muhabbet duygusu eksiktir. Bu da hayvanın insandan aşağı olmasından ileri gelir.
Resulullah Efendimiz; “Kadınlar, akıllı kişiler ve gönül sahipleri üzerine galiptir” dedi.
Fakat cahil kişiler kadına galiptir, çünkü onlar sert ve kaba muameleli olurlar.
(Cahillerde) acıma, lutfetme, sevme azdır. Çünkü tabiatlarında hayvanlık üstündür.
Sevgi ve acıma, insani sıfatlardır, hiddet ve şehvet ise hayvani sıfatlarıdır.
Kadın, Hakk’ın nurudur, sadece sevgili değil… Sanki yaratıcıdır, yaratılmış değildir.
KONUNUN AÇIKLANMASI
İlâhi tecelliye mashar olan Adem Peygamber, tecelli nurları içinde dayanma gücünü kaybedince, Allah, Hz. Adem tecelli hamlelerinden ürkmesin diye Ceberut ve Melekut alemlerinin nurundan Havva’yı yarattı.
Hz. Muhammed de mâneviyat alemine daldığı ve ilâhi alemlerin enginliği karşısında dehşete daldığı zamanlarda eşi Ayşe’ye hitap ederek; “Kellimini ya Hümeyrâ! Hümeyra bana bir şeyler söyle” diyerek dünyaya çekilme ihtiyacı duymuştur.
Su ateşi söndürme kudretindedir. Fakat aynı su bir kap içinde bulunursa ateş onu kaynatır ve buharlaştırıp yok eder.
İşte erkekle kadın da su ile ateş arasındaki ilişki gibidir. Görünüşte su gibi olan erkek, kadına hakim durumda ise de işin iç yüzü böyle değildir. Ateşin harareti gibi kadının sevgisi ve cazibesi de erkeği coşturup kaynatıp tüketmeye kâdirdir.
İnsan varlığında da ruh, su gibi saf ve şeffaftır. Nefis ise ateş gibi yakıcı ve kaynatıcıdır. Bu bakımdan nefis ateşi ruh suyunu kaynatarak ondaki ruhani letâfeti kaynatarak ruhu nefse tâbi hale kor.
Dünyada kadını arzu eden erkek görünüşte kadına hakim fakat hem kadına hem de dişi tabiatlı olan nefsine mağlup ve mahkumdur. Çünkü erkek hayatta olduğu müddetçe kadınsız olmaz ve olamaz. Bu vasıflar yalnız insanda vardır. Çünkü akıl ve aşk yalnız insana mahsustur. Hayvanlarda akıl yoktur. Aşk ise tam değildir. Akılda ve aşkta bu noksanlık yüzünden çoğu hayvan dişisinin mağlubu olmaz.
Bunun içindir ki Hz. Muhammed (s.a.v.); “Kadınlar akıl ve gönül sahibi erkeklere hükmeder” buyurmuştur. Hakikât de budur. Akıllı ve ince ruhlu bir erkek kadınlara karşı daima anlayışlı ve şefkatli olur, onlara sertlikle muameleden çekinir. Onları kırmak ve incitmek istemez. Buna mukabil cahil ve akılsız erkeklerdir ki kadınları ezerler, onlara karşı sert ve kaba olurlar. Çünkü onların tabiatlarında hayvanlık üstün gelir.
Aşk ve ruh inceliği, insanlara mahsus sıfatlardır. Sertlik ve şehvet ise hayvanların sıfatlarındandır.
İnsanın sevdiği kadına karşı duyduğu aşk beyhude değildir. Çünkü kadın Allah güzelliğinin yer yüzüne vurmuş bir nurudur. Sadece sevgili değildir, denilebilir ki adeta mahlûk değil de Hâlıktır.
Allah’ın kadına verdiği değer, kadının, kendi yaratıcı kudretinden vasıflar taşıması, hayatın devamlılığında büyük vazife görmesi gibi ilâhi mukadderatın aziz bir hükmü olmasındandır.
Bu bakımdan, kadına olan muhabbet, sevgi onların vücutları aynasında Cenâb-ı Hakk’ı görebilmektir.
İbn-I Farız da “Her güzelin güzelliği Allah güzelliğinden aksetmiş bir parçadır” der. Demek ki erkeğin kadına sevgisi bir bakıma onun vasıtasıyla ilâhi güzelliğin vuslatını dilemek manasınadır. Bunun içinde kadının erkeğe galebesi tabiidir.
Fakat böyle bir düşünce ancak belirli bir irfan seviyesine varmış ve maneviyat alemlerinde mesafeler katetmiş erkekler için doğrudur.
Hz. Mevlânâ
Mesnevi 2426-2437 Beyitler
Saygıdeğer okurlarım! Regaib Kandili’miz milletimize ve tüm İslam âlemine kutlu olsun. Allah, birlik ve beraberlik içinde, ayrışmadan, sağlıklı, huzurlu, mutlu, başarılı nice kandiller nasip eylesin İnşaallah.