İnsanlar sosyal bir varlık olarak yalnız yaşayamazlar. Maddi ve manevi yönden birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Arkadaş olmak, bir şeyleri paylaşmak, iyi ve kötü günde birbirlerine destek olmak demektir. Hiç unutulmayan arkadaşlıklar; mahalle arkadaşlığı, okul arkadaşlığı, asker arkadaşlığı, iş aradaşlığı, hayat arkadaşlığı, hac arkadaşlığı gibi arkadaşlıklardır. Arkadaşlar arasında her zaman sevgi ve saygı olmalıdır. Zaman zaman arkadaşlar arasında tartışma olabilir, sonunda hakiki arkadaşlar arasında muhakkak bir çözüm yolu bulunur. Arkadaşlık ve dostluk karşılıklı güven demektir, destek demektir. Hakiki arkadaşlık demek çeker arkadaşlığı değil, yokluğunda yeri doldurulamayacak arkadaşlık demektir. Arkadaşlık ve dostluk ekmek gibi, su gibi hayatımızda daima olması gereken bir ihtiyaçtır. Her ne olursa olsun benimle diyebileceğimiz kişilerdir. İnsanlar, eğitim, öğretim ve kültür düzeyi bakımından kendi seviyelerine uygun kişilerle arkadaşlık ve dostluk kurmayı isterler. Hz.Ali’nin: “Bana kimlerle dostluk ettiğini anlat, sana nasıl bir insan olduğunu söyleyeyim” sözü bu olguya işaret etmektedir. Kişilerle, iyi arkadaşlık ve dostluk kurabilmek için Hz.Mevlânâ’nın oğluna öğütleri şöyledir; Hz.Mevlânâ oğluna der ki: “Bahaeddin! Eğer daima cennette olmak istersen herkesle dost ol; hiç kimsenin kinini yüreğinde tutma! Fazla bir şey isteme ve hiç kimseden de fazla olma! Merhem ve mum gibi ol! İğne gibi olma! Eğer hiç kimseden sana fenalık gelmesini istemezsen fena söyleyici, fena öğretici, fena düşünceli olma. Çünkü bir adamı dostlukla anarsan, daima sevinç içinde olursun. Dostlarını andığın vakit içinin bahçesi çiçeklenir gül ve fesleğenle dolar. Düşmanları andığın vakit, için dikenler ve yılanlarla dolar canın sıkılır içine pejmurdelik gelir. (Moralin bozulur.) Gerçek dostluk kişisel çıkar karşısında dahi unutulmayacak kadar sağlamsa ancak bu durumda bir değer ifade eder ve ancak o zaman onun adına “Gerçek dostluk” denir. Hz.Mevlânâ bir öğrencisi ile yolda birlikte yürüyorlardı. Yolun kenarında iki köpek koyun koyuna sokulmuş, birlikte uyuyorlardı. Öğrencisi Hz.Mevlânâ’ya; “Efendim! Şu manzaraya bakın* dedi. “Ne denli yüce bir ders alınacak dostluk örneği değil mi? Hz.Mevlânâ hafifçe gülümsedi ve kişisel çıkarların nice dostlukları yakıp kül ettiğini anımsattıktan sonra ona unutamayacağı bir ders verdi. Ve dedi ki: “Evet, sen onların arasına bir kemik atıver de bak o zaman gör dostluklarını” Hz.Muhammed (S.A.V) dostluk ve kardeşlik için şunları buyurmuştur: “Hiç biriniz, kendi nefsi için istediğini mü’min kardeşi içinde istemedikçe tam mü’min olamaz.” “Allah için seven iki mü’min kardeş, buluştukları zaman biri diğerini yıkayan iki el gibidir. Ne zaman ki mü’minler bir araya gelirse Allah Tealâ, birini diğerinden faydalandırır.