Altı Şubat pazartesi günü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde gece saat 4.17 de 7,7 büyüklüğünde, Elbistan ilçesinde de saat 13.24 de 7,6 büyüklüğünde 9 saat arayla iki büyük depremi yaşadık. Deprem Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay’ı kapsayan 10 ilde büyük yıkıma yol açtı. Büyük deprem vatanımızı etkilediği gibi komşu ülkelerden de güçlü bir şekilde hissedildi. Komşumuz Suriye de yıkımlara sebep olurken binlerce kişinin de hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu nedenle bilim adamları bu depreme “Ortadoğu depremi veya asrın depremi” diye söz edebiliyorlar.
Sevgili kardeşlerim.
Deprem duyulur duyulmaz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan devletimizi tüm imkânlarıyla depremzedelerin imdadına koşmuştur, tüm imkânlarını seferber etmiştir. Şu bilinmelidir ki afet çok büyük, alan çok geniştir. Hiç politik düşünmeye gerek yok. Hangi süper devlet olsa bile bu afat karşısında yapacağı pek bir şey yok zaman zaman duyuyoruz. Süper devler Amerika’da bir kar fırtınasında, bir sel felaketinde hayat tamamen duruyor. Normale dönmesi günleri ayları alabiliyor. Allah’ın izni keremiyle birlik beraber içinde bu afatın da altından kalkabiliriz. Ne tekim Türk milleti tüm imkânlarını seferber ederek yardıma koşmuş, anneler nineler kefen paralarını, kızlar çeyiz paralarını, çocuklar kumbaralarındaki harçlıklarını deprem bölgesine göndererek hiçbir millete olmayan yardım duygularını en üst düzeyde yaşamışlardır. Türk milleti yardım severdir. Yeter ki yaptığı yardımın yerine gittiğinden emin olsun. Bu konuda da hükümetimizin gönderilen yardımların dağıtılması ve muhtaçlara ulaştırılması için iyi bir planlama yapması gerekir. İsteyemeyen hiç yardım almazken, bu afatı ranta dönüştürmek isteyen sözüm ona gözü açıklar her kuyruğa girerek muhtacın hakkını gasp edebiliyor. Buna azami dikkat edilmesi gerekiyor.
Sevgili okurlarım.
Hemen hemen her yazımda Allah korkusu olan adam gibi adam yetiştirememekten bahsederim. Bizim Allah korkusu olan, müteahhide, mimara, mühendise, bunlara yetki veren Başkanlara, Müdürlere, Bakanlara, 100 Liralık battaniyeyi depremde 250 TL yapan dürüst esnafa ihtiyacımız var. Hülasa işini çalmadan, çırpmadan yapan insanlara ihtiyacımız var. Japonya’da da deprem oluyor ama bizim kadar kayıp olmuyor. Adamlar malzemeden çalmıyorlar. Biz bakıyoruz rezidans diye yeni yapılan binanın yıkıntısında demire rastlanmıyor. Çimento toprak gibi, bir bakıyorsunuz deprem bölgesine, hatta fayın geçtiği alana. Dere yatağına 15 katlı bina ruhsatı veriliyor. Bu gibi binlerce ihmal yapıldıktan sonra buna kader diyemeyiz. Bu tevekkül de değil. TEVEKKÜL; sebeplerine dayandıktan sonra sonucu Allaha bırakmaktır. Demirini, çimentosunu denk atıp sonra Allaha Tevekkül edeceğiz. Bir de bakıyorsunuz özel yapılar ayakta devlet binaları yerle bir olmuş. Neden acaba? Devlet bir bina yapacağı zaman elemanlarına bu binaya ne kadar demir, ne kadar çimento, ne kadar işçilik yapılacaksa hesap ettirip maliyetini çıkartıyor. Sonra o fiyattan ihaleye çıkartılıyor. 100 Milyona yapılacak bir bina eksiltme usulüyle ihale ediliyor. Bu bazen 70 Milyona kadar düşürülüyor. Bu ihale yapının demirinden, çimentosundan ne kadar çalacaksın deme ihalesidir. Devlet ne güzel hesap etmiş, kaça mal olacağını bildiği halde bu ihale neyin nesidir. Derhal bu ihale Kanunu gözden geçirilmelidir. Eğer böyle devam ederse Devletin daha çok binası yıkılır. Her parası olana müteahhit yaptırılmamalı, buna kesinlikle bir standart getirilmelidir. İnşaatı bilen kimselerin yapmaları sağlanmalıdır. Biz iktidarımızda Muhalefetimizde vatanını seven insanlardır. Şimdi tam zamanı. Bu afatın altından kalkabilmemiz için hükümetiyle, muhalefetiyle birlik ve beraberlik içinde hareket edilmeli, hep birlikte Partilere verilecek paraları almayıp yapılacak seçimi de bir sene ertelemeli, Mahalli seçimlerle birlikte yapmalarıdır. 6. Günde kaybımız 20. 665’dir. Ölenlere Allahtan rahmet yaralılara acil şifalar dilerim.