AH YALANCI DÜNYA
Allah'u Teala Kuran'ı keriminin Ali İmran suresi 185 nci ayeti kerimesinde "Her nefis (Canlı) ölümü tadacaktır" buyuruyor. Demek ki ölüm gerçek bir olgu. Günü geldiğinde mutlaka onunla tanışacağız. Bu nedenle ahretimiz için gerekli hazırlığımızı eksiksiz yapmamız gerekir. Üç günlük yolculuğa çıktığımızda nasıl ki bavul bavul eşyayı hazırlayıp öyle yola çıkıyorsak ahretimiz için de hazırlığımızı yapmalı, ibadetlerimizi yerine getirmeli musalla taşında hoca efendinin cemaata "nasıl bilirdiniz " sorusuna tüm cemaatın "iyi biliriz " dedirterek bu dünyadan iyi bir mümin olarak ayrılmalıyız.
Sevgili okurlarım şöyle etrafımıza baktığımızda dün içimizden biri olan çok sevdiklerimiz bu gün aramızdan ayrılmış, eşi, dostu, malı, mülkü, dükkanı tezgahı burada kalmış, çoğunun ismi bile unutulmuş, sadece oraya ameliyle yalnız kendisi gitmiştir. Günü geldiğinde bizde bu dünyadan göçüp gideceğiz. Allah cümlemize ahretimizi kazanıp imanla bu dünyadan göçmeyi nasip eylesin.
İlimize 1977 yılında gelerek görevime başladım. Görevim hep çarşı merkezinde geçti.Dolayısıyla çarşımızın kalbi niteliğinde bulunan uzun çarşımızda ahrete göçen çok muhterem insanlarla teşriki mesaim oldu. Onlara rahmet dileyerek kısaca tanıdıklarımdan bir kısmını bu yazımda yad etmek istiyorum. Uzun çarşının üst tarafından aşağı inişte ilk dükkanda rahmetli sarraf Tevfik BÜYÜKDUMAN amcamız vardı. O bu dünyadan göçünce bir müddet oğlu Mustafa ve Ali kardeşler mesleği devam ettirdiler. Bir süre sonra mesleği bıraktılar. Onların altında rahmetli Ahmet ve Abdullah ÖZSOY kardeşlerin Afyonun elit tabakasına hizmet veren, en kaliteli ürünlerin satıldığı manifatura mağazaları vardı. Karşı dükkanda herkesin rahatlıkla girip çıkabileceği Sarraf Fehmi ve merhum Yılmaz UYSAL kardeşler, onların altında Rahmetli Sarraf ve Passap Örgü makineleri bayii Adnan BAYIK, karşısında Arçelik, Singer dikiş makineleri ve süpürge bayii Tokmanlar vardı. Önce rahmetli çok iyi bir makine tamir ustası olan Ergün, sonra babası Nedim amca ve Erhan TOKMAN bu dünyadan göçüp gittiler. Tokmanların altında köseler rahmetli Nizamettin ve Fahri Köse kardeşler vardı. Nizamettin Köse kızılaydan arkadaşımızdı. Onların hizasında rahmetli ayakkabıcı H.Fahrettin Kayıran vardı. Beni her gördüğünde "Hocam seni İmaret camiine hoca yapalım. Gerekirse hava parası verelim" diyerek şaka yapardı. Biraz aşağıya indiğimizde tüm kibar ve sevecenliğiyle Ersözler giyimin sahibi gazetemiz Köşe yazarlarından Merhum Aytekin ERSÖZ, aşağısında meşhur Portakaloğlu kasabı, Akosmanoğlu pasajında en güzel çorap, iç çamaşırlarının satıldığı Deper Ağası, arka tarafta Sankur halı sahibi rahmetli Ahmet Kundak amca, arkasında Cumhuriyet sucukları sahibi Ahmet KOCAŞABAN, yanı başında her ilacı yapabilen Meşhur İstanbul Eczanesi. Devam ediyor ama artık eski ilaçlar pek yapılamıyor. Alt sıralarda herkesin doyarak çıktığı bol kepçe İkbal lokantası. Rahmetli hayırsever Hacı Salim PANCAR amcamız Adeyze camii cemaatımızdandı. Adeyze camiinin tüm tamirat ve temizliğini o yaptırırdı. Onların altında şu anda sağlıkla işine devam eden eski tanıdıklarımdan sadece Sarraf Nurettin GÜZBEY mesleğine devam ediyor. Bu arada gazeteci kardeşlerimizden yeri bir türlü doldurulamayan çarşı esnafı Rahmetli Dr.Mehmet Sadettin Aygen ve jopcu Mehmet Tekman'ı hatırlamadan geçemeyiz. Ölenlere Allahtan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve mutluluklar diliyorum.
Yukarıda ilk aklıma gelerek rahmetle yad ettiğim alanlarında söz sahibi kardeşlerimiz dün vardılar. Bu gün yoklar. Her şeylerini bırakıp gittiler. Bu gidenlerden ibret almalıyız.Yarın bizde buradan göçeceğiz. Bu nedenle nasıl ki yaşamak için bu günden yarına hazırlık yapıyorsak ahretimiz için de hazırlık yapmalıyız. Şu yalancı dünyanın aldatıcı zevk ve sefası uğruna ahretimizi ihmal etmemeliyiz. Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, şarın ölecekmiş gibi de ahretimiz için çalışmalıyız. Allah imanla göçmeyi cennetine girmeyi tüm ümmeti Muhammed kullarına nasip etsin inşallah.