SİZ HİÇ KENDİNİZ OLDUNUZ MU?
Zordur gerçek “sen” olmak. Her türlü olumsuzluğa rağmen kişiliğini, karakterini muhafaza edebilmek ve benliğinden ödün vermemek; her babayiğidin harcı değildir. Hele hele günümüzdeki her şekle, her kalıba anında uyabilen ve saniyesinde kişilik değiştirebilen insanlar arasında, elif gibi dosdoğru ve dimdik kalabilmek hiç kolay değildir.
Bugünün insanı her türlü sözünden dönmeyi, insan satmayı, yalan söylemeyi ve gerçekleri çarpıtarak konuşmayı adeta alışkanlık haline getirmiş bir vaziyette. Öyle ki; muhatabınızla dün mutabık kaldığınız bir konuyu eğer kâğıda döküp imza altına almamışsanız, ertesi gün her şeyi inkâr ettiğini üzülerek görürsünüz. Nedense, hep yanlış hatırladığını söyler bir de hiç utanmadan, sıkılmadan. Böyledir insanlar, eğer bir konu işine gelmiyorsa; sonucu kendi lehine çevirebilmek için her türlü yalanı ve inkârı gözünü kırpmadan gerçekleştirebilecek potansiyele de fazlasıyla sahiptir.
Bunca olumsuz örneğe rağmen; bir de gerçek anlamda kişiliğini, karakterini ve özünü yitirmeden, dosdoğru bir şekilde yaşayıp giden, az da olsa insanlar vardır çevremizde. Öyle ki; yüce yaratıcımızın Hud Suresi 112. Ayette de bizlere emrettiği “öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol” emrine uygun bir şekilde yaşayan, çevresindeki insanlara hiçbir şart ve koşulda yalan, riya ve inkâr gibi olumsuz davranışlar sergilemeyen insanlar da yok değil. Zaten ne güzellik varsa, bu ve bunun gibi insanlar sayesinde meydana gelmiyor mu? Bu tip insanlar toplumsal ilişkilerinde olması gerektiği gibi iletişim kuruyor, insanlarla muhatap olduklarında sözleri senet gibi oluyor diğerleri nezdinde. Zaten aslında olması gereken de bu değil mi? Müslüman müslümana güvenmeyecek de kime güvenecek?
Bizler kendimiz gibi yaşamadığımız ve hep başkalarının hayatlarını yaşamaya çalıştığımız müddetçe; gerçek mutluluğun da ne olduğunu anlamadan göçüp gideceğiz bu dünyadan. Oysa herkesin bir gerçek kimliği vardır ve bu da o bireyin kişiliği, karakteri ve aile yapısının özellikleriyle şekillenir. Bu özellikleri baltalamanın da bir anlamı yoktur ve kimseye yararı dokunmayacak sonuçları ortaya çıkacaktır. Bu nedenle en güzeli; kim isek o olmak ve öz benliğimize uygun bir şekilde hareket etmektir.
Bu duygu ve düşüncelerle siz sevgili okurlarıma güzel günler dilerim.