İÇİNDEN ÇIKAMADIĞIMIZ MESELELER
Hayatın kuralları mı böyle, yoksa insanlar mı bilemeyeceğim ama herkes birilerinden bir şeyler isteyerek yaşamaya alışmış vaziyette sanki. Her gün biri çıkıyor ve bize şu telkinlerde bulunuyor; “bize şunu verin size bunu yapalım, ya da bilmem kaça mesaj gönderin, şu yardımı yapın”.
İnsanlar birbirleriyle iletişim halinde oldukça, aralarında yaşanan alışverişler kesilmez. Nasıl oluyor derseniz; insanlar arası bilgi alışverişinden tutun da, komşunun komşuya olan muhtaçlığına benzer ihtiyaçlar silsilesiyle süre giden güncel liste uzar gider.
Şu numaraya mesaj atın, şu kişilere destek olun. Şu numarayı arayın, buna destek olun. Şuraya bağış yapın, şunlar mutlu olsun. Bizi arayın, kapınıza gelelim. Bunu uçurun, şunu kaçırın biz de sizi uzaya gönderelim tarzı mesajlar bitmiyor, tükenmiyor… Of be yeter yahu.
HANGİ BİRİNE DUR DİYELİM?
Sadece onlar mı? Tabi ki hayır. Kafamızı kurcalayan, zihnimizi meşgul eden o kadar çok mesele var ki; hangisini sayalım, hangi birine dur diyelim?
İnsanlar artık kendi önlerine bakmayı ve kendi tırnaklarıyla iş yapmayı angarya sayıyor. Herkes kendisinin değil de; başkasının işiyle gücüyle, özel hayatıyla ilgili. Nereye kadar gider bu durumlar? Silkinsek de kendimize gelsek olmaz mı?
KAFAYI ÇALIŞTIRMAZSAK, TREN KAÇAR
Dünyanın temel kurallarından biridir; erken harekete geçen her zaman kazanır. Ticarette buna “pazarın kaymağını almak” denir. Yani birileri davranmadan önce, siz atak yaparsınız ve daha önce kazanılmayanları siz kazanırsınız.
Bir zamanlar cep telefonu bayileri böyleydi. Sonra bunu gören diğerleri de sektöre girdi ve cep telefonu satıcıları çoğaldıkça, piyasanın eski tadı kalmadı. Keza çiğköfte sektörü de öyle. Çiğköfte üretimi yapan markalar şimdiki kadar çok değilken, ilk etapta markalaşma sürecini tamamlayan firmalar; ciddi anlamda karlar elde etti ve tabiri caizse pazarın kaymağını yedi. Ancak ilerleyen süreçte, bu işin karlı olduğunu gören diğerleri de pazara girerek; pastayı bölüştüler.
Dünya genelindeki ekonomik hayatta da böyledir. Ne üretmek istiyorsanız; gerekli teknolojik alt yapınızı oluşturacak ve birileri harekete geçmeden önce adım atacak ve pazarın en karlı işlerine gerçekleştireceksiniz. Hangi sektör olmasının önemi yok, bu durum her alanda böyledir.
ŞİKÂYET ETME LÜKSÜMÜZ YOK
Biz insanlar, bir başarısızlık karşısında genelde sorumluluk üstlenmeyi sevmeyiz. Suçu hep başkalarında arar, asıl sorunun bizde olmadığını anlatmaya çalışırız.
Ne yazık ki bu bizim içimize işlemiş hastalıklarımızdan biridir. Hani bir öğrenci dersten geçmişse kendi başarısıdır, ancak dersten kalmışsa hoca bırakmıştır. İşte tam olarak durum bu şekilde. Bizlerin hayata bakış açısı tam olarak böyle. Doğru bir görüş müdür, bunu siz yorumlayın.
ÇALIŞAN KAZANIR
Hayatın her alanında böyledir ve çalışan insan her zaman istediklerini elde eder. Her türlü zorlukla baş edebilme yeteneğine sahiptir ve ufak sallantılardan yıkılmaz. Zaten bizim de gençlerimize anlatmak istediğimiz en önemli husus budur. Kalın sağlıcakla.