ERDEMLİ OLMAK ÇOK MU ZOR?
Erdemli olmak dediğimiz zaman iyilik ve güzellikler namına pek çok şey girer bu tanımlamanın içine. Özellikle de insanların kendilerine zor gelen ancak çevrelerindeki insanların en çok sevdiği hasletler olan iyi insan olma, alçakgönüllü ve yumuşak huylu olma, yiğitlik, mertlik, doğruluk, dürüstlük, edeplilik, hayâ sahibi olmak ve başkalarının hak ve hukukuna göz dikmeden, saygı içerisinde yaşamak gibi çeşitli unsurları sayabiliriz “erdem” kavramını tanımlarken.
Bugün insanların en fazla ihtiyaç duyduğu şeylerin başında gelir erdemli olmak, erdemli insanlarla iç içe yaşamak. Birlikte yaşadığınız insanlara zarar vermemek erdemdir mesela. Ya da trafikte bir yayaya yol vermek, bir yaşlıya yardım etmek, bir çocuğun yüzünü güldürmek veyahut ihtiyacı olan birinin o an ihtiyacını gidermek de dâhil olmak üzere daha sayamadığımız nice özelliklerle beraber bütün bunlar erdemdir. Elbette yaptığınız iyiliği yüze vurmadan, başa kakmadan, karşılık beklemeden yapmak önemlidir erdemli olabilmek, erdemli kalabilmek için.
Yaşadığımız toplumda belki de en çok ihtiyacımız olan şeylerin başında geliyor gelmesine ama bu konuya eğilen var mı dediğiniz zaman, gündelik karmaşanın arasında sanki kimsenin umurunda değilmiş gibi görünüyor erdemli olmak ya da erdemli nesiller yetiştirmek. Bir dedenin, torununa bir iyiliği öğretmesi erdemdir örneğin. Yolda gördüğü karıncaya basmadan yürümeyi öğretmesi, ya da sıcakta bir hayvana su vermeyi öğretmesi de erdemdir.
Her akşam haber bültenlerinde dönen haberlere bir bakın. Yaşanan olumsuz hadiselerin çok büyük bir bölümünün, aynı toplumun insanları tarafından birbirlerine yapılan kötülükler olduğunu görürsünüz. Bu kötülükleri yapanlar uzaydan gelmiyor, kendi içimizden, kendi toplumumuzdan yetişiyor ve bu ülkenin imkânlarından yararlanarak bu kötülükleri diğer insanlara yapıyor. Evet, bizim içimizden çıkan bu kötü insanların ne kadar kötü olacaklarına da biz izin veriyoruz maalesef. Örneğin onların yapabileceklerinin sınırlarını biz belirliyoruz. Nasıl mı? Gözümüzün önünde birisi bir başkasını döverken müdahale etmiyor olmamız, aslında kötüye daha fazla hareket alanı sağlıyor. “Ben neymişim yahu, demek ki ne kötülükler yapabiliyormuşum” duygusuna kapılarak, bir sonraki hareketinde daha kötü olabilmenin sınırlarını zorlaması gerektiğini ona hissettiriyor. Ya da daha basit bir örnekle gidecek olursak; yere izmarit atan birine müdahale etmezseniz, bir sonraki adımda o kişi daha büyük bir çöpü yere atarak, bulunduğu ortamın daha fazla kirlenmesine yol açabiliyor. Bu örnekleri yüzlerce çeşit temsille çoğaltabiliriz ancak kötülükleri zikretmenin fazla da bir anlamı yok. Çünkü ben kötü örnekleri kaleme alırken bile nabzım yükseliyor, eminim siz değerli okurlarım da okurken sinir katsayılarının yükselmesine engel olamıyorsunuzdur. Bu nedenle, daha çok iyilik ve güzellik örnekleriyle satırlarımızı süsleyerek, iyi hareketlerin örneklerini çoğaltmak daha yararlı olur düşüncesindeyim.
Sözün özü; insanların ne kadar iyi ya da ne kadar kötü olabileceklerinin sınırlarını aslında içinde yaşadığı toplumların çizebildiğini üstüne basa basa vurgulamak isterim. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, iyiler de bu toplumun içinden çıkıyor, kötüler de. Erdemli olabilen, yani iyilik seviyesinde artık üst düzey noktaları yakalamış olanlar da bu milletin fertleri. Onların diğerlerinden tek farkı; küçüklük çağlarında iyi bir ailede, büyüklerinden iyi eğitim almış olmaları ve belki de nadiren de olsa iyi eğitimcilere denk gelmiş olmalarıdır. Bir de aileden gelen asalet faktörü de vardır lakin eğitim olmadan asaletin başlı başına bir anlam ifade etmeyeceğini düşünenlerdenim. Yani illa eğitim, illa eğitim.
Buraya kadar anlatmaya çalıştıklarımız, aslında toplum olarak hepimizin özlemlerinden ibaret. Otobüste büyüklerine yer veren, yaşlıya ve hastaya her daim yardım edip, hürmet eden, karşısındaki insanın zayıflıklarından faydalanmayıp, ona kayıtsız şartsız yardım eden nesilleri yetiştirmek ve erdemli bir toplum olmak aslında çok da zor değil. Yeter ki çocuklarımıza doğru tohumları atalım. İnanın bu bahsettiğimiz iyilik ve güzellikler bu milletin genetik şifrelerinde fazlasıyla mevcut. Yalnızca doğru bir sistem ile bu güzellikleri harekete geçirebilmek önemlidir. Bu düşüncelerle hepinize güzel bir hafta dilerim. Sevgiyle kalın.