BEDEN DİLİ KULLANIMI VE KALİTELİ İLETİŞİM
Beden dilimiz, bizim sözsüz iletişim sanatımız ve kendimizi en etkili anlatım yöntemlerimizden biridir. İnsanlar; duygularını, bilgi, görgü ve kültür düzeylerini ilk olarak bu yolla ifade ederler.
Toplumların kültür yapısı ve bölgesel özelliklerine göre değişiklikler gösterebilen “beden dili kullanımı”; insanlar tarafından, yaşadıkları ortamlardan bağımsız bir şekilde; bireysel olarak da geliştirilebilir veya değiştirilebilir. Bu da, kişinin diğer toplumlarla ve insan gruplarıyla iletişimine olumlu katkılar sağlar.
Dünya üzerinde beden dili kullanımı; ülke ve bölgelere göre de farklılık gösterebilir. Örneğin Doğu toplumlarında bazı beden hareketleri; Batı ülkelerinde dikkate alınacak düzeyde bir öneme sahip olmayabilir. Örneğin Japonlar’ın kullanmış olduğu selamlaşma şekli, İtalya’da yaşayan bir İtalyan için herhangi bir anlam ifade etmeyebilir. Aynı şekilde biz Türkler’in kendimize özgü iletişim biçimimiz olan beden diliyle selamlaşma şekillerimiz; bir Alman tarafından ya da bir Çinli için herhangi bir anlam taşımayabilir. Bu nedenle gölgesel ve kültürel farklılıkları, beden dili konusunu anlatırken özellikle vurgulamak gerektiğine inanırım.
Özellikle iş dünyasına yönelik olarak verdiğim, ‘’Pazarlama İletişimi ve Etkileyici Yöneticilik ve Liderlik’’ eğitimlerimde ilk önce vurguladığım konu; bir iş görenin ya da bir yöneticinin, etkileyici bir duruşa sahip olması ve beden dilini insanlar üzerinde etkileyici şekilde kullanması gerektiğidir. Zira insanlar ne söylediğinizden daha çok; nasıl söylediğinize ve o sözü söylerken surat ifadeniz ve beden duruşunuzun ne ifade ettiğine odaklanır. Karşı tarafa vermek istediğiniz mesajların %75’inden fazlası; aslında dış görünüşünüz, el-kol hareketleriniz ve surat ifadenizle muhatabınıza iletilir.
İş hayatında ve toplumda başarılı olmak isteyen profesyoneller ve siyasi hayatta etkileyiciliği ve karizmasıyla dikkat çekmek isteyen siyasetçiler; öncelikle karşıdaki muhataplarına giyim tarzı, etkileyici bir beden dili ve bütün bunları destekleyici güvenilir bir duruş ve etkileyici konuşma şekliyle hitap etmek durumundadır. Bizim profesyonel eğitim ve danışmanlıklarımızda verdiğimiz sistematik eğitimlerin olmazsa olmazı ve ilk ders konularımızdan bir tanesi; işte bu nedenlerden dolayı “etkileyici beden dili kullanımı”dır.
Gençlerimizde yoğunlukla gördüğümüz “özgüven eksikliği” konusu da; aslında beden dili kullanımını etkileyen ana faktörlerden bir tanesidir. Özellikle kendine güveni eksik bireylerde görülen düşük omuzlar, kısık bir göğüs kafesi ve öne doğru eğimli duruş; toplumsal olarak da beden dili kalitemizin düşük görünmesine neden oluyor. Bu durumu düzeltebilmenin en iyi yöntemlerinden biri; gençlerimize okul öncesi yaşlarda temeli atılması gereken özgüvenle birlikte, okul hayatları boyunca kazandırılacak bilgi, kültür ve özgüven unsurlarıdır. Bir insana çocukluk ve gençlik yıllarında verilmeyen özgüven ve karakter eğitiminin; ilerleyen yaşlarda verilmesi daha zor oluyor ve kişinin toplumda istediği yeri edinememesine ve toplumdan dışlanmasına neden olabiliyor.
Beden dili kullanımında en çok dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri de; karşı cinsle kurulacak iletişimde dikkat edilmesi gerekenlerdir. Özellikle profesyonel iş yaşamında sıklıkla karşı karşıya gelen kadın ve erkekler; bir tarafın sorumsuz davranışı ya da eksik bilgisi nedeniyle karşı tarafı rahatsız edecek tavırlar sergilemesinden olumsuz etkilenebiliyor. Sıklıkla rastlanan durum; kadınların erkeklerden daha çok rahatsızlık duyması olarak karşımıza çıkıyor. En basit örneklerden birini vermek gerekirse; bir tokalaşma esnasında erkeğin kadına doğru eğilerek tokalaşması bile, kadının rahatsızlık duymasına ve bir adım geri çekilerek kendini korumaya almasına neden olabilir. Mahrem alanın korunması ilkesi gereği, bu tip davranış biçimlerine azami dikkat edilmesi; profesyonel hayatın olmazsa olmazlarındandır.
Buraya kadar değindiğimiz konuların ışığında son söz olarak söylemek gerekirse; “beden dili; sağlıklı bir vücut yapısının yanı sıra; özgüven ve kişinin sahip olduğu bilgi ve kültür seviyesiyle yakından alakalıdır.” Yepyeni bir haftada hepinize; sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.